
Esas No: 2022/841
Karar No: 2022/3548
Karar Tarihi: 10.05.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2022/841 Esas 2022/3548 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, taksirle yaralama suçundan Asliye Ceza Mahkemesince mahkum edilmiş ve verilen karar temyiz edilmiştir. Temyiz incelemesinde; basit yargılama usulü uygulanıp uygulanmama kararının mahkemeye bırakıldığı, yapılan yargılamada basit yargılama usulüne ilişkin değerlendirme yapıldığı, ancak hatalı bir şekilde lehe hükümlerin uygulanmamasına karar verildiği ve verilen cezada adil olmayan bir artış olduğu tespit edilmiştir. Bu nedenle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri ise TCK'nın 89/1, 89/3-b, 62/1, 52/2-4, CMK'nın 251/3 ve TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarıdır. Ayrıca, CMK'nın 251/1. maddesi ve 5271 sayılı CMK'nın 251/3. maddesi de detaylı bir şekilde açıklanmıştır.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Taksirle yaralama
Hüküm : TCK’nın 89/1, 89/3-b, 62/1, CMK’nın 251/3, TCK’nın 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
271 sayılı CMK'nın 17/10/2019 tarihli ve 7188 sayılı Kanunun 24. maddesi yeniden düzenlenmiş olan "Basit Yargılama Usulü" başlıklı 251. maddenin 1. fıkrasında yer alan "Asliye Ceza Mahkemesince iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı 2 yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebilir." şeklindeki düzenlemeye göre basit yargılama usulünün uygulanıp uygulanmama takdirinin mahkemeye bırakıldığı, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada, gerekçeli kararda basit yargılama usulüne ilişkin değerlendirme mevcut olup mahkemece, basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığına ve genel hükümlere göre yargılamaya devam edilmesine karar verildiği gözetilerek yapılan incelemede;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın uzlaşma önerisinde bulunulmadığına, lehe hükümlerin uygulanmamasının hatalı olduğuna, katılan vekilinin ise sanığın tam kusurlu olduğuna, ambulansı takiben hızlı seyir ettiğine, ambulansın geçtiği düz yöne kırmızı ışık yanmakta iken yayanın yola girdiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddine; ancak;
1- Sanığın idaresindeki otomobil ile olay tarihinde saat 15:30 sularında, meskun mahalde, tek yönlü, üç şeritli yolun sola dönüş cebi üzerinde, ifadesine göre önünde hasta olan dayısını götüren ambulansı takiple seyir halinde iken, seyrine göre sağ taraftan yola giren katılan ...'a aracın ön sağ tarafı ile çarptığı, katılanın hayati tehlike geçirecek ve hayat fonksiyonlarına Orta (3) derece etkileyecek vücudunda kemik kırığı oluşacak ve dalağının alınması nedeni ile organlarının birinin işlevini yitirecek şekilde yaralanmasına tali kusurlu olarak neden olduğu olayda; taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekmekte olup, dava konusu olayda sanık tali kusurlu olmakla birlikte maddede öngörülen cezanın alt sınırı nazara alınmak suretiyle, cezada orantılılık ilkesi ile adalet ve hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği gözetilmeden, alt sınırdan çok fazla uzaklaşılarak teşdidin derecesinde yanılgıya düşülmek suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini;
2- 5271 sayılı CMK’nın 251/1. maddesinde de belirtildiği üzere; asliye ceza mahkemesince, iddianamenin kabulünden sonra adli para cezasını ve/veya üst sınırı iki yıl veya daha az süreli hapis cezasını gerektiren suçlarda basit yargılama usulünün uygulanmasına karar verilebildiği, böylece uygulamanın hakimin takdir yetkisinde olduğu, amir hüküm olmadığı, anılan maddeye 08.07.2021 tarihinde ilave edilen düzenlemeye göre de duruşma günü belirlendikten sonra basit yargılama usulü uygulanmayacağı nazara alındığında,
Yerel mahkemece 28.09.2021 tarihli duruşmada basit yargılama usulünün uygulanmasına yer olmadığı kararı verildikten sonra, genel hükümlere göre yargılama yapması gerekirken; “bir kısım Yargıtay ceza daireleri kararları ve bir kısım Yargıtay Ceza Daireleri muhalefet şerhlerine göre, tarafların lehine olan usul hükümlerinden dönülemeyeceği, genel yargılama usulünün her zaman tarafların lehine olduğu, fakat yine Yargıtay Ceza Daireleri kararlarına göre, CMK'nın 251/3. maddesinde belirtilen 1/4 oranında indirim, her ne kadar usul yasasında yer alıyor ise de, cezada indirim ön gördüğünden, maddi ceza hukukunun bir parçası haline geldiği, bu madde maddi ceza hukukunun parçası haline geldiğinden, TCK’nın 7. maddesi gereğince sanık lehine her zaman değerlendirilmesi gerektiği kanaatine varılmakla, CMK’nın 251/3. maddesinde belirtilen indirim, her ne kadar bu dosyada basit yargılama usulü uygulanmamış ise de, maddi ceza hukukunun parçası haline geldiğinden, TCK’nın 7. maddesi gereğince sanık lehine olmakla, sanığa verilen netice cezada CMK’nın 251/3. maddesi gereğince 1/4 oranında indirim yapılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.” şeklindeki gerekçe ile sonuç cezada Ceza Muhakemesi Kanunu 251/3. madde ve fıkrası gereği 1/4 indirim yapılarak yazılı şekilde karar verilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 10.05.2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.