15. Hukuk Dairesi 2016/5139 E. , 2017/3872 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanmakta olup, tapu malikleri tarafından aleyhlerine açılan davada, dava dışı 3. şahıslara ödenen bedelin rücuen tahsili istemine ilişkin olup, mahkemece davanın reddine dair verilen hüküm, davacı vekilince temyiz olunmuştur.
Taraflar arasında imzalandığı tarihte yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK"nın 355 ve devamı maddelerinde düzenlenen eser sözleşmesi ilişkisi bulunduğu uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacı iş sahibi tarafından yapılan ihale sonucu dava dışı yüklenicinin üstlendiği işi davalının devralmasıyla kanal yapımı işi sırasında dava dışı, arazi sahiplerinin açmış olduğu kamulaştırmasız el atma nedeniyle ödenen bedelin davalıdan tahsili gerekip gerekmediği konusunda toplanmaktadır.
Dava dışı iş sahiplerinin açmış olduğu .... Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2012/242 Esas sayılı dava dosyasında DSİ hasım gösterilerek ecrimisil ve tazminat istenmiş, ecrimisil hakkındaki istem feragatle sonuçlanmış, tazminat davası yönünden ise Yargıtay 5. Hukuk Dairesi"nin bozma ilâmı doğrultusunda 23.01.2013 tarih ve 2012/242 Esas ve 2013/17 Karar sayılı kararı ile, ecrimisil istemi reddedilmiş, kamulaştırma bedeli olan 24.185,94 TL"nin davalı DSİ"den tahsili ile davacılara verilmesine ve davaya konu 782 parselin davacılar adına olan tapu kaydının iptâli ile davalı DSİ adına tesciline karar verilmiş ve karar kesinleşmiştir. Bu karar sonucu, davalı DSİ tarafından dava dışı arazi sahiplerine 33.630,75 TL"nin ödendiği .... İcra Müdürlüğü"nün 2013/221 Esas sayılı dosyasından anlaşılmaktadır.
Davacı ile sözleşmeyi devreden ve davalının da kabul ettiği sözleşmenin 3. maddesinde Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin ekleri arasında yer almış olup, Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi"nin 7. maddesinin 8. fıkrasında, “Müteahhit, işin devamı süresinde iş yerinde yapılacak çalışmalar nedeniyle, işçilerle çevre halkının kazaya uğramalarını, zarar görmelerini ve işlerde hasar ve zarar meydana gelmesini önleyici her türlü güvenlik önlemini almak zorundadır. İş sahasında veya çevresindeki bölgede, yeterli
güvenlik önleminin alınmaması nedeniyle doğabilecek hasar ve zararın ödenmesinden müteahhit sorumludur. Müteahhit, kazaların, zarar ve kayıpların meydana gelmesini önlemek amacı ile gereken bütün önlemleri almak ve kontrol teşkilatı tarafından, kaza, zarar ve kayıp ihtimallerini azaltmak için verilecek talimatların hepsine uymak zorundadır. Ayrıca müteahhit, iş yerinde kullanılan araç, gereç ve makinelerle patlayıcı maddelerin neden olabileceği kazalardan korunma usullerini ve önlemlerini çalışanlara öğretmek zorundadır.” düzenlemesi bulunmaktadır. Bu düzenleme dava tarihinde yürürlükte bulunan HMK"nın 193. maddesinde düzenlenen "delil sözleşmesi" niteliğindedir. Sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan HUMK"nın 287. maddesinde de, bu yönde düzenleme bulunmaktadır. Bu düzenleme resen gözetilmesi gerektiğinden, mahkemece Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi"nin yukarıda değinilen hükmü değerlendirilmelidir. Şartnamenin bu hükmü sözleşme tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK"nın 99. maddesi ve dava tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı TBK"nın 115. maddesinde düzenlenen "sorumsuzluk" kaydıdır. Davacı DSİ"nin hile veya ağır kusuru bulunduğu da kanıtlanmamıştır.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş, resen gözetilmesi gereken şartnamenin 7. maddesinin 8. fıkrası uyarınca tüm sorumluluk yüklenici şirkete ait olduğundan iş sahibi olan davacı DSİ tarafından yüklenicinin kusuru nedeniyle, mahkeme kararıyla kamulaştırmasız el atma nedeniyle zorunlu olarak tescil kararı verilip, bedel ödenildiğinden, birlikte ifa kuralı gereğince davacı tarafın ödemiş olduğu bedelin davalıdan tahsili ile DSİ adına olan 782 parsele ait tapu kaydının iptâli ve yüklenici şirket adına tesciline karar verilmesinden ibarettir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 08.11.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.