8. Ceza Dairesi 2018/5799 E. , 2019/2178 K.
"İçtihat Metni"
İhbarname No : KYB - 2018/38018
Mala zarar verme suçundan sanık ..."ın 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 151/1, 62 ve 52. maddeleri uyarınca 2.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına dair BOLU 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 28.03.2017 tarihli ve 2016/479 esas, 2017/316 sayılı kararını kapsayan dosyası ile ilgili olarak;
Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesince sanığın mala zarar verme suçundan mahkûmiyetine karar verilmiş ise de, dosya kapsamına göre taraflar arasında olay öncesine dayanan bir husumetin bulunmadığı, kamera kayıtlarında görüldüğü üzere, sanığın üzerinde temizlik malzemeleri, sol omuzunda iki adet süpürge ve bir adet plastik kürek ile ikametine gitmek için katılanlara ait araçların arasından geçtiği esnada olayın meydana geldiği, sanığın kastının katılan ..."e ait plakalı araca zarar vermek olmadığı fakat üzerindeki malzemeler olduğu halde tedbirsiz ve dikkatsiz davranarak taksirle anılan araçta zarara sebebiyet verdiği anlaşılmakla, 5237 sayılı Kanun"un 151. maddesinde düzenlenen mala zarar verme suçunun yasal unsurlarının oluşmayacağı gözetilmeden, sanığın beraati yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 25.04.2018 gün ve 6091 sayılı kanun yararına bozma istemine atfen Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07.05.2018 gün ve KYB/2018-38018 sayılı ihbarnamesi ile dairemize tevdii kılınmakla incelendi.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Mala zarar verme suçunun kasten veya olası kast ile işlenebileceği, taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı, olası kastla mala zarar verme suçunun işlenebilmesi için, sanığın gerçekleşmesi muhtemel sonuçları öngörmesine rağmen bu sonuçları kabullenmesi, neticenin gerçekleşmesine aldırmaması ve eylemine "olursa olsun" bilinciyle devam etmesi gerektiği, taksir de ise kendi yetenekleri, algılama gücü, tecrübeleri, bilgi düzeyi ve içinde bulunduğu koşullar altında objektif olarak var olan dikkat ve özen yükümlülüğünü öngörebilecek ve yerine getirebilecek durumda olması, ancak neticenin istenmemesine rağmen sonucun meydana gelmesi gerektiği,
Somut olayda, oluşa, bilirkişi tutanağına ve tüm dosya kapsamına göre; belediyede temizlik işçisi olarak çalışan hükümlünün olay günü sağ elinde çantası ve rulo halindeki temizlik poşetleri, sol omzunda ise iki adet süpürge ve bir adet plastik kürek ile ikametine doğru yürümekte iken yol üzerinde park halinde bulunan katılan ve katılanın babasına ait araçların arasından geçtiği sırada sol elindeki kürek sapının katılanın aracına sürterek çizdiği, dosyadaki kamera kaydı görüntülerinden de anlaşıldığı gibi zararın sanığın özensiz davranışından kaynaklandığı ve her ne kadar iddianamede taraflar arasında önceye dayalı bir husumetten bahsedilmiş ise de gerek soruşturma gerekse kovuşturma aşamalarında alınan taraf beyanlarında bu yönde herhangi bir iddianın bulunmadığı ve sanığın aşamalardaki savunmalarında, kendisinin zarar verme kastının bulunmadığını, araçların arasından geçerken sıkışıklık nedeniyle istemeden zarar verdiğini beyan etmesi karşısında, kasten işlenebilen mala zarar verme suçuna ilişkin eyleminn taksir düzeyinde olduğu ve mala zarar verme suçunun taksirle işlenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeden, yasal unsurları oluşmayan atılı suçtan hükümlünün beraati yerine yazılı şekilde mahkumiyetine karar verilmesi,
Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı"nın kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca düzenlenen ihbarname içeriği bu nedenle yerinde görüldüğünden, Bolu 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 28.03.2017 tarih ve 2016/479 esas, 2017/316 sayılı kararının 5271 sayılı kanunun CMK.nun 309/4-d maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükümlüye yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmaması nedeniyle hükümlünün mala zarar verme suçundan CMK.nun 223/2-a maddesi uyarınca BERAATİNE, hükmedilen cezanın infaz edilmemesine, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 18.02.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.