11. Hukuk Dairesi 2018/1499 E. , 2019/3231 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İZMİR BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 11. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 29.11.2016 tarih ve 2004/96 E. - 2016/737 K. sayılı kararın davalı TMSF vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kısmen kabulüne dair İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi’nce verilen 29/12/2017 tarih ve 2017/392- 2017/1412 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı Yaşarbank"ın mudisi olup, en son 28.08.1998 tarihinde 40.000 DM parayı vadeli olarak bu bankaya yatırdığını, daha sonra bankaca kendisine dövizini vadeli hesaptan bozdurup, "Fon Hesabı" diye adlandırılan bir yatırım şekline dönüştürmesi hususunda ısrar edildiğini, müvekkilinin de kabul ettiğini, kendisine aylık % 16 getiri olacağı söylenerek 15.11.1999 ve 15.12.1999 tarihleri itibariyle 1"er aylık 5.400 DM"den faiz tahakkuk ettirildiğini, müvekkilinin annesi Kamile Atım"a biriken 10.800 DM faizden 8.000 DM ödeme yaptığını, kalan 2.800 DM"nin ödenmediğini, 1-2 gün sonra da bankaya devletçe el konulduğunu, banka yetkilisi Ali Veysel Yapıcı"nın yolsuzluk ve zimmet durumunun saptandığını, ancak banka yetkililerince 2.800 DM döviz ve çok cüzi miktar da Türk lirası dışında ödeme yapılmayacağının söylendiğini, müvekkilinin alacağının 40.000 DM olduğunu ileri sürerek, bu miktarın 15.12.1999 tarihinden itibaren hesaplanacak en yüksek banka mevduat faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve davam etmiştir.
Davalı vekili, muhtelif tarihlerde yapılan ödemeler neticesinde davacının müvekkili bankadan 40.000 DM alacağının bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, tüm dosya kapsamına göre; Kamile Atım"a ait imzanın boş kağıda atılmış bulunduğu, davacının davalıdan 40.000 Alman Markı (DM) alacağının bulunduğunun sübuta erdiği gerekçesiyle davanın kabulü ile 40.000 DM"nin 15.12.1999 tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faizi (banka faizi yasal faizin altında kaldığı takdirde yasal faizi) ile birlikte davalı TMSF"den alınmasına karar verilmiş olup, karara karşı, davalı vekili istinaf yoluna başvurmuştur.
İzmir BAM 11. Hukuk Dairesince, dosya üzerinden yapılan istinaf incelemesinde; mahkemece 40.000 DM alacağın varlığına ilişkin Alman markı üzerinden hüküm kurulduğu, AB"nin ortak para birimi Euro"nun kullanılmasıyla 2002"den bu yana Alman Markının kullanılmadığı, bu nedenle mahkemece verilen kararın infaza elverişli olmadığı, markın 1 Ocak 1999 tarihinde Euro ile değiştirildiği ve değişimde 1 Euro"nun 1,95583 DM"ye eşdeğer kabul edildiği, DM"nin kabul edilen dönüşüm değeri üzerinden Euro"ya çevrilmesi ve davaya konu yabancı paranın ne tür bir hesapta tutulduğu belirlenemediğinden 3095 sayılı Yasa"nın 4/a maddesi uyarınca faize hükmedilmesi gerekirken, bu hususlara uyulmadan hüküm kurulması doğru görülmediği, davalı TMSF 5411 sayılı Bankacılık Kanunu"nun 140. maddesi uyarınca her türlü vergi, resim ve harçtan muaf olup davalı aleyhine yazılı şekilde harca hükmedilmesi de yasaya aykırı bulunup davalı vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, Muğla 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 29.11.2016 tarih, 2004/96 Esas-2016/737 sayılı kararının kaldırılmasına, davanın kabulüne, 40.000 DM"nin Euro karşılığı olan 20.451,67 Euro"nun 15.12.1999 tarihinden itibaren 3095 sayılı Kanunun 4/a maddesi uyarınca Devlet bankalarının Euro üzerinden açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faiz uygulanmak suretiyle davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
İzmir BAM 11. Hukuk Dairesince, 07.02.2018 tarihli ek kararla, davalı vekilinin temyiz başvurusunu HMK uyarınca öngörülen 2 haftalık süre içinde yapılmadığı gerekçesiyle HMK"nın 346. maddesi uyarınca davalı vekilinin temyiz dilekçesinin reddine karar verilmiştir.
Davalı vekili, iş bu sefer Bölge Adliye Mahkemesinin ek kararını temyiz etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin olarak verilen ek kararda hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi ek kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen temyiz isteminin süre yönünden reddine ilişkin kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, TMSF"den harç alınmasına yer olmadığına, 29/04/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.