12. Ceza Dairesi 2021/3199 E. , 2021/6034 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma ve taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından sanık ..."ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/4, 179/3, 22/3 ve 62/1. (iki kez) maddeleri gereğince 6 ay 20 gün hapis ve 25 gün hapis cezaları ile cezalandırılmasına dair Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2013 tarihli ve 2013/96 esas 2013/718 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi:
Dosya kapsamına göre,
1-Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas 2016/3289 karar sayılı ilâmında “…..Türk Ceza Kanunu"nun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu- tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanunu’nun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…” şeklinde belirtildiği üzere, sanığın 2.53 promil alkollü ve aşırı hızlı şelilde araç kullanması sebebiyle iki araca ve bir kuyumcu dükkanına çarpması sonucu aracındaki iki kişinin hayati tehlike geçirecek şekilde ve çarptığı araçta bulunan iki kişinin ise basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralanmasına sebep olması şeklinde gelişen somut olaya ilişkin yapılan yargılama sonucunda, bilinçli taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçundan sanığın yazılı şekilde cezalandırılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, aynı eylem nedeniyle ayrıca trafik güvenliğini tehlikeye sokmak suçundan mahkûmiyet kararı verilemeyeceğinin gözetilmemesinde,
Kabule göre de,
2-Sanığın suç tarihi itibari ile hapis cezasına mahkûmiyetinin bulunmadığı cihetle, 5237 sayılı Kanunun 50/3. maddesinde yer alan “Daha önce hapis cezasına mahkûm edilmemiş olmak koşuluyla, mahkûm olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezası ile fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkûm edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki düzenleme gereğince, 25 günlük kısa süreli hapis cezasının seçenek yaptırıma çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesinde, isabet görülmediği gerekçeleriyle,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü ifadeli 17/03/2021 gün ve 94660652-105-21-3147-2021-Kyb sayılı Kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 06/04/2021 gün ve 2021/38331 sayılı ihbarnamesi ile ihbar ve dava tevdi kılınmakla;
A.07/05/2012 gün saat 03.00 sıralarında sanığın 2,53 promil alkollü vaziyette otomobil ile meskun mahal içi, düz ve eğimsiz yolda seyir halindeyken, olay mahali geldiğinde park halinde bulunan iki araca ve Deniz 1 isimli kuyumcu dükkanına çarpması şeklinde meydana gelen ve iki kişinin hayati tehlike geçirecek şekilde, iki kişinin de basit tıbbi müdahale ile iyileşemeyecek şekilde yaralandıkları olayda, Yargıtay 12. Ceza Dairesinin 01/03/2016 tarihli ve 2015/4097 esas 2016/3289 karar sayılı ilâmında “…..Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179/3. maddesinde alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise dört kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, Dairemizin yerleşik uygulamasına göre; tehlikeli eylemin zarara yol açması halinde Kanunda öngörülen cezaların ağırlığının değil, zarar suçu- tehlike suçu ölçütünün esas alınması suretiyle, taksirle yaralama suçundan cezalandırılmasının mümkün olduğu ahvalde, taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, ancak kovuşturma şartı olan şikâyetin gerçekleşmemesi ya da şikâyetten vazgeçme nedeni ile taksirle yaralama suçundan cezalandırmanın mümkün olmadığı ahvalde ise, sanığın Türk Ceza Kanununun 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasının gerektiği…” şeklinde belirtildiği üzere, somut olayda, trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle birden fazla kişinin yaralanmasına neden olma suçlarından sanık hakkında açılan kamu davasının yapılan yargılaması sonucunda, sanığın taksirle yaralama suçundan 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 89/4, 22/3. ve 62/1. maddeleri uyarınca 6 ay 20 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına da karar verildiğinin anlaşılması karşısında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ""hüküm verilmesine yer olmadığına"" kararı verilmesi yerine bu suçtan da mahkumiyetine karar verilmesi,
Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen ihbarnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Diyarbakır 8. Asliye Ceza Mahkemesinin 16/12/2013 tarihli ve 2013/96 esas 2013/718 sayılı kararının 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunun 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 309/4-d. maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hükmün sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan cezalandırılmasına ilişkin C fıkrasındaki 1, 2, 3, 4. ve 5. paragrafların hükümden çıkarılmasına, yerine "sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına" ilişkin ibaresinin ilave edilmesine, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21/09/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.