Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2018/1160
Karar No: 2021/6014
Karar Tarihi: 22.04.2021

Danıştay 6. Daire 2018/1160 Esas 2021/6014 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2018/1160
Karar No : 2021/6014

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Belediye Başkanlığı/…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF (DAVACI) : … Genel Müdürlüğü Adına ... Bölge Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. …

İSTEMİN ÖZETİ : ... İdare Mahkemesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

SAVUNMANIN ÖZETİ : Savunma verilmemiştir.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

Dava, İstanbul İli, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı, 27,67 m²'lik yüzölçümlü taşınmaza ilişkin 04/10/2012 onay tarihli 1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının iptali istemiyle açılmış, İdare Mahkemesince; Danıştay Altıncı Dairesinin 30/12/2015 tarih ve E:2014/5313, K:2015/8189 sayılı bozma kararına uyularak dosyada bulunan bilgi, belgeler ile yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, dava konusu parselin nazım imar planında, 500 ki/ha konut alanı+konaklama alanında, uygulama imar planında ise parklar ve dinlenme alanında kaldığı, taşınmazın geleneksel sokak dokusu-mimari karakteri ve kültürel özellikleri günümüze kadar değişmeden korunmuş kentsel alanlar içinde yer aldığı, yapı adası ve sokak dokusunun ve bütünlüğünün zedelenmemesinin dava konusu planın raporunda ilke olarak benimsendiği ancak uygulama imar planınıyla bu dokunun zedeleneceği, dolayısıyla plan hükümlerine aykırı bir uygulamanın söz konusu olduğu, ayrıca, söz konusu uygulamanın davacı vakıf tarafından değerlendirilmesinin uygun bulunmadığı halde yapıldığı, 5737 Vakıflar Kanunu'nun 22. maddesi ve Vakıflar Yönetmeliği'nin 180. maddesi uyarınca Vakıf taşınmazlarının akar niteliklerine uygun fonksiyonlar verilmesi hususunun değerlendirilmesi gerektiği, dava konusu parselin bulunduğu yapı adası içinde kot farkı ile birbirinden ayrılmış set duvarları ile oluşmuş özgün bir bahçe düzeninin yer aldığı, söz konusu yapı ve parsel düzeninin park alanı planlamasını zorlaştıracağı, uygulama planı sonrası park alanı olarak kullanılacak alan özellikle bölge halkı açısından mahremiyet sorunları yaratacağı, güvenlik ve gürültü açısından bölgeye olumsuzluklar getirecek nitelikte olduğu görüldüğünden, dava konusu uygulama imar planında şehircilik ilkelerine, planlama esaslarına, kamu yararına ve mevzuata uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş, bu karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
3194 sayılı İmar Kanununun işlem tarihinde yürürlükteki haliyle 5. maddesinde nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanununun "Vakıf senedi" başlıklı 106. maddesinde: "Vakıf senedinde vakfın adı, amacı, bu amaca özgülenen mal ve haklar, vakfın örgütlenme ve yönetim şekli ile yerleşim yeri gösterilir." düzenlemeleri yer almış olup, 5737 sayılı Vakıflar Kanununun "Tanımlar" başlıklı 3. maddesinde ise, Mazbut vakıf; "Bu Kanun uyarınca Genel Müdürlükçe yönetilecek ve temsil edilecek vakıflar ile mülga 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin yürürlük tarihinden önce kurulmuş ve 2762 sayılı Vakıflar Kanunu gereğince Vakıflar Genel Müdürlüğünce yönetilen vakıflar" olarak tanımlanmış, aynı Kanunun "Vakıf kültür varlıklarının korunması ve imar uygulamalarının bildirilmesi" başlıklı 22. maddesinde de: "Kamu kurum ve kuruluşları, koruma imar planlarını düzenlerken vakıf kültür varlıklarıyla ilgili hususlarda Genel Müdürlüğün görüşünü almak zorundadırlar. Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait taşınmaz mallarla ilgili olarak belediyeler ile diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılan uygulama imar ve parselasyon planlarının, askıya çıkarılmadan önce ilgili idareler tarafından Genel Müdürlüğe bildirilmesi zorunludur. Mazbut vakıf taşınmazlarında akar niteliğini koruyacak şekilde imar düzenlemesi yapılır. Genel Müdürlüğe ve mazbut vakıflara ait olup uygulama imar planlarında okul, hastane veya spor alanlarında kalan taşınmazlar; ilgili kurumlar tarafından, imar planının tasdik tarihinden itibaren iki yıl içerisinde kamulaştırılmadığı takdirde ilgili bakanlığın görüşü alınarak Genel Müdürlükçe özel okul, özel hastane veya özel spor tesisi olarak değerlendirilebilir." hükümlerine yer verilmiştir.
1/5000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı notlarının I-25 sayılı maddesinde, " Ölçek nedeni ile plana aktarılamayan donatı alanları 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planlarında gösterilecektir. Plan üzerinden kesin ölçü alınamaz ve donatı alanı sınırları mülkiyet-kadastral doku hassasiyetinde 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planları’nda kesinleştirilecektir." hükmü yer almaktadır.
İmar düzenlemelerinde mazbut vakıfların akar niteliği değerlendirilirken, öncelikle mazbut vakfın taşınmazının akar niteliğinin olup olmadığının tespitinin ardından mazbut vakıf taşınmazları yönünden alınan tüm plan kararlarının Vakıflar Genel Müdürlüğüne bildiriminin zorunlu olduğu, akar niteliği olan taşınmazların imar fonksiyonunun değiştirilmesinin teknik nedenlerle zorunlu olup olmadığının ayrıntılı biimsel tespitlerle ortaya konulduktan sonra fonksiyon değişikliğine gidilmesinde planlama ilkeleri açısından zorunluluk var ise, vakıf taşınmazının akar niteliğinin korunması amacıyla fonksiyonu değişen alana eş değer yeni bir alanın vakfa tahsisinin gerektiği, bunun yanı sıra mazbut vakıf taşınmazlarının akar niteliği değerlendirilirken taşınmazın vakıf senedindeki özgülenme amacından yola çıkarak akar niteliğinin tespiti gerekmektedir.
Hal böyle olunca; vakıf taşınmazlarının akar niteliğinin korunması amacı ile birlikte bölgenin özelliklerine uygun planlama yapılması zorunluluğu gibi iki kamu yararının biribiri ile çakışmasından ortaya çıkan uyuşmazlıklarda; üstün kamu yararının mahkemece tespiti ile uyuşmazlığın çözümü gerekmekte, bununla birlikte burada dikkat edilmesi gereken bir diğer husus ise yukarıda yer verilen 5737 sayılı Vakıflar Kanunu'nun 22. maddesinin kapsamına tüm vakıf taşınmazlarının girmediği ve akar niteliği taşıyan eş değer yer verilme şartıyla teknik zorunluluktan doğan planmanın sırf bu nedenle iptalinin gerekmediğidir.
Vakıf taşınmazlarının vakıf senedindeki özgülenme amacından yola çıkarak ve fiili kullanım durumu dikkate alınarak inceleme yapılması gerekmektedir. Vakfın vakfiyesinde (vakıf senedinde); taşınmazın niteliğine, kullanım biçimine ve akar niteliğinin nasıl sağlanacağı hususuna açıkça yer verilmesi halinde, bu hususa riayet edilmesi gerekmekte ise de, vakfa ait taşınmazın bu nitelikleri taşıyıp taşımadıklarına bakılmaksızın, fiilen kullanıldıkları şekilde kalmaları gerektiğini ileri sürmek mümkün değildir.
