5. Ceza Dairesi Esas No: 2016/2186 Karar No: 2019/11903 Karar Tarihi: 18.12.2019
Görevi kötüye kullanma - zimmet - Yargıtay 5. Ceza Dairesi 2016/2186 Esas 2019/11903 Karar Sayılı İlamı
5. Ceza Dairesi 2016/2186 E. , 2019/11903 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Görevi kötüye kullanma, zimmet HÜKÜM : İhmali davranışla görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyet, zimmet suçundan beraat EK TEBLİĞNAMEDEKİ DÜŞÜNCE : Onama
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi; CMK"nın 260/1. maddesine göre zimmet suçundan katılan sıfatını alabilecek surette zarar görmüş olan Hazinenin kanun yoluna başvurma hakkının bulunması ve hükmün 04/11/2015 havale tarihli dilekçe ile vekili tarafından temyiz edilmesi karşısında, 3628 sayılı Kanunun 18. maddesindeki "...Hazine avukatının yazılı başvuruda bulunması halinde Maliye Bakanlığı, başvuru tarihinde müdahil sıfatını kazanır." düzenlemesinin verdiği yetkiye ve CMK"nın 237/2. maddesine dayanılarak Hazinenin zimmet suçundan açılan kamu davasına KATILAN OLARAK KABULÜNE, temyiz dilekçelerinin içeriklerine göre katılan Hazine vekilinin temyizinin sanık hakkında zimmet suçundan verilen beraat, sanık müdafin temyizinin ise görevi kötüye kullanma suçundan verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz itirazları ile sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü: T.C. Anayasasının 83. maddesinin 2. fıkrasında "Seçimden önce veya sonra bir suç işlediği ileri sürülen bir milletvekili, Meclisin kararı olmadıkça tutulamaz, sorguya çekilemez, tutuklanamaz ve yargılanamaz. Ağır cezayı gerektiren suçüstü hali ve seçimden önce soruşturmasına başlanılmış olmak kaydıyla Anayasanın 14"üncü maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır......", anılan maddenin 3. fıkrasında ise ".... üyelik süresince zamanaşımı işlemez.", 5237 sayılı Türk Ceza Yasasının 67/1. maddesinde "Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya kararalınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hâllerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zamanaşımı durur." hükümlerinin yer aldığı, sanık hakkında milletvekilliğinin devamı süresince dava zamanaşımı sürelerinin işlemeyeceği, 12/06/2011-07/06/2015 tarihleri arasında bu sürelerin durduğu ve bu nedenle sanığa yüklenen görevi kötüye kullanma suçu açısından dava zamanaşımı sürelerinin dolmadığı gözetilerek yapılan incelemede; Eylem tarihinde yürürlükte bulunan 818 sayılı Borçlar Kanununun 397. maddesine göre, sözleşmeden veya işin mahiyetinden aksi anlaşılmadıkça vekalet ilişkisinin, gerek vekilin gerekse müvekkilin ölümüyle sona ereceği gözetildiğinde, 12/05/2008 tarihinde ölen...adına daha önce başlatılan işlemlerin sanık tarafından vekil sıfatıyla sürdürülebilmesi için mirasçılar tarafından vekaletname verilmesi zorunlu olduğundan, varsa buna ilişkin vekaletnamelerin asıllarının veya onaylı suretlerinin getirtilmesi neticesinde sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde hükümler kurulması, Kabule göre de; TCK"nın 53/1-e madde-fıkra-bendindeki hak ve yetkilerin kötüye kullanılması suretiyle atılı suçu işlediği kabul edilen sanık hakkında aynı Kanunun 53/5. maddesi uyarınca, ayrıca, cezasının infazından sonra işlemek üzere hükümde belirtilen gün sayısının yarısından bir katına kadar bu hak ve yetkileri kullanmasının yasaklanmasına karar verilmesi yerine sadece "...avukatlık hak ve yetkisinin kullanılmasının yasaklanmasına" şeklinde sınırlı uygulama yapılması, Kanuna aykırı, katılan vekili ile sanık müdafin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükümlerin BOZULMASINA 18/12/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.