(Kapatılan)14. Hukuk Dairesi 2012/6976 E. , 2012/7607 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 11.03.2011 gününde verilen dilekçe ile yıkım istenmesi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 26.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı, davalılara ait 1012 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın 3194 sayılı Yasanın 18. maddesi hükmü uyarınca yapılan imar uygulaması sırasında paydaşı olduğu 1012 ada 14 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü hale geldiğini ileri sürerek, elatmanın önlenmesi ve kal istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece davanın kabulüne, davalılara ait binanın 1012 ada 14 parsel sayılı taşınmaza tecavüzlü olan 21.20 metrekarelik kesiminin yıkılmak suretiyle elatmanın önlenmesine ve mahkeme veznesine depo edilen tecavüzlü binanın tadilat gideri 950.00 TL"nin davalılara ödenmesine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1 - Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve bozma ilamına uyularak karar verilmiş olmasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş ve reddi gerekmiştir.
2- Yasal ayrıcalıklar dışında, Türk Medeni Kanununun 684/1 ve 718/2. maddelerine göre arazinin mülkiyeti ve buna bağlı olan tasarruf hakkı o arazide kalıcı olmak koşuluyla yapılan şeyleri de kapsar. Bu kuralın istisnalarından birisi de 3194 sayılı İmar Kanununun 18/9. maddesinde yer almaktadır. Anılan madde;
"Düzenleme sırasında, plan ve mevzuata göre muhafazasında mahzur bulunmayan bir yapı, ancak bir imar parseli içerisinde bırakılabilir. Tamamının veya bir kısmının plan veya mevzuat hükümlerine göre muhafazası mümkün görülmeyen yapılar ise, birden fazla imar parseline de rastlayabilir. Hisseli bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların bedelleri, ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe ve aralarında başka bir anlaşma temin edilmedikçe veya şüyuu giderilmedikçe, bu yapıların eski sahipleri tarafından kullanılmasına devam olunur" şeklinde düzenlenmiştir.
Getirilen bu özel hüküm ile mütemmim cüz (ayrılmaz parça) olan yapı ile zemin arasındaki hukuki ilişki kesilmiş, bazı durumlarda yapı üzerinde bulunduğu yerin malikinden başkasına bırakılarak imar parsellerinin oluşturulabileceği öngörülmüştür. Böylece yapıların bedelleri ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmediği veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadığı ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece bu yapıların ömürlerini dolduruncaya kadar eski sahiplerince kullanma imkânı sağlanmış, zemin malikinin tasarruf gücü kısıtlanmıştır.
2981 sayılı yasanın 3290 sayılı yasa ile değişik 10/c maddesi ile de aynı doğrultuda hüküm getirilmiştir.
Yukarıda açıklanan ayrıcalıklar ile bir kimse kendi taşınmazı üzerine mütemmim cüz (ayrılmaz parça) niteliğinde yapı inşa etmiş, imar uygulaması sonucu bu yer üçüncü kişiye ait imar parseli içerisinde kalmış ise, kendi arzu ve iradesi dışında idari kararla oluşan bir durum söz konusu olduğundan kusurlu sayılamamış ve imar parseli malikine karşı yapı sahibini koruma zorunluluğu duyulmuştur.
Somut olaya gelince; taraflara ait 1012 ada 13 ve 14 parsel sayılı taşınmazın evveliyatının taraflarla birlikte bir çok kişinin paydaş bulunduğu 284 ada 1 parsel sayılı taşınmaz olduğu ve 3194 sayılı Yasanın 18 maddesi uyarınca yapılan imar uygulaması sonucunda davalılara ait binanın 21.20 metrekarelik kesiminin 1012 ada 14 parsel sayılı taşınmazda kaldığı anlaşılmıştır. Yukarıda açıklandığı gibi yapı bedeli ilgili parsel sahiplerince yapı sahibine ödenmedikçe veya aralarında bu yönde bir anlaşma yapılmadıkça ya da ortaklığın giderilmesi davası açılmadığı sürece ömürlerini dolduruncaya kadar yapı eski sahiplerince kullanılmaya devam olunur.
Yapılan keşif sonucu uzman bilirkişi tarafından dosyaya ibraz olunan 22.05.2009 ve 19.06.2009 tarihli raporlardan binanın tecavüzlü kesiminin 2811.12 TL, tadilat giderinin ise 950.00 TL olduğu saptanmıştır. Bu durumda yapı bedeli ile tadilat gideri toplamı 3761.12 TL yapı sahiplerine ödenmedikçe yıkım kararı verilemez.
Mahkemece açıklanan bu durum nazara alınmadan yalnızca tadilat gideri depo ettirilmek suretiyle elatmanın önlenmesi ve yıkım kararı verilmesi doğru olmadığından karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatırana iadesine, 29.05.2012 tarihinde oy birliği ile karar verildi.