10. Hukuk Dairesi 2014/16068 E. , 2015/20862 K.- TRAFİK KAZASINDA ÖLEN SİGORTALININ HAK SAHİPLERİNE YAPILAN ÖDEMELERİN TAZMİNİ
- ZORUNLU TRAFİK SİGORTACISININ SGK"YA KARŞI SORUMLULUĞU
- SOSYAL SİGORTALAR VE GENEL SAĞLIK SİGORTASI KANUNU (5510) Madde 39
- ESNAF VE SANATKARLAR VE DİĞER BAĞIMSIZ ÇALIŞANLAR SOSYAL SİGORTALAR KURUMU KANUNU (BAĞ-KUR)(MÜLGA) (1479) Madde 63
"İçtihat Metni"Dava, trafik kazası sonucu vefat eden sigortalının hak sahiplerine Kurumca yapılan yardımların tazmini istemine ilişkindir.
Mahkemece, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili ile davalı G.. A.. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, davacı Kurum vekili ile davalı G.. A.. vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Öngörülen istisnaları dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 39. maddesinin 1. fıkrasında “Üçüncü bir kişinin kastı nedeniyle malûl veya vazife malûlü olan sigortalıya veya ölümü halinde hak sahiplerine, bu Kanun uyarınca bağlanacak aylığın başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı için Kurumca zarara sebep olan üçüncü kişilere rücû edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Bilindiği üzere kanunların geriye yürümesi konusunda mevzuatımızda genel bir düzenleme olmadığı gibi, 5510 sayılı Kanunda da bu yönde bir hüküm bulunmamaktadır. Kural olarak, her kanun, yürürlüğe girdiği tarihten itibaren derhal hukuksal sonuçlarını doğurmaya başlar ve bu tarihten sonra meydana gelen olaylara ve ilişkilere uygulanır. Bu kuralın doğal sonucu da, kanunların yürürlüğe girmelerinden önceki olayları etkilemeyeceği, başka bir anlatımla geriye yürümeyecekleridir.
Hal böyle olunca, 5510 sayılı Kanunun 39. maddesi ile getirilen düzenlemenin, anılan maddenin yürürlük tarihinden sonra gerçekleşen olaylara uygulama olanağının bulunup bu tarih öncesinde gerçekleşen olaylara uygulanamayacağı gözetildiğinde, davanın yasal dayanağı, 1479 sayılı Kanunun 63. maddesidir.
Söz konusu maddeye göre, Bağ-Kur’un rücu hakkının doğabilmesi için, öncelikle 3. kişinin yani sigortalı dışında kalan bir başka kişinin suç sayılır hareketinin mevcut olması ve bu sebeple Kurumca sigortalıya ya da eşi veya bakmakla yükümlü olduğu kişilere yardım yapılması gerekir.
Mahkemece, trafik kazasına karışan aracın sürücüsünün, sigortalının ölümü ile sonuçlanan olayda %100 oranında kusurlu olduğu gözetilerek, Kurumca bağlanan aylıkların ilk peşin sermaye değeri yönünden dosya içerisindeki bilgi ve belgelerde çelişki bulunması nedeni ile davacı Kurumdan sigortalının hak sahiplerine bağlanan aylıkların ilk peşin sermaye değeri ile yapılan ödene tutarları sorularak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme sonucu, yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir.
3-Zorunlu mali sorumluluk sigortası; “Motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına, bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin, zarara uğrayan üçüncü kişilere karşı olan mali ve hukuki sorumluluğunu belli limitler dahilinde güvence altına almak” üzere oluşturulmuştur. Dolayısıyla sigorta şirketinin, zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamında Kurumun rücu alacağından sorumluluğu; kaza tarihi itibariyle geçerli olan poliçede yazılı sorumluluk limiti ile sınırlıdır. Sigorta şirketi tarafından, 2918 sayılı Yasa kapsamında poliçeye dayalı akdi sorumluluk nedeniyle poliçe limiti dahilinde, sigortalı ya da hak sahiplerine ödeme yapıldığının geçerli belgelerle kanıtlanması durumunda, sigorta şirketinin mükerrer ödeme ile karşı karşıya bırakılmaması bakımından, ödediği miktar oranında tazmin sorumluluğundan kurtulduğunun kabulü gereklidir.
Eldeki davada, davalı ... Sigorta AŞ."nin, davaya konu trafik iş kazasının meydana geldiği tarih itibariyle geçerli olan zorunlu mali mesuliyet sigortası poliçesi kapsamında, hak sahiplerine ödemede bulunduğunu ileri sürmesi karşısında, ödemeye yönelik belgelerin içeriği ve geçerliliği yönünde araştırma yapılarak, varılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, mükerrer ödemeye de sebep olacak şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekili ile davalı G.. A.. vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalılardan G.. A.."ye iadesine, 30.11.2015 gününde oybirliği ile karar verildi.