Abaküs Yazılım
Hukuk Bölümü
Esas No: 2013/1384
Karar No: 2013/1586

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2013/1384 Esas 2013/1586 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Bölümü         2013/1384 E.  ,  2013/1586 K.
  • İDARENIN DAVA KONUSU TAŞINMAZA KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMASINDAN DOĞAN ZARARIN TAZMININE YÖNELIK BULUNAN DAVANIN, HAKSIZ FIILLERE ILIŞKIN ÖZEL HUKUK HÜKÜMLERINE GÖRE ADLİ YARGI YERİNDE ÇÖZÜMLENMESI GEREKTIĞI
  • UYUŞMAZLIK MAHKEMESİNİN KURULUŞ VE İŞLEYİŞİ HAKKINDA KANUN (2247) Madde 10

"İçtihat Metni" Adalet Bakanlığı Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığınca hazırlanmıştır. İzinsiz olarak kopyalanması ve dağıtılması hukuki sorumluluk gerektirir.

Davacılar : 1-H.K., 2- F.E., 3-İ.S., 4-M.D.

Vekili      : Av. A.B.

Davalı      : Etimesgut Belediye Başkanlığı

Vekilleri   : Av. A.E.Y., Av. Z.B.T. 

O L A Y  : Davacılar vekili dava dilekçesinde, müvekkillerinin, Ankara İli, Etimesgut İlçesi, 30 Ağustos Mevkiinde Kain, 47368 Ada 2 Parsel sayılı taşınmazda hisseleri oranında malik bulunduğunu; söz konusu taşınmaz üzerine, davalı Etimesgut Belediyesi tarafından Ekmek Fabrikası ve Otopark yapılmak suretiyle fiilen el atılmış olduğunu fakat bu güne kadar herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi maliklere bedel de ödenmediğini; taşınmazın oldukça değerli konumda bulunduğunu ifade ederek; taşınmaza, davalının kamulaştırmasız el koyması nedeni ile şimdilik 1.000.TL tazminatın, dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsili istemiyle, adli yargı yerinde dava açmıştır.

Davalı vekili süresi içerisinde görev itirazında bulunmuştur.

SİNCAN 5.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 5.3.2013 gün ve E:2012/393 sayı ile, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu"nun 16.05.1956 gün ve 1956/1-6 sayılı kararı gereğince idarenin kamulaştırma işlemi yapmaksızın taşınmaza el atması halinde malikin idareye karşı dilerse el atmanın önlenmesi, dilerse taşınmaz mülkiyetinin devri karşılığı tazminat talep edebileceğinin karara bağlandığı;  içtihadı birleştirme kararlarının bağlayıcı olduğu, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 5 ve 18. Hukuk Dairelerinin aynı mahiyetteki istikrar kazanmış uygulamaları ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun geçici 6 maddesi hükmü ve taşınmaza fiilen el atıldığı iddiası gözetildiğinde;  kamulaştırmasız el atma talepli davalarda adli yargının görevli olduğu gerekçesiyle, görev itirazının reddine karar vermiştir.

Davalı vekilinin, idari yargı yararına olumlu görev uyuşmazlığı çıkartılması yolunda süresinde verdiği dilekçe üzerine, dava dosyasının onaylı bir örneği Danıştay Başsavcılığı"na gönderilmiştir.

