7. Hukuk Dairesi 2015/6827 E. , 2016/7044 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : Alacak
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
2- Davacı davalı işyerinde 2006 yılının şubat ayında işe başladığını, 20.05.2013 tarihine kadar işyerinde kesintisiz çalıştığını iş akdinin haklı bir neden olmadan işverence feshedildiğini bildirerek kıdem ve ihbar tazminatı ile fazla mesai, yıllık izin, ulusal bayram ve genel tatil ücreti ve asgari geçim indirimi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Davacı işçinin fazla çalışma yapıp yapmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Fazla çalışmanın belirlenmesinde, 4857 sayılı Yasanın 68 inci maddesi uyarınca ara dinlenme sürelerinin de dikkate alınması gerekir.
Satış temsilcilerinin fazla çalışma yapıp yapmadıkları hususu, günlük faaliyet planları ile iş çizelgeleri de dikkate alınarak belirlenmelidir.
Fazla çalışmaların uzun bir süre için hesaplanması ve miktarın yüksek çıkması halinde Yargıtay’ca takdiri indirim yapılması gerektiği istikrarlı uygulama halini almıştır. Ancak fazla çalışmanın tanık anlatımları yerine yazılı belgelere ve işveren kayıtlarına dayanması durumunda böyle bir indirime gidilmemektedir. Yapılacak indirim, işçinin çalışma şekline ve işin düzenlenmesine ve hesaplanan fazla çalışma miktarına göre taktir edilmelidir.
Davacı sabah 07.00-22.00 saatleri arasında çalıştığını , şehir dışına çıktığında daha geç döndüğünü iddia etmiştir.
Davalı davacının fazla mesai ücreti alacağının bulunmadığınısavunmuştur.
Davacı tanıklarından .... geçen yıl davacı ile birlikte 7-8 ay çalıştıklarını, davacının haftanın 2-3 günü gece 03.00"te fabrikadan un yükleyip siverek"e gittiğini, kendisinin onunla bir gün gittiğini, döndükten sonra tekrar un yükleyip şehre dağıttığını, sipariş ne zaman biterse mesaisinin de o zaman bittiğini, o zaman da saatin 20.00-21.00-22.00"yi bazen de 23.00"ü bulduğunu, Bingöl"e gittiğinin de olduğunu, diğer zamanlar şehir içinde çalıştığını, yaz ayında ...."a gittiğini , davacının saat 07.00"de servisi yüklediğini, gelip kendisini 09.00"de aldığını, en erken 20.00"de mesainin bittiğini, en geç haftanın 1-2 günü 23.00-24.00"ü bulduğunu, haftada bir gün pazar günü izinli olduğunu beyan etmiştir.
Davalı tanıklarından ... mesai saatlerinin aynı olduğunu, normalde 08.00-17.00 arası olduğunu, ancak davacı il dışına gittiğinde fazla mesai yapıp yapmadığını bilemediğini, çünkü kendisinin saat 17.00"den sonra çalışmasının olmadığını, satış elemanı olduğu için fabrikada değil sahada çalıştığını, sabah işyerinden ayrıldıklarını, il içinde dolaştıklarını, dolayısıyla davacının il dışına çıktığında saat kaçta geldiğini bilmediğini beyan etmiş, diğer davalı tanığı ... ise hep gece vardiyasında çalıştığını, gece vardiyasında gece 22.00-06.00 arası çalıştıklarını, 06.00"da işyerinden çıktığını, davacının gündüz çalıştığını, 08.00"de işe geldiğini, günlük çalışma düzeninin saat 08.00"de başlayıp servise gidecekleri yerlerdeki işleri bitince geri döndüklerini, dolayısıyla dönüş için belli bir saatleri olmadığını, davacının il dışına çıkmadığını, il içi ve ilçelere gittiğini, ilçelere gittiğinde de yakın ilçeler olduğu için aynı gün döndüğünü kaçta döndüklerini bilmediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece davacı tanıklarına itibarla davacının haftada 5 gün 07.00-20.00 saatleri ve bir gün 07-23.00 saatleri arasında toplam 81 saat çalışıp günde 1.5 saat ara dinlenmesi yaparak haftada 72 saat çalıştığını, 27 saat fazla mesai yaptığı ancak Yargıtay uygulamaları doğrultusunda haftalık 18 saat fazla mesai yaptığı kabul edilmiş davacının fazla mesai alacakları 14.5.2009-20.2.2013 arasındaki dönem için hesaplanmıştır.
Somut olayda davacı tanığı davacıyla birlikte 7-8 ay çalıştıklarını beyan ettiği, davalı tanıklarının ise çalışma saatleri davacıyla uyuşmadığından davacının çalışma düzeni konusunda somut bilgiler veremedikleri anlaşılmakla davacının fazla mesai ücreti belirlenirken davacı tanığıyla birlikte çalıştıkları dönem için fazla mesai yaptığını ispatladığı kabul edilerek tanığın davacıyla birlikte çalıştığı dönem belirlenerek fazla mesai alacağının hesaplanması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması hatalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.