17. Hukuk Dairesi 2016/4881 E. , 2019/1439 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve katılma yoluyla davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı ...’ın maliki olduğu aracın ..., ... ve ...’nün içinde bulunduğu araca çarpması sonucu, davacıların kazadan dolayı ruh sağlıklarının bozulduğunu, arabada bulunan %70 özürlü ..."nün yaşadığı korku ve ızdırap sebebi ile davacı anne ..."nün sıkıntı yaşadığını, davacı ..."nün kazaya karışan aracı ticari işleri için kullandığını, tamiri süresince aracı kullanamadığından kazanç kaybı olduğunu, hasardan dolayı araçta değer kaybı meydana geldiğini belirterek davacı ... ve ... için 15.000,00"er TL, davacı ... için 20.000,00 TL olmak üzere toplam 50.000,00 TL manevi tazminatın, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı ... için değer kaybı nedeniyle 100,00 TL, davacı ... için kazanç kaybı nedeniyle 100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, davacıların yaralanmalarının mevcut olmadığını, davacıların manevi tazminat taleplerinin şartlarının oluşmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; maddi tazminat davasının kısmen kabulü ile 100,00 TL kazanç kaybının, kaybın doğduğu tarihten itibaren (75,00 TL için 17/09/2011 tarihinden, 25,00 TL için 18/09/2011 tarihinden itibaren) yasal faizi ile davalıdan alınarak davacı
..."ye verilmesine, davacıların manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacı ... ve ... için 1.000,00"er TL, davacı ... için 1.500,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 17/09/2011 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili ve davalı vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı ... lehine hükmedilen 100,00 TL maddi ve 1.000,00 TL manevi, ... lehine hükmedilen 1.000,00 TL manevi ile ... lehine hükmedilen 1.500,00 TL manevi tazminata dair karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin davacı ... lehine hükmedilen maddi, davacı ..., ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile kararın onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin davacı ... lehine hükmedilen maddi, davacı ..., ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.