13. Hukuk Dairesi 2013/12794 E. , 2013/28868 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabul kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalıların belediyeye ait temizlik işinin yükleniciliğini yaptıklarını, yüklenici davalıların çalıştırdıkları işçilerin işçilik haklarından sorumlu olduklarını, davalıların çalıştırdığı dava dışı İşçi Kurtuluş Hasan Tugaytemur isimli şahsın belediye aleyhine açtığı davada verilen karar uyarınca 8004,12 TL ödediklerini, bu miktardan davalı alt işverenlerin sorumlu olduğunu ileri sürerek, fazlası saklı kalmak üzere 8004,12 TL.nın ödeme tarihinden faiziyle birlikte tahsilini talep etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece, ödeme tarihi olan 14.10.2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 1914,93 TL nin tam sorumluluk gereği..., %50 sorumluluk gereği 403,16 TL nin...a ... LTd Şti‘den, 1025,31 TL nin A.... Şirketinden, 1158,39 TL nin Miray Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı kuruma verilmesine, Bakiye taleplerin reddine karar verilmiş hüküm davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK.nun 294.maddesi gereğince mahkeme, yargılamanın sona erdiği duruşmada hükmü vererek tefhim eder. Hükmün tefhimi her halde hüküm sonucunun duruşma tutanağına geçirilerek okunması suretiyle olur. Zorunlu nedenlerle sadece hüküm sonucunun tefhim edildiği hallerde, gerekçeli kararın tefhim tarihinden başlayarak bir ay içinde yazılması gerekir. HMK.nun 297/2 maddesi gereğince hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. HMK.nun 298/2 maddesi gereğince de gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. Esasen kısa kararı yazıp, tefhim etmekle davadan
2013/12794-2013/28868
elini çekmiş olan hakimin artık bu kararını değiştirmesine yasal olanak da yoktur. Kısa kararla gerekçeli kararın birbirinden farklı olması yargılamanın aleniyeti, kararların alenen tefhim olunmasına ilişkin Anayasanın 141. maddesi ile HMK.nun yukarda değinilen buyurucu nitelikteki maddelerine de aykırı bir durum yaratır. Ayrıca bu husus kamu düzeni ile ilgili olup, gözetilmesi yasa ile hakime yükletilmiş bir görevdir.
Somut olayda, mahkemece hüküm kurulurken kısa kararda “ödeme tarihi olan 14.10.2009 tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte 1914,93 TL nin tam sorumluluk gereği..., %50 sorumluluk gereği 403,16 TL nin...a ... LTd Şti ‘den,1025,31 TL nin A.... Şirketinden, 1158,39 TL nin Miray Ltd Şti’den tahsil edilerek davacı kuruma verilmesine, Bakiye taleplerin reddine “ şeklinde karar verilmiş, gerekçeli kararda ise rücuen tazminat davasının konusunu oluşturan işçi Kurtuluş Hasan Tugaytemur yönünden Seyhan Belediyesinin asıl işveren, davalılar A...., ...Temizlik, Miray,...a ... şirketlerinin alt işveren ve taşeron olarak sorumluluklarının bulunduğu, asıl işveren olan belediyenin alt taşeronlarla birlikte %50 oranında sorumlu olduğu....” denmek suretiyle davalılardan ...Temizlik ...Ltd ştininde sorumlu olduğu kabul edilmiş, kısa kararda ise ...Temizlik Ltd Şti ile ilgili herhangi bir karar verilmemiştir. Gerekçeli karar ve kısa karardaki hükmün az yukarda açıklanan kısa kararla gerekçeli kararın birbirine uygun olması gerektiğine ilişkin ilke ve yasa hükümlerine aykırı olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Mahkemece, az yukarda açıklandığı üzere ve 10.4.1992 tarih ve 1991/7 Esas 1992/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsendiği gibi kısa karar ile bağlı kalınmadan, ancak kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişki giderilecek ve infazda tereddüt yaratmayacak şekilde, yeniden bir karar verilmesi için çelişkili olarak kurulan hükmün bozulması gerekmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, 2. bent gereğince davacının diğer temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-2 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 20.11.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.