7. Hukuk Dairesi 2015/45214 E. , 2016/7028 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının iş akdinin sendikal nedenlere istinaden feshedildiğini, geçmişte de işverenin benzer baskılarının gündeme geldiğini bu nedenle davacının bir dönem sendika üyeliğinden istifa etmek zorunda kaldığını, sonrasında 2013 yılında yeniden sendikaya üye olduğunu, bu süreçte işverenin sürekli mobbing uygulayarak işyerindeki sendikal çalışmaları engellemeye çalıştığını belirterek iş akdinin feshinin geçersizliği ve davacının işe iadesini, 6356 sayılı K.’ın 25. Maddesi uyarınca davacının 1 yıllık ücretinden az olmamak üzere sendikal tazminat ile boşta geçen süre ücretine hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının işgücü ihtiyacı nedeniyle iş yerindeki farklı bir birimde(kuru maya paketleme) görevlendirilmesine rağmen davacının söz konusu bu görevi kabul etmeyerek çalışmayı reddetmesi üzerine iş akdinin geçerli nedene dayanarak, kıdem ve ihbar tazminatı da ödenmek suretiyle feshedildiğini, bu görevlendirmede davacının tercih edilme nedeninin davacının çalıştığı birim olan fermantasyon bölümünde daha önce bir çok kez hatalı davranıştan dolayı uyarı alması olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı işverenin iş akdini fesih keyfiyetini içeren 28.11.2014 tarihli “fesih bildirimi” başlıklı fesih bildirim yazısında dayanılan gerekçenin 4857 sayılı İş Kanununun 25. Maddesi anlamında haklı neden teşkil etmemekle beraber davacı işçinin çalışma koşullarında esaslı değişikliğe yol açmayacak biçimde, aynı işyeri sınırları içerisinde bulunan benzer çalışma koşullarına sahip bir başka birimde ve aynı özlük hakları geçerli olmak üzere görevlendirilmesinin işverenin talimat verme ve yönetim hakkı sınırlarını ihlal etmediği, bu hali ile somut olayda davacı işçinin işverenin talimat verme ve yönetim hakkına aykırı davranışına dayanan iş akdini fesih keyfiyetinin haklı nedene dayanmamakla birlikte 4857 sayılı İş Kanununun 18. Maddesi anlamında geçerli nedene dayandığından ve davacı işçinin iş akdinin 28.11.2014 Tarihli “fesih bildirimi” başlıklı fesih bildirim yazısında dayanılan gerekçeye nazaran feshin gerçekte sendikal nedenlere istinaden gerçekleştiği ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiştir.
Öncelikle, davacının sendikaya üyelik tarihi, fesih tarihi, sendikanın cevabi yazısı ve davacı tanıklarının beyanları birlikte değerlendirildiğinde, mahkemenin feshin sendikal nedenle yapılmadığı yönündeki kabulü isabetli olup davacının bu yöndeki temyiz itirazları yerinde değildir.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davacı işyerinde 2,5 yıllık fermantasyon bölümü işçisi olup davacının görev yerinin “işgücü ihtiyacı” nedeniyle yazılı olarak kuru maya paketleme olarak değiştirildiği, davacının, 6 iş günlük süre içerisinde sebep göstermeksizin görev değişikliğini kabul etmediğine dair işyerine dilekçe verdiği, sonrasında yıllık izin kullandığı ve izin dönüşü eski görev yerinde işe başladığı, davalı tanık beyanlarına göre sözlü olarak tekrar kuru maya paketlemede başlaması gerektiği davacıya hatırlatılmasına rağmen, davacının kuru maya paketleme bölümüne gitmediği, iş akdinin bu olay nedeniyle geçerli nedenle feshedildiği anlaşılmaktadır.
Davalı işverence yapılan yazılı fesih bildirimi, tüm tanık beyanları, davalı işverenin sunduğu fazla mesai çizelgesine göre, davacının görevlendirildiği kuru maya paketleme bölümü ile önceki çalıştığı fermantasyon biriminin aynı çatı altında olduğu, aralarında 50 metre mesafe bulunduğu, görevlendirme yapılırken davacının özlük haklarının korunduğu, çalışma koşulları açısından her iki bölümde de ihtiyaca göre fazla mesai yapıldığı, her iki bölümün de kendine göre zorluğunun bulunduğu, ancak fermantasyon bölümünün kuru maya paketleme bölümüne göre daha nitelikli olduğu görülmektedir. Bu hususta duruşmada davacı tanığı ..., “ paketleme bölümünde bedensel yorgunluk daha yoğundur, fermantosyon bölümünde zihinsel ve bedensel olarak dikkat gerektiren bir bölümdür.“ şeklinde; davalı tanığı .... “Fermantosyon bölümü daha bireysel ve sorumluluk isteyen bir yerdir, görev teklif edilen kuru maya paketleme daha kollektif hataların daha telafi edileceği bir yerdir,” şeklinde; davalı tanığı ... ise “fermantosyon bölümü dikkat gerektirir, riskli alandır, yapılan hataların yansıması büyük olur, diğer bölüm daha kontrollü daha rahat çalışacağı bir yerdir” şeklinde beyanda bulunmuşlardır.
Öte yandan, tüm tanık beyanlarına göre, davacının iş akdi feshedildikten sonra, kuru maya paketleme bölümünden fermantasyon bölümüne .... isimli işçinin geçirildiği anlaşılmaktadır. Davalı tanığı ... bu hususta duruşmada “davacı çıkarıldıktan sonra fermantosyon bölümüne bir süre kendi mevcut kadrosu ile devam etti, şu an yaklaşık bir kaç haftadır bir arkadaşımızı orada yetiştiriyoruz … bu arkadaşın adı ... dır. Önce kuru maya paketleme bölümüne alıyoruz 10 gr diye düz bir üretimimiz var, Serkan kuru mayada 2-3 hafta kadar çalıştı, eski işinden de tecrübeli birisi olduğundan fermantosyon bölümüne aldık, eski işi derken fermantosyon işi değil ama bir elektrik tecrübesi olan birisiydi, fabrika mantığını bildiği için” şeklinde beyanda bulunmuştur. Bu durum karşısında, davalı işverenin bir taraftan 21.11.2014 tarihli görev değişikliği yazısı ve bununla bağlantılı olan 28.11.2014 tarihli yazılı fesih bildiriminde kuru maya paketleme bölümündeki “işgücü ihtiyacı”na dayanırken diğer taraftan davacının iş akdinin feshinden sonra bu bölümdeki .... isimli işçinin davacının eski görev yeri olan fermantasyon birimine görevlendirilmesi açık bir çelişki içermektedir. Kaldı ki, tanık beyanlarına göre davacının yeni görevlendirildiği kuru maya paketleme bölümünde yapacağı iş, fermantosyon bölümünde yaptığı işe nazaran daha niteliksiz bir iş olup davacının görev yerinin değiştirilmesi çalışma koşullarında esaslı değişiklik içermektedir. O halde, fesihte geçerli neden bulunduğundan söz edilemez. Bu nedenlerle, mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 4 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Davacı tarafından peşin yatırılan 25,20 TL harcın alınması gerekli 29,20 TL harçtan mahsubu ile eksik 4,00 TL harcın davalıdan alınarak ...."ye gelir kaydına
6-Davacının yapmış olduğu Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 478,50 TL yargılama giderinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’e göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
8- Artan gider avansının ilgilisine iadesine,
9-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davacıya iadesine, 24/03/2016 oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.