13. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19000 Karar No: 2018/2778 Karar Tarihi: 07.03.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/19000 Esas 2018/2778 Karar Sayılı İlamı
13. Hukuk Dairesi 2016/19000 E. , 2018/2778 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, murisi ile davalıların murisine ait taşınmazın tamamının satın alındığını ancak taşınmazın üzerinde takyidatlar bulunması nedeniyle ancak ½ payının devredilebildiğini, diğer yarısının da tescil için tapu müsait olduğu takdirde devir edileceğinin davalıların murisi tarafından bildirildiğini ve karşılığında 16.7.2003 düzenleme tarihli, 16.7.2013 vade tarihli senet verilerek 10 yıl içerisinde taşınmazın geri kalan kısmının devredilmemesi halinde senedin işleme konulacağının kararlaştırıldığını, devir işlemlerinin gerçekleştirilmemesi nedeniyle senette yazılı bedelin tahsili amacıyla ... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2013/12924 E.sayılı dosyası ile başlatılan icra takibinin davalıların itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir. Davalılar vekili, davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davalılardan ..., ..., ... ve ... yönünden davanın İİK"nun 67. Maddesi gereğince 1 yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığından reddine, davalı ... İpek yönünden açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1-İİK. 67/1 maddesi "Takip talebine itiraz edilen alacaklı, itirazın tebliğ tarihinden itibaren bir sene içinde mahkemeye başvurarak genel hükümler dairesinde alacağın varlığını ispat suretiyle itirazın iptalini dava edebilir" düzenlemesini getirmiştir. Bu yasal düzenleme doğrultusunda yapılan icra takibine borçlunun itiraz etmesi halinde davanın bir yıllık süre içinde açılması zorunludur. Bu süre sukutu hak süresidir. Ne var ki, bu sürenin başlaması için itirazın alacaklıya tebliği zorunludur. Yasada bu sürenin itirazın alacaklıya tebliğinden başlayacağı açıkça vurgulanmıştır. Yasa koyucu bu sürenin hak düşürücü süresi olması, bu bağlamda hakkı söndüren bir süre olması nedeniyle alacaklının borçlunun itirazlarına tam olarak muttali olması, bunun da ancak itirazın tebliği yoluyla olacağını öngördüğünden sürenin tebligatla başlayacağını kabul etmiştir. Davacının yaptığı icra takibine itiraz edildiğini öğrenmesi de itirazın içeriğini tam olarak öğrendiğini göstermez. Bu nedenle 1 yıllık bu süre borçlunun itirazının alacaklıya tebliğ tarihinden itibaren başlayacaktır. Somut olayda, davalı-borçluların itirazları davacı alacaklıya tebliğ edilmediğinden bir yıllık hak düşürücü süre başlamamıştır. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek hasıl olacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirir. 2-Bozma nedenine göre davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davacının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.