DANIŞTAY BAŞSAVCISI; Uygulama ve Öğreti"de, kamu idarelerinin, kamu hizmetinin yürütümü sırasında, kamu gücü kullanarak tek yanlı irade açıklamalarıyla yapmış oldukları işlemlerin, "idari işlem"; herhangi bir işlem ya da karara dayanmaksızın gerçekleştirdikleri maddi faaliyetleriyle, görevleriyle ilgili hareketsizliklerinin de, "idari eylem" olarak tanımlandığı;  bu tanıma göre; idarelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8"inci maddesi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici imar planları ile 2981 sayılı Yasanın 13"üncü maddesinin (c) bendi uyarınca tek yanlı irade açıklamaları ile tesis ettikleri, genel ve düzenleyici ıslah imar planları ve bu planlara dayanılarak tesis edilen parselasyon, kamulaştırma, ruhsat gibi bireysel işlemlerin, "idari işlem"; bu imar planı uyarınca yapmak zorunda oldukları program ve uygulamaları bunun için gerekli zamanda gerçekleştirmemeleri; yani, bu konudaki hareketsizliklerinin de, idari eylem niteliği taşıdığı; dosyanın incelenmesinden; imar planında sosyal ve kültürel tesis alanı olarak ayrılan taşınmaza kamulaştırılmasız el atılması nedeniyle taşınmazın değerinin ödenmesinin istenildiğinin anlaşıldığı; bu bilgiler karşısında; davanın, davacının taşınmazının, Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.12.2010 günlü, E:2010/5-662 K:2010/651 kararında "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat talebiyle açıldığı sonucuna ulaşıldığı; dava dilekçesinde ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu kararında, mülkiyet hakkına getirildiği söylenen kısıtlamanın, taşınmazın malikleri yönünden zarar doğurucu sonuçlarının olabileceğinde kuşku bulunmadığı, ancak bu sonuç ya da sonuçların, genel ve düzenleyici nitelikte bir idari işlem olan imar planında taşınmaza yönelik belirlemenin bu planda öngörülen kamulaştırma programlarının zamanında yapamamasından ve imar uygulamalarından; başka anlatımla da, idari işlemlerden ve davalı idarelerin imar planı gereği yapılması gereken kamulaştırmalar konusundaki hareketsizliği şeklinde ortaya çıkan idari eylemlerden kaynaklandığı; idari işlem ve eylemlerden doğan zararların tazmini taleplerinin ise, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 12 ve 13"üncü maddeleri uyarınca, İdari Yargı yerlerinde açılacak tam yargı davalarına konu edilmelerinin, anılan yasa hükümlerinin gereği olduğu; bu bakımdan, hukuka uygunluklarının denetimi ve zarar doğurucu sonuçlarının giderilmesi İdari Yargı"nın görev alanında bulunan idari işlem ve eylemlerin hukuk düzeninde yaratmış oldukları etki ve sonuçların, "hukuki el atma" olarak nitelendirilmesine ve bu olumsuz sonuçlarla ilgili tazminat taleplerinin adli yargı yerlerinde açılacak tazminat davalarına konu edilmelerine, hukuken olanak bulunmadığı;  dolayısıyla, davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu"nun 2"nci maddesinin 1’inci fıkrasının (b) bendinde yer alan "İdari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan tam yargı davaları," hükmü gereğince idari yargı yerinde görülmesinin gerektiği; nitekim, 11.06.2013 günlü, 28674 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan 6487 sayılı Kanun"un 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu"nun geçici 6"ncı maddesinde değişiklik yapan 21"inci maddesinde "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulanmasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir." hükmüne yer verilmek suretiyle "hukuki el atma" olarak nitelendirilen, imar planındaki belirleme sebebiyle mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamadan kaynaklanan tazminat davalarının görüm ve çözümünde İdari Yargı yerinin görevli olduğunun öngörülmüş bulunduğu; açıklanan nedenle, 2247 sayılı Yasa"nın 10"uncu maddesi uyarınca olumlu görev uyuşmazlığı çıkarılmasına ve dosyanın Uyuşmazlık Mahkemesine gönderilmesine karar vermiştir.

Başkanlıkça, 2247 sayılı Yasa’nın 13. maddesine göre Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı"nın yazılı düşüncesi istenilmemiştir.

İNCELEME VE GEREKÇE :

Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Eyüp Sabri BAYDAR,  Ali ÇOLAK, Sıddık YILDIZ, Nurdane TOPUZ, Sedat ÇELENLİOĞLU ve Ayhan AKARSU’nun katılımlarıyla yapılan 11.11.2013 günlü toplantısında;

l-İLK İNCELEME:Başvuru yazısı ve dava dosyası örneği üzerinde 2247 sayılı Yasa"nın 27. maddesi gereğince yapılan incelemeye göre, davalı idarenin anılan Yasanın 10/2 maddesinde öngörülen yönteme uygun olarak yaptığı görev itirazının reddedilmesi ve 12/1. maddede belirtilen süre içinde başvuruda bulunması üzerine Danıştay Başsavcısı"nca, 10. maddede öngörülen biçimde olumlu görev uyuşmazlığı çıkarıldığı anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.

II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Taşkın ÇELİK’in, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Mehmet BAYHAN ile Danıştay Savcısı Mehmet Ali GÜMÜŞ’ün davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:

Dava, davacıların hissedar oldukları taşınmazlarına davalı idarece Ekmek Fabrikası ve Otopark yapılmak suretiyle fiilen el atılmış olduğu ancak bu güne kadar herhangi bir kamulaştırma işlemi yapılmadığı gibi maliklere bir bedel de ödenmediğinden bahisle; taşınmaza kamulaştırmasız el konulması nedeni ile şimdilik 1.000.TL tazminatın yasal faizi ile birlikte tahsili istemiyle açılmıştır.

