1. Hukuk Dairesi 2019/4507 E. , 2020/4542 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar davalı vekili tarafından yasal süre içerisinde temyiz edilmiş olmakla dosya incelendi, Tetkik Hakimi ... "ın raporu okundu, açıklamaları dinlendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Davacı; 2179, 2181, 2184, 2186, 2196, 2210, 2211 parsel sayılı taşınmazlardaki payını davalıya satış suretiyle temlik ettiğini ancak işlemin ehliyetsizlik, hata, hile ve gabin hukuksal nedenleriyle geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile adına tescilini istemiştir.
Davalı, iddiaların doğru olmadığını, temlikin davacı ile aralarında yapılan takas sözleşmesi gereğince gerçekleştirildiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının Samsun Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinden alınan sağlık kurul raporu ile şizofren hastası olduğunun saptandığı, ayrıca mahkeme gözlemi ile de davacının ehliyetinin bulunmadığının anlaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulüne ilişkin karar, Dairece; “... hukuki ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olduğu gözetilerek önemine binaen öncelikle incelenmesi, tarafların bu yönde bildirecekleri tüm delillerin toplanması, varsa davacıya ait sağlık kurulu raporları, hasta müşahade kağıtları, reçeteler vs. istenmesi, tüm dosyanın 2659 sayılı Yasanın 7 ve 16. maddeleri hükümleri gereğince Adli Tıp Kurumuna gönderilmesi, akit tarihinde davacının ehliyetli olup olmadığı yönünde raporu alınması, davacının ehliyetli olmadığının anlaşılması halinde vasi huzuru ile eldeki davanın görülmesi, ehliyetli olduğunun saptanması halinde hata, hile ve gabin hukuksal nedenleri üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken, noksan soruşturma ile yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmuş olması doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulunun 19.08.2019 tarihli raporuna göre, davacının akit tarihinde ehliyetsiz olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; mahkemece, davacının hukuki ehliyeti haiz olup olmadığının tespiti için mevcutlu olarak Adli Tıp Kurumuna sevkinin yapıldığı; Adli Tıp Kurumu Gözlem İhtisas Dairesinin 03.07.2019 tarihli raporunda, davacının akit tarihi olan 08.03.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olduğunun belirtildiği, diğer yandan Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinin 19.08.2019 tarihli raporunda ise, davacının akit tarihi olan 08.03.2012 tarihinde fiil ehliyetine haiz olmadığı belirtilmiştir.
Bilindiği üzere; 2659 sayılı kanunun mülga 15/d bendinde Adli Tıp Genel Kurulunun; Adli Tıp İhtisas Kurulları ile İhtisas Dairelerinin rapor ve görüşleri arasında ortaya çıkan çelişkileri konu ile ilgili uzman üyelerin katılımıyla inceleyip, kesin olarak karara bağlayacağı hükme bağlanmış; 15.07.2018 tarihinde yürürlüğe giren 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 16. maddesinin (ç) bendinde bu yetki Adli Tıp Üst Kurullarına verilmiştir.
Somut olayda, Adli Tıp Kurumu 4. İhtisas Kurulu ile Adli Tıp Gözlem İhtisas Dairesinin raporları arasında çelişkinin olduğu açıktır.
Hal böyle olunca, dosyanın tümüyle Adli Tıp Kurumu 1. Üst Kuruluna ( 4 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinin 7/3. ve 25/5. maddeleri gereğince) gönderilmesi, belirtilen raporlar irdelenerek aralarındaki çelişkinin giderilmesi, temlik tarihi olan 08.03.2012 tarihinde davacı ...’un hukuki ehliyeti haiz olup olmadığının tespit edilmesi, davacının ehliyetli olmadığının anlaşılması halinde vasi huzuru ile eldeki davanın görülmesi, ehliyetli olduğunun saptanması halinde hata, hile ve gabin hukuksal nedenleri üzerinde durularak varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalı vekilinin yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile, hükmün (6100 sayılı Yasanın geçici 3.maddesi yollaması ile) 1086 sayılı HUMK"un 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 28/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.