23. Ceza Dairesi 2015/1882 E. , 2015/593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık, Tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet
Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
Sanığın bir suç işleme kararının icrası kapsamında katılana yönelik olarak değişik zamanlarda dolandırıcılık suçunu işlediği kabul edilmesine karşın hakkında tayin olunan cezanın TCK"nın 43/1 maddesi uyarınca artırılmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Sanık ..."e, yokluğunda verilen karar mernis adresine tebliğe çıkarıldığı, adresinde tanınmadığı ve muhtarlıkta kaydı bulunmadığından kararın tebliğ edilememesi ve 01/07/2011 tarihinde mahkemesine iade edilmesi üzerine, aynı adrese 7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun 21. maddesi hükmüne göre yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığının anlaşılması karşısında; sanığın temyiz talebinin öğrenme üzerine ve süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede;
Dolandırıcılık suçunun oluşabilmesi için; failin bir kimseyi, kandırabilecek nitelikte hileli davranışlarla hataya düşürüp, onun veya başkasının zararına, kendisine veya başkasına yarar sağlaması gerekmektedir. Hile nitelikli bir yalandır. Fail tarafından yapılan hileli davranış belli oranda ağır, yoğun ve ustaca olmalı, sergileniş açısından mağdurun inceleme olanağını ortadan kaldıracak nitelikte bir takım hareketler olmalıdır.
Tehdit, bir kimsenin başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğini veya mal varlığı itibarıyla büyük bir zarara uğratacağını veya sair bir kötülük edeceğini bildirmesidir. Bu suçta fail, ağır ve haksız bir zarara uğratılacağını mağdura bildirmektedir. Gerçekleşmesi failin iradesine bağlı olan ve gelecekte vuku bulacak bir kötülüğün, gerçekleşecek gibi gösterilmesidir. Tehdit mağdurun karar verme ve serbest hareket etme özgürlüğünü kısıtlamalı iç huzurunu bozmalı ve onu endişeye düşürmelidir. Mağdura yapılan tehdidin, onun iç huzurunu bozmaya, onda korku ve endişe yaratmaya elverişli olması gerekir. Failin tehdit fiilini bilerek ve isteyerek işlemesi, verileceği söylenen zararın haksız olması yeterlidir. Fiilde korkutuculuk, ürkütücülük, ciddiyet yoksa tehdit kastının varlığından bahsedilemez. Mağdur haksız bir zarara uğrayacağı endişesine kapılmamışsa, korkutuculuk oluşmamıştır. Tehdit suçunun, bahsedilen yasal unsurlarının gerçekleşip gerçekleşmediği olaysal olarak değerlendirilmeli, fail ile mağdurun içinde bulundukları ortam, söylenen sözler, söylenme nedeni ve söylendiği koşullar nazara alınmalıdır.
Bu açıklamalar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde ;
Öğretmen olan katılan ile kendisini ... olarak tanıtan sanığın internet ortamında tanıştıkları, sanığın..."dan emekli olduğunu ve ..."ye dönüş yaptığını belirttiği, telefonla görüşmeye devam ettikleri, sanığın talebi üzerine yüz yüze görüştüklerinde katılana evlenme teklifinde bulunduğu, birlikte gezerken sanığın..."dan yakında geldiği için Türk parası olmadığını, parasının iki üç gün içerisinde geleceğini söyleyerek katılandan kredi kartını istediği, 3.540 TL"ye bir laptop bilgisayar ve 2.163 TL"ye bir cep telefonu satın aldığı, katılanın kullanması için bir araba satın almak istediğini söyleyip katılanı bir araç bayisine götürdüğü, burada sanığın telefonla bir arkadaşını arayarak araç sorduğu, fiyatın çok uygun olduğunu ve hemen kaparo vermeleri gerektiğini söyleyip katılana 10.000 TL kredi çektirdiği, katılanın kredi kartlarından çeşitli harcamalar yaptığı, bu şekilde katılandan yaklaşık 20.000 TL menfaat temin ettiği, katılan dolandırıldığını anlayıp sanığı telefonla aradığında durumu ailesine anlatacağını söyleyip telefonda tehdit ettiği iddia edilen olayda, sanığın başlangıçtan itibaren katılanı kimliği ve işi konusunda yanlış bilgiler vermek suretiyle kandırdığı, onun üzerinde güven duygusu yaratarak yaptığı alışverişlerle ilgili harcamalarını ödettirdiğinin ve kredi çektirdiğinin dosyadaki kredi sözleşmesi ve diğer belgelerle sabit olduğu, katılanın hastalığı ile ilgili bilgileri ailesine aktaracağını, kapısına dayanacağını ve vücut bütünlüğüne zarar vereceğini söylemek suretiyle tehdit ettiği anlaşıldığından, dolandırıcılık ve tehdit suçlarının oluştuğuna yönelik kabulde bir isabetsizlik görülmemiştir, ancak;
Sanık hakkında dolandırıcılık suçundan doğrudan adli para cezası belirlenirken, gün sayısının paraya çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin yazılmayarak CMK.nın 232/6 maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA; fakat, bu aykırılığın yeniden duruşma yapılmaksızın aynı kanunun 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükmün, doğrudan adli para cezasının belirlenmesine ilişkin paragrafında yer alan “900 günün” ifadesinden sonra gelmek üzere “TCK"nın 52/2. maddesi gereğince” ifadelerinin eklenmesi suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 14/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.