Dava dosyasında bulunan Etimesgut Belediye Başkanlığı, Plan ve Proje Müdürlüğünün, 31.12.2012 gün ve M.06.3.ETİ.0.29/2012/42649-4488/4167-25158 sayılı yazısında,  Alsancak Mahallesi imarın 47368 ada 2 sayılı parselin bağlı bulunduğu 1/1000 Ölçekli Uygulama İmar Planı değişikliğinin, Belediye Meclisinin 10.03.2000 tarih ve 40 sayılı kararı ile uygun görülerek Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığınca 03.04.2000 tarihinde onandığı, onanlı plana ait 85075 nolu parselasyon planının da Etimesgut Belediye Encümenince onanarak söz konusu 85075 nolu planın 03.08.2000 tarih ve 7523 yevmiye numarasıyla tapuda tescil edildiği ve bu tarihte de planın kesinlik kazandığı;  85075 nolu planda imarın 47368 ada 2 sayılı parselin “Sosyal Kültürel Tesis Alanı” olarak ayrıldığı, inşaat emsalinin F=0.50 ve saçak seviyesinin Hmax=T0.00 m. olacak şekilde yapılaşma koşulunun bulunduğu; Etimesgut Belediye Encümeninin 03.11.2009 tarin ve 727/1140 sayılı kararı ile imarın 47368 ada 2 sayılı parselde bulunan şahıs hisselerinin Belediyece 2942 sayılı kanun ve değişen 4650 sayılı kanun çerçevesinde bedeli mukabilinde veya trampa yaparak kamulaştırmaya karar verildiği ve kamulaştırma işlemlerinin devam ettiği belirtilmiş;   dosyadaki davalı idare savunmasında, taşınmaza fiili bir el atmanın bulunmadığı iddia edilmiştir.

Buna karşılık dava dosyasında, dava konusu taşınmaza ilişkin olarak düzenlenen 4.4.2013 tarihli Bilirkişi Kurulu Raporunda aynen; “…Dosyadaki belgeler incelendiğinde; dava konusu taşınmazın, Etimesgut Belediye Meclisinin TU.03.2000 tarih ve 40 sayılı kararı ile uygun görülerek 3030 sayılı yasanın 6-A/b maddesi uyarınca İmar ve Şehircilik Daire Başkanlığı’nın 03.04.2000 tarih 1516 sayılı yazısı ile onaylanan 1/1000 ölçekli uygulama imar planı kapsamında "Sosyal Kültürel Tesis Alanı” kullanımında ve E:0.50, Hmax=10.00 m. Yapılaşma koşullarında olduğu ve söz konusu plan değişikliği ile 45621 Ada 1 parsel ve 45360 ada 1 parselin birleşerek 47368 Ada 1 ve 2 nolu parsellerin oluştuğu anlaşılmaktadır. Keşif günü yapılan incelemelerimizde ise, dava konusu parsele bitişik 47368 ada 1 parsel üzerinde Etimesgut Belediyesi’ne ait Halk Ekmek Fabrikası bulunduğu, fabrikanın önündeki asfaltlı 6 mt. genişliğindeki yolun ise dava konusu parsel üzerinde yer aldığı tespit edilmiştir.

Yargıtay HGK’nun 2010/5-662 esas 2010/651 karar sayılı içtihadında “uzun yıllar programa alınmayan imar planının fiilen hayata geçirilememesi nedeniyle kamulaştırma ya da takas cihetine gitmeyen davalı idarece pasif ve suskun kalınmak ve işlem tesis edilmemek suretiyle taşınmaza müdahale edildiği bu haliyle idarenin eyleminin mülkiyet hakkının özüne dokunan ve onu ortadan kaldıran bir niteliğe sahip bulunan kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığı için yeterli bulunduğu....bu itibarla kamulaştırmasız el koyma olgusunun varlığının doğal sonucu, idarenin hukuka aykırı eylemiyle mülkiyet hakkı engellenen taşınmaz mal sahibi davacının dava yoluyla kamulaştırmasız el koyma hükümleri doğrultusunda mülkiyetin bedele çevrilmesini, eş söyleyişle idareden değer karşılığının verilmesini isteyebileceği açıktır."denilerek, devamla bu olgunun Hukuki El Atma olarak değerlendirilmesine cevaz vermektedir. Kurulumuzca bu Karar çerçevesinde ve dava konusu alanın bir kısmının yol olarak davalı Belediye tarafından fiili olarak kullanıldığı görüldüğünden, kamulaştırma yasasının ilgili maddeleri gereğince davacıların hisselerinin birim bedeli takdir edilerek, kendilerine isabet edecek bedel kurulumuzca hesaplanacak olup, husumetin hangi kurum ve kuruluşa yöneltileceği hususu ise Sayın Mahkemenin takdirinde olacaktır.(…)” sonucuna varılmıştır.

Belediyelerin 3194 sayılı İmar Kanununun 8. maddesi ve 18.maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazın bir kısmına fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.

Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.

Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde,  “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanununa uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.

Bu durumda, idarenin dava konusu taşınmaz üzerinden asfalt yol geçirmek suretiyle kamulaştırmasız el atmasından doğan zararın tazminine yönelik bulunan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü,  adli yargı yerinin görevine girmektedir.

Açıklanan nedenlerle, Danıştay Başsavcısı’nın başvurusunun reddi gerekmiştir. 

SONUÇ  : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle Danıştay Başsavcısı’nın BAŞVURUSUNUN REDDİNE, 11.11.2013 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi