![Abaküs Yazılım](/3.png)
Esas No: 2020/12437
Karar No: 2022/3395
Karar Tarihi: 27.04.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2020/12437 Esas 2022/3395 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, mühür bozma ve 2863 sayılı kanuna aykırılık suçlarından yargılanmıştır. Mahkeme, her iki suç açısından sanığın kastının olmadığına ve beraatine karar vermiştir. Katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı temyiz istemişlerdir. Temyiz incelemesi sonucunda mühür bozma suçu nedeniyle açılan kamu davasına Çevre ve Şehircilik Bakanlığı'nın katılma hakkı olmadığı belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın 2863 sayılı kanuna aykırılık suçu nedeniyle beraatine ilişkin hüküm de onanmıştır. Kanun maddeleri ise şöyle açıklanmıştır: CMK’nın 223/2-c maddesi, 2863 sayılı Kanun.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık, mühür bozma
Hüküm : Her iki suç açısından; CMK’nın 223/2-c maddesi gereğince beraat
2863 sayılı Kanuna aykırılık ve mühür bozma suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili ve Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
1-Katılan vekilinin, sanığın mühür bozma suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Mağdur kavramı gibi kanunda açıkça tanımlanmamış olan "suçtan zarar görme" kavramının, gerek Ceza Genel Kurulu, gerekse Özel Dairelerin yerleşmiş kararlarında; "suçtan doğrudan doğruya zarar görmüş bulunma hali" olarak anlaşılıp uygulandığı, buna bağlı olarak da dolaylı veya muhtemel zararların, davaya katılma hakkı vermeyeceğinin kabul edildiği, bu hususun, Ceza Genel Kurulunun 11/04/2000 gün ve 65–69, 22/10/2002 gün ve 234–366, 04/07/2006 gün ve 127–180, 03/05/2011 gün ve 155–80, 21/02/2012 gün ve 279–55, 15/04/2014 gün ve 599-190, 28/03/2017 gün ve 214-206 sayılı kararlarında; “dolaylı veya muhtemel zarar, davaya katılma hakkı vermez” şeklinde açıkça ifade edildiği ve Ceza Genel Kurulunun 25/03/2003 gün ve 41–54 sayılı kararında da “tazminat ödenmesi, itibar zedelenmesi ve güven kaybı” gibi dolaylı zararlara dayanarak kamu davasına katılmanın olanaklı olmadığının kabul edilmesi karşısında;
Çevre ve Şehircilik Bakanlığının, mühür bozma suçu nedeniyle açılan davalara katılma ve tesis edilen hükmü temyiz etme hak ve yetkisi bulunmaması karşısında; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı vekilinin temyiz isteminin, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi uyarınca REDDİNE,
2- Katılan vekilinin ve Cumhuriyet savcısının, sanığın 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz taleplerinin incelenmesinde ise;
“26/09/2014” olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığında yanlış yazılması, mahallinde düzeltilmesi mümkün görülmekle bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanığın III. Derece doğal sit alanı içerisindeki 135 ada 22 parsel nolu taşınmaz üzerinde taş duvar ve yol yapımına ilişkin eyleminin ilk olarak 17/03/2014 tarihinde tespit edildiği ve 17/03/2014 tarihli tespite dayalı olarak Çaykara Asliye Ceza Mahkemesinin 2014/71 Esas sayılı dosyasında 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan yargılandığı, mahkemece sanığın mahkumiyetine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, temyize konu kamu davasının ise, inşasına başladığı istinat duvarını tamamladığından bahisle açıldığı, sanığın aşamalardaki beyanlarında, dava konusu yerde Uzungöl Belediye Başkanlığı tarafından yapılan yol çalışması nedeniyle evinin ve tarlasının duvarlarının yıkıldığını, belediyeye defalarca başvurmasına ve belediye tarafından yıkılan kısımların yapılacağı taahhüt edilmesine rağmen yapılmadığını, arazisi dik ve yamaç alanda olup yapılan yol çalışması sebebiyle heyelan meydana gelmesi nedeniyle evini korumak amacıyla kendi imkanları ile duvar yapmak zorunda kaldığını belirttiği, dosya kapsamında bulunan, sanığın belelediye sunmuş olduğu dilekçeler ve belediye tarafından verilen cevabi yazılardan, belediye teknik elemanları tarafından yerinde yapılan inceleme ve tespitler ile; mülga Uzungöl Belediye Başkanlığı tarafından yapılan yol çalışmasından önce dava konusu yerde ahşap bina ve etrafında taş duvarların bulunduğu, yol çalışması esnasında duvarların yıkıldığı, meyilli araziye sahip alanda yer alan evin heyelan tehlikesi altında olduğundan koruma amaçlı istinat duvarlarının mülga Uzungöl Belediyesi tarafından yapılması gerekirken mali imkansızlıklar nedeniyle yapılmadığı ve sanık tarafından kendi imkanları ile duvar yapıldığının tespit edildiği hususlarının anlaşıldığı, mahkemece mahallinde iki kez keşif icra edildiği, keşifte dinlenen mahalli bilirkişi beyanlarının sanığın beyanlarını doğruladığı, ikinci keşifte mahkemece, ilk keşifte mevcut olan eski evin ikinci keşif esnasında yerinde olmadığı, yıkılmış olduğu, yan parselde yer yer su sebebiyle heyelanların olduğu hususlarının gözlemlendiği, mahalli bilirkişi Ahmet Şahin’in de beyanında; üst tarafta biriken suların birikerek heyelan oluşturması ve evin zemininin kayması nedeniyle eski evin yıkıldığını belirttiği dosya kapsamında, sanığın yüklenen suç açısından kastının olmadığı anlaşılmakla,
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin kastının bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, suçun sübuta erdiğine, Cumhuriyet savcısının, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,
3-Cumhuriyet savcısının, sanığın mühür bozma suçundan beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesine gelince;
Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından failin kastının bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, Cumhuriyet savcısının, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanığın beraatine ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 27/04/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.