8. Hukuk Dairesi 2017/7835 E. , 2020/239 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı üçüncü kişi vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı alacaklı vekili, davalı üçüncü şahıs ... tarafından haksız, mesnetsiz ve kötü niyetli yapılan istihkak iddiasının reddi ile, hacze konu mahcuz forkliftin diğer davalı ... Turizm Otomotiv Şirketine ait olduğunun tespitine, kötü niyetli davalılar aleyhine %40"dan aşağı olmamak kaydıyla tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı üçüncü kişi vekili, davacının borçlu ile müvekkili arasında organik bir bağ olduğuna dair bir beyanda bulunamadığını ve delil gösteremediğini, müvekkilinin mahcuzu satın alıp bedelini ödediğini davanın dayanaksız ve delilsiz olduğunu, haciz mahalli ile borçlu adresinin hiçbir şekilde aynı olmadığını, borçlu ile müvekkilinin başkaca bir ticaret yapmadığını belirterek davanın reddine, alacaklının haciz talebinde kötü niyetli olması nedeniyle %20 tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, haciz adresinin borçluya ait adres olmadığı, mülkiyet karinesinin davalı üçüncü kişi lehine olduğu aksinin davacı alacaklı tarafından ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, kararın davacı alacaklı tarafından temyizi üzerine, Dairemizin 29.01.2015 tarihli ve 2013/21928 Esas 2015/1799 Karar sayılı ilamı ile hacizde hazır bulunmayan ve aleyhine karar verilen borçlunun davada taraf olması gerektiğinden , usulüne uygun olarak tebligat yapılarak davaya dahil edilmesi ve mahcuz forkliftin tescile tabi olması nedeniyle ilgili Ticaret ve Sanayi Odasında kaydının bulunup bulunmadığının sorulması için hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sonunda borçlu davaya dahil edilmiş, mahcuzun İstanbul Ticaret Sicil Odasında üçüncü kişi adına kaydının bulunmadığı, borçlu ile muvazaalı işlemler yaparak alacaklıdan mal kaçırdığı, sunulan faturaların mülkiyeti ispatlamaya yeterli olmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı üçüncü kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, borçlunun mahcuzu üçüncü kişiye alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla sattığı kabul edilmiş ise de davacının muvazaa iddiası hususunda yeterli araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Alacaklı muvazaa iddiasında bulunurken üçüncü kişinin borçluya yaptığı ödemelerin gerçek olmadığını belirterek ödemeye dair sunulan dekontlardaki hesap hareketlerinin incelenmesini talep etmiş, mahkemece hesap hareketleri incelenmeksizin hüküm kurulmuştur.
O halde Mahkemece, sunulan dekontlarda belirtilen hesap numarasına ilişkin olarak dekont tarihine, öncesine ve sonrasına ait hesap hareketlerinin ayrıntılı dökümünün getirtilerek incelenmesi, davacı tarafından sunulan faturaların ve üçüncü kişi tarafından borçluya yapılan ödemelerin borçlu şirketin defterlerinde kayıtlı olup olmadığına ,defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığına ilişkin mali müşavir bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor hazırlaması istenerek, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeksizin eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmediğinden hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nin 366. ve 6100 sayılı HMK"nin Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nin 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 16.01.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.