11. Hukuk Dairesi Esas No: 2018/1626 Karar No: 2019/3233 Karar Tarihi: 29.04.2019
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1626 Esas 2019/3233 Karar Sayılı İlamı
11. Hukuk Dairesi 2018/1626 E. , 2019/3233 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 24/02/2016 tarih ve 2015/1014-2016/123 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davalı TMSF vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili; Yurt Bank A.Ş. İzmir Şubesine giderek vadeli hesap açtıran müvekkiline, bu paranın gerekirse Kıbrıs"ta bulunan şubelerinde değerlendirileceği, bu nedenle yüksek faiz uygulanacağı ifade edilerek hesap tarihi itibariyle banka cüzdanı verilmediğini, daha sonra Yurt Bank A.Ş. cüzdanına renk ve fiziki durumu itibariyle benzer cüzdanların verildiğini, anılan bankaya el konulduktan sonra cüzdanlar üzerinde Yurt Security Off-Shore Ltd. Şti. ibaresinin bulunduğunun anlaşıldığını, Yurt Bank A.Ş. tarafından paravan bir banka kurularak off-shore hesabında gözüken paraların Kıbrıs"a gönderilmeden kendi hesaplarında toplandığını ileri sürerek 13.400,00 TL"nın 28.07.1999 tarihinden itibaren hesaplanacak yıllık %111 faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalılar vekilleri, ayrı ayrı davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı vekilince, 20.10.2015 tarihli celsede, davalılar aleyhine açılan davanın takip edilmeyeceğinin beyan edildiği, bu nedenle davanın 20.10.2015 tarihinde 6100 sayılı HMK 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırıldığı, yasal süresinde de davanın yenilenmediği gerekçesiyle 6100 sayılı HMK 150. maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı TMSF vekili vekalet ücreti yönünden temyiz etmiştir. Davalı TMSF, davada kendisini vekille temsil ettirdiğine göre, mahkemece davalı TMSF yararına AAÜT 7/1 maddesi uyarınca vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, bu hususta olumlu ya da olumsuz karar verilmemesi doğru olmayıp bu nedenle kararın davalı TMSF yararına bozulması gerekmekte ise de; anılan hususun düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden HUMK 438/7 maddesi uyarınca kararın düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı TMSF vekilinin temyiz itirazının kabulü ile mahkeme kararının hüküm fıkrasında yer alan davanın açılmamış sayılmasına ibaresinden sonra gelmek üzere “Hüküm tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi"nin ikinci kısım ikinci bölümü nazara alınarak 1.800,00 TL maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı TMSF’ye verilmesine” ibaresinin eklenmesi suretiyle kararının davalı TMSF yararına DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.04.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.