Esas No: 2021/9586
Karar No: 2022/14684
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/9586 Esas 2022/14684 Karar Sayılı İlamı
7. Ceza Dairesi 2021/9586 E. , 2022/14684 K."İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 5607 sayılı Yasaya muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
1-Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141, 5271 sayılı CYY'nın 34. ve 230. maddeleri uyarınca bütün mahkeme kararlarının gerekçeli olarak yazılması zorunludur.
Hükmün gerekçesinde ise CYY'nın 230. maddesi uyarınca, suç oluşturduğu kabul edilen eylemin gösterilmesi, ulaşılan kanaat, sanıkların suç oluşturduğu sabit görülen fiilleri ve bunun nitelendirmesinin yapılması, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, hükme esas alınan veya reddedilen delillerin belirlenmesi ile mantıksal ve hukuksal bütünlük sağlanarak herkesi tatmin edecek ve anlaşılır kararın, bu hali ile Yargıtay denetimine olanacak verecek biçimde gerekçeli olması gerektiği Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 25.01.2011 gün ve 2010/7-192 E., 2011/1 K. sayılı kararında belirtilmiştir.
Yasal, yeterli ve geçerli bir gerekçeye dayanılmadan karar verilmesi, yasa koyucunun amacına uygun düşmeyeceği gibi, uygulamada da keyfiliğe yol açacaktır. Bu itibarla keyfiliği önlemek, tarafları tatmin etmek, sağlıklı bir denetime olanak sağlamak bakımından, hükmün gerekçeli olmasında zorunluluk bulunmaktadır.
5271 sayılı CMK'nun 230. maddesinin 1/c bendine uygun şekilde ulaşılan kanaat ve sanıkların suç oluşturduğu kabul edilen fiiline uygun delillerin nitelendirilmesi yapılarak, mahkumiyete götüren delillerin nelerden ibaret olduğu açıklanıp, deliller ile varılan sonuç arasındaki dosya kapsamına uygun, mantıksal ve hukuksal bağ kurularak hüküm kurulması gerekirken sanıkların savunmalarına neden itibar edilmediği açıklanmadan ve denetime imkan vermeyecek şekilde yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Sanık ...'ın sevk ve idaresindeki tır cinsi aracın yakıt depolarında önleme araması kararına istinaden yapılan aramada, 3200 litre kaçak motorin ele geçirilmesi şeklinde gerçekleşen olayda;
Sanık ...'ın şoför olarak çalıştığını, diğer sanığın babasının kendisini aracı götürmek üzere şoför olarak tuttuğunu, araçta kaçak motorin olduğundan habersiz olduğunu, yakıt almadığını, sanık ...'in ise 25.03.2014 günü ... ilçesinde suça konu araçla 14.000 litre kaçak mazot yakalattığını, aynı gün ceza evine girip 08.05.2014 günü ceza evinden çıktığını ve otobüsle ... iline gittiğini, cezaevinde kaldığı esnada babasının aracı
kendisinden aldığı vekaletname ile yediemin parkından alarak bir garaja park ettiğini, babasının araca şoförlük yapması için sanık ... ile anlaştığını, araçta ele geçen kaçak motorinlerin daha önce araçtan çekilmemiş olan motorinler olduğunu beyan etmesi karşısında; sanık ...'in daha önce işlediği akaryakıt kaçakçılığı suçu dolayısıyla aracında bulunan akaryakıtın boşaltılmamış olduğunu iddia ettiği dava dosyasının aslının veya onaylı bir örneğinin bu dosya arasına alınması, suça konu motorinlere el koyulup koyulmadığının belirlenmesi gerektiğinde önceki kaçakçılık suçuna ilişkin soruşturmada suç tutanağını düzenleyen mümzilerin dinlenilmesi ve sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tayin ve tespitine karar verilmesi gerekirken eksik kovuşturma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
1-Suç tarihi ve ele geçen eşyanın niteliğine göre sanıkların eyleminin 11/04/2013 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11. maddesi kapsamında kaldığı, ancak suç tarihinden sonra ise 28/06/2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasanın 3/11-son cümle delaletiyle anılan Yasanın 3/5, 3/10 madde ve fıkraları kapsamında bulunduğu;
Hükümden sonra 15.04.2020 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7242 sayılı Yasanın 61. maddesi ile 5607 sayılı Yasanın 3/22. maddesine eklenen "Eşyanın değerinin hafif olması halinde verilecek cezalar yarısına kadar, pek hafif olması halinde ise üçte birine kadar indirilir." şeklindeki düzenlemenin sanıklar lehine hükümler içermesi, yine 7242 sayılı Yasanın 62. maddesi ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 5/2. maddesine eklenen fıkra uyarınca kovuşturma aşamasında etkin pişmanlık uygulamasının olanaklı hale geldiği ve anılan madde uyarınca suça konu kaçak eşyanın gümrüklenmiş değerinin iki katı tutarındaki miktarın hüküm verilinceye kadar Devlet Hazinesine ödenmesi halinde verilecek cezada indirim uygulanacağının hüküm altına alındığı gözetilerek,
Suç tarihinde yürürlükte olan 6455 sayılı Yasa ile değişik 5607 sayılı Yasa ile 6545 ve 7242 sayılı Yasalar ile değiştirilen 5607 sayılı Yasanın 3/11-son. maddesinin yollamasıyla 3/5, 3/10, 3/22, 5/2. maddeleri somut olaya uygulanarak belirlenen sonuç cezalar karşılaştırılmak suretiyle sanıkların hukuki durumunun tayin ve takdiri ile 5237 sayılı TCK'nun 7. maddesi ve 7242 sayılı Yasanın 63. maddesi ile 5607 sayılı Yasaya eklenen geçici 12. maddenin 2. fıkrası gözetilerek sonucuna göre uygulama yapma görevinin de yerel mahkemeye ait bulunması zorunluluğu,
2-Doğrudan verilen adli para cezasının bir gün karşılığının belirlenmesi sırasında TCK'nun 52/2. madde ve fıkrası yerine TCK'nun 50/1. maddesine atıf yapılmak suretiyle CMK'nun 232/6. maddesine muhalefet edilmesi,
3-24.11.2015 tarihli 29542 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi'nin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile 5237 sayılı TCK.nun 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, anılan maddenin yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
4-Sanık ...'ın, tekerrüre esas alınan mahkumiyetine ilişkin TCK'nun 106/1-1. cümlede düzenlenen tehdit suçunun hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun ile değişik 5271 sayılı CMK'nun 253. maddesine göre uzlaşma kapsamında kaldığı anlaşılmakla; bu suç yönünden uzlaştırma hükümlerinin uygulanıp uygulanmadığı mahkemesinden araştırılarak sonucuna göre tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması ve sanık ... hakkında hem hapis hem de adli para cezasına hükmedilmesi karşısında, TCK.nun 58. maddesinin uygulanmasında adli para cezalarında mükerrirlere özgü infaz rejimi uygulanmasına yasal olanak bulunmadığı halde hiçbir ayrım yapılmaksızın sanığın
cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verilmesi,
5-Suça konu kaçak akaryakıtın 5607 sayılı Yasanın 13/1. maddesi delaleti ile TCK'nun 54/4. maddesi yerine TCK'nun 54. maddesi uyarınca müsaderesine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20/10/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.