11. Hukuk Dairesi 2018/1652 E. , 2019/3236 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Trabzon 3. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 12/09/2017 tarih ve 2015/160-2017/165 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; davalının 10.000,00 TL bedelli 06.10.2005 tarihli çeki üzüm bedeli karşılığında dava dışı..."ye verdiğini, dava dışı..."nin de müvekkiline aynı çeki zirai ilaç borcu nedeniyle verdiğini, müvekkilinin çeki ticari işlerinde kullandığını ancak çekin ödemeden men talimatı olması nedeniyle ödenmediğini, çekteki imzanın davalıya ait olduğunu ancak davalı tarafça çekin ödenmesine mani olunduğunu, cirolanmasının engellendiğini, davalı hakkında dolandırıcılıktan suç duyurusunda bulunulduğunu ileri sürerek çek bedeli olan 10.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren faiziyle müvekkiline ödenmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; çekin üzüm bedeli karşılığı dava dışı..."ye verildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu, müvekkilinin kira bedeli olarak kiracı bulunduğu bina sahibine 8.000,00 TL bedelli çek verdiğini, bina sahibinin çeki ciro etmeksizin dava dışı..."ye verdiğini, bu kişinin de çeki ciro ederek dava dışı Akbay Ltd. Şti."ne verdiğini, çekin süresinde ödenmemesi nedeniyle müvekkili ve dava dışı... aleyhine icra takibi başlatıldığını, dava dışı... ile birlikte alacaklı Akbay Ltd. Şti. ile uzlaşma ve icra takibini sona erdirme amacıyla şirketten 10.000,00 TL değerinde mal alınıp dava konusu çekin verildiğini, çekin bina sahibi huzurunda dava dışı..."ye, şirkete ulaştırılmak üzere verildiğini ancak dava dışı..."nin ortadan kaybolduğunu, bunun üzerine müvekkilinin şirkete borcunu bizzat ödeyerek çeki geri aldığını, müvekkilinin üzüm alış verişi olmadığını, dava konusu çekin başka borcu kapatmak üzere verildiğini, kötü niyetli... tarafından davacı aracılığıyla tahsili yoluna gidildiğini, müvekkilinin dava konusu çekten dolayı borcunun bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; dosyanın 05.06.2007, 20.04.2010 ve 27.09.2012 tarihlerinde işlemden kaldırılmasına karar verildiği, bozma ilamında dosyanın işlemden kaldırılmasının usul ve yasaya aykırı olduğundan bahisle değil, mazeret dilekçesine masraf ekli olmaması nedeniyle dosyanın işlemden kaldırılması kararının tebliğ edilmemesi ve sonucunda davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesiyle kararın bozulduğu, bu haliyle dosyanın ikinci kez işlemden kaldırılmış olduğunun kabulünün gerektiği, bozma sonrası 27.09.2012 tarihinde dosyanın üçüncü kez işlemden Kaldırılmasına karar verildiği, 1086 sayılı HUMK 409/5-son maddesi ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 12.11.2014 tarih ve 2013/11-1132 Esas 2014/902 sayılı bozma ilamı doğrultusunda davanın HMK"nın 150/6. (HUMK 409/6) maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın 6100 sayılı HMK 150/6 (HUMK 409/5) maddesi uyarınca açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 13,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 29/04/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.