![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2018/7885
Karar No: 2021/6013
Karar Tarihi: 22.04.2021
Danıştay 6. Daire 2018/7885 Esas 2021/6013 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/7885
Karar No : 2021/6013
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Genel Müdürlüğü Adına ... Bölge Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN ÖZETİ : ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:
Dava,; İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı, 215,14 m² yüzölçümlü, … Vakfı adına kayıtlı arsa vasıflı taşınmazı da kapsayan alanda 04/10/2012 tarihinde tasdik edilen ve 15/10/2012-15/11/2012 tarihleri arasında askıya çıkarılan 1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince, dava dosyasındaki bilgi ve belgelerle yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirildirilmesinden; dava konusu arsa vasıflı İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı 215,14 m2 yüzölçümlü mazbut akar mallar kütüğünde kayıtlı taşınmaza yönelik olarak getirilen 'H:9.50 irtifalı konut' alanı fonksiyonunun taşınmazın akar niteliğini koruduğu ve plan bütünlüğü açısından mevzuata uygun olduğu, ancak dava konusu parselin, aynı yapı adasında bulanan diğer parsellere nazaran daha düşük bir emsal verilerek düzenlendiği, bu durumun eşitlik ilkesine aykırı olduğu dikkate alındığında, dava konusu planda davacıya ait taşınmaz bakımından imar mevzuatına uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle iptaline yolunda karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "Vakıf senedi" başlıklı 106. maddesinde: "Vakıf senedinde vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yeri gösterilir." düzenlemeleri yer almış olup, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde ise, Mazbut vakıf; "Bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar" olarak tanımlanmış, aynı Kanunun "Vakıf kültür varlıklarının korunması ve imar uygulamalarının bildirilmesi" başlıklı 22. maddesinde de: "Kamu kurum ve kuruluşları, koruma imar planlarını düzenlerken vakıf kültür varlıklarıyla ilgili hususlarda Genel Müdürlüğün görüşünü almak zorundadırlar. Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmaz mallarla ilgili olarak belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan uygulama imar ve parselasyon planlarının, askıya çıkarılmadan önce ilgili idareler tarafından Genel Müdürlüğe bildirilmesi zorunludur. Mazbut vakıf taşınmazlarında akar niteliğini koruyacak şekilde imar düzenlemesi yapılır. Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait olup uygulama imar planlarında okul, hastane veya spor alanlarında kalan taşınmazlar; ilgili kurumlar tarafından, imar planının tasdik tarihinden itibaren iki yıl içerisinde kamulaştırılmadığı takdirde ilgili bakanlığın görüşü alınarak Genel Müdürlükçe özel okul, özel hastane veya özel spor tesisi olarak değerlendirilebilir." hükümlerine yer verilmiştir.
1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının "yeni yapılaşmalarda genel hükümler " başlıklı V-A-7. maddesinde "planda kütle çizilen parsellerde plandan ölçü alınarak uygulama yapılacaktır." hükmü yer almaktadır.
İmar düzenlemelerinde mazbut vakıfların akar niteliği değerlendirilirken, öncelikle mazbut vakfın taşınmazının akar niteliğinin olup olmadığının tespitinin ardından mazbut vakıf taşınmazları yönünden alınan tüm plan kararların Vakıflar Genel Müdürlüğüne bildiriminin zorunlu olduğu, akar niteliği olan taşınmazların imar fonksiyonunun değiştirilmesinin teknik nedenlerle zorunlu olup olmadığının ayrıntılı biimsel tespitlerle ortaya konulduktan sonra fonksiyon değişikliğine gidilmesinde planlama ilkeleri açısından zorunluluk var ise, vakıf taşınmazının akar niteliğinin korunması amacıyla fonksiyonu değişen alana eş değer yeni bir alanın vakfa tahsisinin gerektiği, bunun yanı sıra mazbut vakıf taşınmazlarının akar niteliği değerlendirilirken taşınmazın vakıf senedindeki özgülenme amacından yola çıkarak akar niteliğinin tespiti gerekmektedir.