Dosyanın incelenmesinden, … ve … Vakfı adına kayıtlı, İstanbul ili, … İlçesi, … Mahallesi, … pafta, … ada, … parsel sayılı 27,67 m2 lik yüzölçümlü taşınmazın hissedarı olan davacı tarafından, anılan taşınmazı da kapsayan alanda yapılan 04/10/2012 tasdik tarihli 1/1000 ölçekli Fatih Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının, üst ölçekli plana aykırı olarak düzenlendiği, hukuka ve mevzuata uygun olmadığı ileri sürülerek iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Dava konusu koruma amaçlı imar planıyla özgün tarihi dokuya sahip olan Tarihi Yarımada'da (Fatih) ihtiyaç duyulan sosyal donatıların oluşturulmasının amaçlandığı, yüzölçüm bakımından küçük parseller üzerinde kümelenmiş yoğun konut dokusu ve birçok tescilii eski eserler ile sivil mimarlık yapısı da dikkate alındığında, geleceğe yönelik planlama kararları oluşturulurken, yapı adaları içinde park alanları (açık alan) kullanımları getirilerek konutların gün ışığından yararlanmalarının sağlanmaya çalışıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar bilirkişi raporunda dava konusu parselin 1/5000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Nazım İmar Planında 500 ki/ha yoğunluklu konut alanı+ konaklama alanında kaldığı, 04/10/2012 onay tarihli 1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planının da ise park ve dinlenme alanı lejantında bulunduğu, çevredeki park alanlarının 1/5000 Ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar planında gösterilmesine rağmen dava konusu park ve dinlenme alanının gösterilmediği, bu durumda planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırılık bulunduğu ifade edilmiş ise de, yukarıda anılan 1/5000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı notlarının I-25 sayılı maddesi uyarınca ölçek nedeni ile plana aktarılamayan donatı alanları 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planlarında gösterileceği hükmü ile dava konusu parkın çevredeki park alanlarına göre yüzölçümünün küçüklüğü dikkate alındığında nazım ve uygulama planları arası farklılığın planların kademeli birlikteliği ilkesine aykırı olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Yine, bilirkişi raporunda 1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planıyla yapı adası ve sokak dokusu bütünlüğünün zedeleneceği, güvenlik ve gürültü sorunlarına neden olunacağı ifade edilmiş ise de Plan Yapımımına Ait Esaslara Dair Yönetmelikte Kentsel, Sosyal ve Teknik Alt Yapı alanlarına ilişkin tabloda nüfusu 100.000'i geçen yerleşim yerlerinde kişi başına ayrılması gereken yeşil alan miktarı 10 m2/ki olup, Fatih İlçesi (Tarihi Yarımada) dahilinde dava konusu imar planında ayrılan yeşil alan miktarının (222.96 hektar - 6.41 m2/kişi) nüfusunun tamamına hizmet edecek yeterliliğe sahip olmadığı ve yönetmelikte belirtilen standartların altında kaldığı, özgün tarihi dokuya sahip planlama alanında çok sayıda tescilli eski eser yapı ve sivil mimarlık örneği bulunması sebebiyle de plan nüfusuna hizmet edecek büyük yeşil alanların (parkların) oluşturulmasının zor olduğu, bu sebeple bitişik nizam yapılaşmış yapı adalarının arka boşluklarında ortak kullanıma yönelik donatı alanları oluşturulmasında üstün kamu yararının bulunduğu sonucuna ulaşıldığından bilirkişi raporunda yer alan bu tespite itibar edilmemiştir.
Bu durumda, üzerinde tescilli eski eser yapı ve sivil mimarlık örneği bulunmayan parselin üstün kamu yararı gereğince dava konusu 04/10/2012 onay tarihli 1/1000 ölçekli Tarihi Yarımada (Fatih) Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planında park ve dinlenme alanı olarak planlanmasında hukuka aykırılık bulunmadığından dava konusu işlemin iptali yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

Açıklanan nedenlerle, ... İdare Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararın BOZULMASINA, dosyanın adı geçen Mahkemeye gönderilmesine, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 gün içinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 22/04/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi