17. Hukuk Dairesi 2013/3095 E. , 2014/2210 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Mersin 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :08/12/2011
NUMARASI :2011/413-2011/596
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın konusuz kaldığından reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, trafik sigortası bulunmayan aracın davacı idaresindeki bisiklete çapması sonucu müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu belirterek fazlaya dair haklarını saklı tutarak çalışma gücü kaybı nedeniyle 1.000,00.-TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile tahsilini talep etmiş, talebini ıslah dilekçesi ile arttırmıştır.
Davalı Güvence Hesabı vekili, davanın zamanaşımı süresinden sonra açıldığını, kusur oranında, gerçek zarardan, kaza tarihindeki trafik sigortası poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan kanıtlara ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; dava dışı sürücünün % 100 oranında kusurlu olduğu ve davacının % 36 oranında sürekli çalışma gücü kaybının olduğu kabul edilerek, davalı Güvence Hesabı tarafından yargılmaa sırasında 21.833,00.-TL ödeme yapılmış olduğu, 1.000,00.-TL"lik talep yönünden davanın konusuz kaldığı, ıslah ile arttırılan talep yönünden ise uzamış zamanaşımından sonra davanın ıslah edildiği gerekçesi ile davanın konusuz kalması nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince bedensel zarara uğranılması nedeniyle maddi tazminat istemine ilişkindir.
1086 sayılı HUMK"nın 388. maddesi (6100 sayılı HMK m. 297) uyarınca mahkeme kararında, iki tarafın iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, ihtilaflı konular hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması, ret ve üstün tutma sebepleri, sabit görülen vakıalarda bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebeplerin şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde, hüküm sonucu kısmında da, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Aynı Kanunun 389. maddesinde de “Verilen karar ile iki tarafa tahmil ve bahşedilen vazife ve haklar şüphe ve tereddüdü mucip olmıyacak surette gayet sarih ve açık yazılmalıdır” hükmüne yer verilmiştir (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298). Belirtilen madde hükümlerine göre hakim gerekçeye uygun karar vermek zorunda olup gerekçe ile hüküm birbirine uygun olmalıdır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
Somut uyuşmazlıkta, mahkeme gerekçeli kararında davalı tarafından yapılan 21.833,00.-TL ödeme ile davanın 1.000,00.-TL yönünden konusuz kaldığı, ayrıca davacı vekilinin ıslah ile talep ettiği kısım yönünden de uzamış zamanaşımı süresinden sonra talepte bulunulduğu belirtilmiş, ancak hüküm kısmanda hem davanının konusuz kalması nedeni ile “esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verilmesi gerekirken davanın reddine karar verilmiş olması hem de gerekçede ıslah edilen kısım yönünden zamanaşımı süresinin geçtiğinden sözedilmesine karşın hüküm kısmında buna yönelik her hangi bir karar verilmemiş olması bakımdan kararın gerekçesi ile hükmü arasında çelişki ortaya çıkması nedeniyle HUMK’nun 388 ve 389. (6100 sayılı HMK m. 297 ve 298) maddelerine aykırı biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma gerekçesine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesi şimdilik gerek duyulmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenle sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 20.2.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.