Esas No: 2021/11681
Karar No: 2022/14585
Karar Tarihi: 20.10.2022
Yargıtay 7. Ceza Dairesi 2021/11681 Esas 2022/14585 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun \"haklara tecavüzün önlenmesi\" başlıklı 81. maddesindeki bandrol yükümlülüğüne aykırılık eylemiyle ilgili hak sahibi kişilerin hukuken geçerli belgeleri süresi içerisinde sunarak şikayetçi olması nedeniyle bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçunun oluştuğu, TCK'nun 44. maddesi gereğince sanık hakkında bu suçtan hüküm kurulması gerektiği belirtilerek yerel mahkeme kararı bozulmuştur. Kararın detayı şu şekildedir: 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen 81/13. maddelerine göre hüküm kurulmuştur. Ancak, Anayasa Mahkemesi'nin 12.06.2020 tarih ve 2019/74 E., 2020/29 K. sayılı kararı ile 81. maddenin 13. fıkrasındaki \"Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71. maddeye göre cezalandırılması\" hükmü iptal edilmiştir. Bunun yerine, TCK'nun 44. maddesi gereği en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılacaktır.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Fikri ve Sınaî Haklar Ceza Mahkemesi
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I-Sanık hakkında, 07.08.2012 ve 20.09.2012 tarihli eylemleri nedeniyle 5846 sayılı Kanunun 81/4. maddesi uyarınca kurulan hükümlere yönelik temyiz isteminin incelemesinde;
Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,
II-Sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen 81/13. maddeleri uyarınca kurulan hükme yönelik temyiz isteminin incelemesinde ise;
Sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun “haklara tecavüzün önlenmesi” başlıklı 81’inci maddesinde düzenlenen bandrol yükümlülüğüne aykırılık eyleminin aynı eserle ilgili olarak şikayet üzerine soruşturulan/kovuşturulan ve aynı Kanunun "manevi, mali ve bağlantılı haklara tecavüz" suçunu da oluşturduğu somut olayda; şikayetçinin 6 aylık kanuni şikayet süresi içerisinde dava konusu edilen materyaller yönünden hak sahibi olduğunu kanıtlayan hukuken geçerli belgeleri ibraz etmesi nedeniyle sanık hakkında 5846 sayılı Kanunun 71/1 ve 81/13. maddelerine göre hüküm kurulmuş ise de;
Hükümden sonra 17/07/2020 tarih ve 31188 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi'nin 12.06.2020 tarih ve 2019/74 E., 2020/29 K. sayılı kararı ile, 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 23/01/2008 tarihli ve 5728 sayılı Kanunun 143. maddesiyle değiştirilen 81’inci maddesinin on üçüncü fıkrasında düzenlenen “Bandrol yükümlüğüne aykırılığın aynı eserle ilgili olarak 71’inci maddenin birinci fıkrasının (1) numaralı bendinde tanımlanan suçla birlikte işlenmesi halinde, fail hakkında sadece 71’inci maddeye göre cezaya hükmolunur. Ancak; verilen ceza üçte biri oranında artırılır.” hükmünün iptal edilmesi ve 5237 sayılı TCK'nun 44’üncü maddesinde ise “işlediği bir fiil ile birden fazla farklı suçun oluşmasına sebebiyet veren kişi, bunlardan en ağır cezayı gerektiren suçtan cezalandırılır” hükmüne yer verilmiş olması karşısında;
Somut olayda, sanığın eylemine uyan bandrol yükümlülüğüne aykırılık eylemi ile ilgili hak sahibi kişilerin hukuken geçerli belgeleri süresi içerisinde sunarak şikayetçi olması nedeniyle hem manevi, mali veya bağlantılı haklara tecavüz başlıklı 5846 sayılı Kanunun 71’inci maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen suçun hem de aynı Kanunun 81’inci maddesindeki sanığın eylemine uyan ve re'sen takibi gerektirmesi nedeniyle CMK’nun 253 ile devamı maddeleri uyarınca uzlaştırma hükümlerinin uygulanma olanağı bulunmayan bandrol yükümlülüğüne
aykırılık suçunun oluşacağı ve TCK'nun 44. maddesi gereğince sanık hakkında en ağır cezayı gerektiren bandrol yükümlülüğüne aykırılık suçundan hüküm kurularak sanığın hukuki durumunun yerel mahkemece yeniden değerlendirilmesi zorunluluğu,
Bozmayı gerektirmiş ve sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 20.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.