
Esas No: 2014/21783
Karar No: 2015/20884
Karar Tarihi: 30.11.2015
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2014/21783 Esas 2015/20884 Karar Sayılı İlamı
- ZORUNLU BAĞ-KUR SİGORTALILIĞININ TESPİTİ
- SOSYAL SİGORTALAR KANUNU(MÜLGA) (506) Geçici Madde 20
- SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Geçici Madde 7
- ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 24
- ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 25
- ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 26
- ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Geçici Madde 18
"İçtihat Metni"
Dava, 30.12.1994-13.12.2005 tarihleri arasında 1479 sayılı Yasa kapsamında zorunlu sigortalılığın tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtildiği şekilde, davanın 30.12.1994-03.10.2000 tarihleri arası süre yönünden davacının 04.10.2000 tarihinden önce tescili olmaması nedeniyle reddine, 04.10.2000-13.12.2005 tarihleri arsındaki süre yönünden ise hukuki yarar yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davanın yasal dayanağı; 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun Geçici 7. maddesindeki; “Bu Kanunun yürürlük tarihine kadar 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı, 02.09.1971 tarihli ve 1479 sayılı, 17.10.1983 tarihli ve 2925 sayılı, bu Kanunla mülga 17.10.1983 tarihli ve 2926 sayılı, 08.06.1949 tarihli ve 5434 sayılı kanunlar ile 17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Kanunun geçici 20. maddesine göre sandıklara tâbi sigortalılık başlangıçları ile hizmet süreleri, fiilî hizmet süresi zammı, itibarî hizmet süreleri, borçlandırılan ve ihya edilen süreler ve sigortalılık süreleri tabi oldukları Kanun hükümlerine göre değerlendirilirler.” düzenlemesi ve genel olarak Kanunların geriye yürümemesi (geçmişe etkili olmaması) kuralı gereği 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25 maddeleridir.
01.04.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı Kanunun 24 ve 25. maddelerinde “...kendi adına ve hesabına çalışanlar olarak nitelendirilen bağımsız çalışanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına yazılı olan gerçek kişiler...”, “meslek kuruluşuna yazılarak çalışmaya başladıkları tarihten itibaren” zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılmışken, anılan maddelerde 19.04.1979 gün ve 2229 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile meslek kuruluş kaydı zorunluluğu kaldırılarak, “kendi adına ve hesabına” çalışma koşulu ve belirtilen nitelikte çalışmaya başlama tarihi sigortalılık niteliğini kazanmak için yeterli kabul edilmiştir.20.04.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemede, kendi adına ve hesabına çalışma koşuluna ek olarak “gerçek ve götürü usulde gelir vergisi mükellefi olanlar” için mükellefiyetin başlangıç tarihinden, “kendi adına ve hesabına bağımsız çalışmakla beraber gelir vergisinden muaf olanlardan kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı olanlar” kayıtlı oldukları tarihten itibaren sigortalı sayılmaktadır.
22.03.1985 tarihinde yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikte ise, bu kez, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan; “gerçek ve götürü usûlde gelir vergisi mükellefi olanlar, Esnaf ve Sanatkarlar Siciline kayıtlı bulunanlar veya kanunla kurulu meslek kuruluşuna usulüne uygun kayıtlı bulunanlardan” gelir vergisi mükellefi olanlar, mükellefiyetin başlangıç tarihinden, gelir vergisinden muaf olanlar ile vergi kaydı bulunmayanlar da Esnaf ve Sanatkarlar Siciline veya kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt oldukları tarihten itibaren kendiliğinden sigortalı sayılmışlardır.
Sosyal güvenlik hakkı, temel insan haklarından olup,uluslararası hukuk normları ile Anayasalarda güvence altına alınmıştır.
1479 sayılı Yasa, zorunlu sigortalılık şemsiyesi altına alınan esnaf ve sanatkarlar ve diğer bağımsız çalışanlara, kanunda yazılı sosyal güvenlik hükümlerini uygulama amacını taşımakta olup, 26. maddesinde, sigortalı olma hak ve yükümlülüğünden vazgeçilemeyeceğini ve kaçınılamayacağını, bu kanuna göre sigortalı sayılanların, sigortalı sayıldıktan itibaren üç ay içinde Kuruma başvurarak kayıt ve tescil yaptırmalarının zorunlu olduğunu, aksi durumda Kurum tarafından re"sen tescil işleminin yapılacağını hükme bağlamıştır.
619 sayılı KHK’nin Geçici 1.maddesinde yer alan “1479 sayılı Kanuna göre sigortalılık niteliğini taşıdıkları hâlde, bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri bu Kanun Hükmünde Kararname’nin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren başlar.Ancak, 1479 sayılı Yasaya göre zorunlu sigortalı olarak tescil edilmiş olmak kaydıyla, 20.04.1982 tarihinden bu KHK’nin yürürlüğe girdiği tarihe kadar vergi dairelerine kayıtlı olarak kendi nam ve hesabına bağımsız çalıştıklarını belgeleyen sigortalıların,vergiye kayıtlı bulundukları süreler, bu süreye ilişkin primleri,ödeme tarihinde bulundukları gelir basamağı prim tutarı üzerinden ödemek kaydıyla sigortalılık süresi olarak değerlendirilir.”denilmekte olup, anılan 619 sayılı KHK 04.10.2000 tarihinde yürürlüğe girmiş ise de, Anayasa Mahkemesi’nin 08.08.2001 tarihinde yürürlüğe giren 26.10.2000 günlü kararı uyarınca tüm hükümleriyle iptal edilmiştir.
Benzer bir düzenlemeyi öngören 1479 sayılı Yasanın Geçici 18. maddesinde yer alan “Bu Kanuna göre sigortalılık niteliği taşıdıkları hâlde 04.10.2000 tarihine kadar kayıt ve tescilini yaptırmamış olan sigortalıların sigortalılık hak ve mükellefiyetleri 04.10.2000 tarihinden itibaren başlar.” düzenlemesi ise, 24.07.2003 tarih, 4956 sayılı Yasa ile getirilmiş ve 02.08.2003 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava konusu somut olayda; davacının 29.05.2001 tarihli sigortalılık giriş bildirgesine istinaden Kurumca 04.10.2000 tarihi itibari ile Bağ-Kur tescilinin yapıldığı, davacının 09.04.1996 - 13.12.2008 tarihleri arası vergi kaydı,
30.12.1994-08.12.2005 tarihleri arasında oda kaydı, 30.12.1994-08.12.2005 tarihleri arasında sicil kaydının olduğu anlaşılmaktadır. Davacının, sigortalılık tesciline ilişkin giriş bildirgesinin, 2001 yılında tanzim edilerek kuruma ibraz edilmiş olması karşısında, 619 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 4956 sayılı Yasa ile değiştirilen 1479 sayılı Yasanın Geçici 18.maddesinden yararlanmak mümkün değilse de; davacının 30.12.1994-03.10.2000 tarihleri arasındaki talebine konu sigortalılık durumunun 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddeleri esas alınmak suretiyle değerlendirilmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece yapılması gereken iş; davacının, 30.12.1994-03.10.2000 tarihleri arasındaki uyuşmazlığa konu bağımsız çalışmasının ve sigortalılık durumunun, 3165 sayılı Yasa ile değişik 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25. maddeleri çerçevesinde yapılacak araştırma ve irdeleme ile varılacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Açıklanan maddi ve hukuki esaslar gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı biçimde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.