17. Hukuk Dairesi 2016/15835 E. , 2019/1461 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili, davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Asıl davada davacılar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... vekili; müvekkillerinin destekleri ..."nin meydana gelen kazada öldüğünü, davalı ..."un kazaya neden olan karşı aracın sürücüsü, davalı ...."nin karşı aracın trafik sigortacısı olarak zarardan sorumlu olduğunu, davalı ... Müdürlüğünün ise kazanın gerçekleştiği yolda gerekli aydınlatmanın, işaret ve levhaların olmaması nedeni ile zarardan sorumlu olduğunu açıklayıp toplam 25.000,00 TL maddi, toplam 400.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminat talebini artırmıştır.
Birleştirilen davada davacılar ... ve ... vekili, müvekkillerinin destekleri ..."nin içinde bulundukları, davalıya trafik sigortalı araç sürücüsünün kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkillerinin desteklerinin öldüğünü açıklayıp 25.399,12 TL maddi tazminatın davalı ... Anonim Türk Sigorta A.Ş."den tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan delillere göre, davacı ... ve ..."nin davalı .... ve sigortalısı ... aleyhine açtıkları maddi tazminata ilişkin davalarının feragat nedeni ile reddine, davacı ..."nin davalı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi ve ... aleyhine açtıkları maddi tazminata ilişkin davalarının kabulü ile 32.270,00TL maddi tazminatın davalı ... ve davalı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi"nden tahsiline, davalı ..."nün bu tazminatın ıslah edilen 17.250,00 TL asıl alacak ve faizleri ile sınırlı olarak sorumlu tutulmasına, davacı ..."ın maddi tazminat talebinin kabulü ile; 41.601,50 TL maddi tazminatın davalı ... ve ..."nden tahsiline, davacıların manevi tazminat taleplerinin kısmen kabulü davacı ... için 25.000,00 TL, davacı ... için, davacı ... için, davacı ... ... için, davacı ... için 12.500,00"er TL manevi tazminatın, davacı ... için, eşi ... yönünden 25.000,00 TL, kızı ... yönünden 25.000,00 TL ve kızı ... yönünden 25.000,00 TL manevi tazminatın, davacı ... için annesi ... yönünden 25.000,00 TL, kardeşi ... yönünden 12.500,00 TL ve kardeşi ... yönünden 12.500,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."nden tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili, davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Asıl ve birleşen davalar, trafik kazasına nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
1-Anayasanın 141. maddesinde, mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması öngörülmüş bulunduğu gibi, HUMK.nun 388/3. maddesinde de verilen hükümde, iddia ve savunma yönünden toplanan deliller, delillerin tartışması, varılan sonuçla ilgili hukuki nedenler, taraflara yüklenen borç ve sağlanan hakların kuşkuya yer vermeyecek şekilde açıkça yazılması gerektiği belirtilmiştir. HUMK.nun 74. maddesine göre Kanunu Medeni ile muayyen hükümler mahfuz olmak üzere hakim her iki tarafın iddia ve müdafaalariyle mukayyet olup ondan fazlasına veya başka bir şeye hüküm veremeyeceği hüküm altına alınmıştır.
Mahkemece davacılar tarafından açılan davalar arasında hukuki ve fiili irtibat bulunması nedeniyle birleştirilmesine karar verilmiş ve buna göre hüküm kurulmuş ise de her davanın davacıları ve davalıları ile talepleri birbirinden farklı olup birleştirilen davalar bağımsızlıklarını koruyacağından her davada talepler ve yargılama gideri, vekalet ücreti ve harçlar ayrı ayrı değerlendirilerek hüküm kurulması gerekir.
Buna göre mahkemece asıl ve birleştirilen davalar hakkında tek hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre de; davaya konu olayda, kazanın gerçekleştiği yolda gerekli aydınlatmanın, işaret ve levhaların olmaması nedeniyle kazanın meydana geldiği iddiası ile davalı ... aleyhine husumet yöneltilmiştir.
Davalı ... kamu tüzel kişisi olup görmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmeti sırasında verdiği iddia olunan zararlardan dolayı sorumluluğu özel hukuk hükümlerine tabi değildir. Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanırken oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanmakta olup bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayanılarak İdari Yargılama Usul Kanunu 2. madde hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikamesi gerekmektedir. (11.2.1959 günlü ve 17/15 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı)
Somut olayda, davacı vekili, kazada hizmet kusuru bulunduğunu ileri sürerek davalı ... yönünden hizmet kusuruna dayalı olarak dava açmıştır.
Buna göre, görev-yargı yolu yargılamanın her aşamasında resen dikkate alınacak hususlardan olduğundan, mahkemece davalı ... hakkındaki dava tefrik edildikten sonra, bu davalı yönünden idari yargının görev alanına giren uyuşmazlıkta yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2 maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde davalı ... yönünden esas girilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma ilamının neden ve şekline göre hükmü temyiz eden taraf vekillerinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına dair karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar ... ve ... vekili, davalı ... vekili, davalı ... Anonim Türk Sigorta Şirketi vekili, davalı .... vekilinin tüm temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ... ve ... ve davalılar Anadolu Anonim Türk Sigorta Şirketi ve ..."ye geri verilmesine 14/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.