Hal böyle olunca; vakıf taşınmazlarının akar niteliğinin korunması amacı ile birlikte bölgenin özelliklerine uygun planlama yapılması zorunluluğu gibi iki kamu yararının biribiri ile çakışmasından ortaya çıkan uyuşmazlıklarda; üstün kamu yararının mahkemece tespiti ile uyuşmazlığın çözümü gerekmekte, bununla birlikte burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yukarıda yer verilen 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 22. maddesinin kapsamına tüm vakıf taşınmazlarının girmediği ve akar niteliği taşıyan eş değer yer verilme şartıyla teknik zorunluluktan doğan planmanın sırf bu nedenle iptalinin gerekmediğidir.
Vakıf taşınmazlarının vakıf senedindeki özgülenme amacından yola çıkarak ve fiili kullanım durumu dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmektedir. Vakfın vakfiyesinde (vakıf senedinde); taşınmazın niteliğine, kullanım biçimine ve akar niteliğinin nasıl sağlanacağı hususuna açıkça yer verilmesi halinde, bu hususa riayet edilmesi gerekmekte ise de, vakfa ait taşınmazın bu nitelikleri taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, fiilen kullanıldıkları şekilde kalmaları gerektiğini ileri sürmek mümkün değildir.
Dava dosyasının incelenmesinden; İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı 215,14 m² yüzölçümlü, … Vakfı adına kayıtlı olduğu, dava konusu planın 15/10/2012 - 15/11/2012 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, askı süresi içinde 13/11/2012 tarihinde itiraz edildiği, itirazın zımnen reddi üzerine anılan planın iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda, kütle çizim yönetiminin özel alanlarda uygulanabilen bir planlama tekniği olduğu ancak, dava konusu parsel üzerine çizilmiş olan kütle ile çevre parsellere önerilmiş olan kütleler kıyaslandığında adil olmayan bir yapılaşma oranı belirlendiği, emsal oranının düşük kaldığı tespitlerine yer verildiği görülmektedir.
Dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, planlama bölgesinin yüzölçüm bakımından küçük parseller üzerinde kümelenmiş yoğun konut dokusu ve birçok tescilii eski eserler ile sivil mimarlık yapısı bulunan bir alan olması hasebiyle plan genelinde yapılaşma oranları belirlenirken kütle çizim yönteminin benimsendiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu parsel ve bulunduğu ada üzerinde yapılan incelemede, parsel şekillerinin birbirinden farklı olması nedeniyle yapılaşma oranlarının farklı olmasına karşın aynı istikamette yer alan komşu parsellerin yapı derinliklerinde eşitliğin sağlandığı, … sayılı parselin ise yola cephesinin dar fakat ada ortasına doğru genişleyen, "T" şeklinde, kendine has bir yapıya sahip olması nedeniyle yapılaşma oranının düşük kaldığı görülmektedir.
Bu durumda, planlama alanının tarihi dokusu ve karakteristik özellikleri nedeniyle yapılaşma koşullarının kütle çizim yöntemiyle belirlendiği, dava konusu parseldeki yapılaşmanın arttırılması halinde … sayılı adadaki bitişik nizam yapılaşma düzeninin bozulacağı, aynı yöndeki parsellerin arka istikametlerinde eşitsizliğe neden olunacağı, … sayılı parselin yapılaşma oranı düşüklüğünün kendine has yapısından kaynaklandığı anlaşıldığından, bilirkişi raporunda belirtilen adil olmayan bir yapılaşma oranı belirlendiği tespitine itibar edilmemiştir.
Bu itibarla, … sayılı parsele yönelik getirilen "H:9.50 irtifalı konut alanı" fonksiyonunun taşınmazın akar niteliğini koruduğu ve planların kademeli birlikteliği ilkesine uygun olduğu anlaşıldığından dava konusu 1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali yolundaki idare mahkemesi kararında isabet bulunmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere 22/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.