22. Hukuk Dairesi 2015/12997 E. , 2015/17064 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, kıdem ve ihbar tazminatı alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, davanın hukuki yarar yokluğu sebebi ile reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 500,00 TL ihbar tazminatı ve 2.500,00 TL kıdem tazminatının davalıdan tahsil edilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davacının çalışma süresi ve ücretini bildiği, talep konusu alacakları belirleyebilecek durumda olduğu, davanın kısmi alacak davası olarak açıldığı, tam eda davasına konu edilmesi mümkün iken kısmi eda davası açılmasında hukuki yarar olmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık davanın niteliği ve işçilik alacaklarına ilişkin kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nda dava çeşitleri 105. ila 113. maddelerinde düzenlenmiş, eda davası (m. 105), tespit davası (m.106) ile belirsiz alacak ve tespit davası (m.107), inşai dava (m.108), kısmi dava (m.109) ayrı ayrı maddelerde gösterilerek farklılıkları belirtilmiştir.
Kısmi dava 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 109. maddesinde tanımlanmıştır. Maddenin birinci fıkrasına göre “Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir”.
Anılan Kanun"un 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası ile kısmî dava birlikte değerlendirildiğinde, eğer alacak belirli veya belirlenebilir nitelikte ise, tam veya kısmî şekilde belirsiz alacak davası açarak, bu davanın sağladığı imkânlardan yararlanmak mümkün değildir. Ancak, kanunun kısmî dava açma imkânını sınırlamakla birlikte tamamen ortadan kaldırmadığı da gözetildiğinde, belirlenebilir alacaklar için, belirsiz alacak davası açılamasa da, şartları oluştuğunda ve hukukî yarar bulunduğunda kısmî dava açılması mümkündür. Aksi halde, sadece ya belirsiz alacak davası açma veya belirli tam alacak davası açma şeklinde iki imkândan söz edilebilir ki, o zaman da kısmî davaya ilişkin Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun m. 109’daki hükmün fiilen uygulanması söz konusu olamayacaktır. Çünkü, belirsiz alacak davasında zaten belirsiz alacak davasının sağladığı imkânlardan yararlanarak dava açılabilecek; şayet alacak belirli ise de, o zaman sadece tam eda davası açılabilecektir. Oysa kanun koyucunun abesle iştigal etmeyeceği prensibi gereği, 6100 sayılı Kanun"un 109. maddesinde kısmî davaya ilişkin düzenleme yapıldığı düşünülerek ve kanundaki sınırlamalara dikkat edilerek kısmî dava açılabilecektir. Buradaki temel ölçü, kısmî dava açmakta hukukî yararın bulunması ve Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, kısmî dava açma hakkının dürüstlük kuralına aykırı şekilde kötüye kullanılmamasıdır.
Somut olayda, işçilik alacaklarının tahsiline ilişkin dava açılırken fazlaya dair haklar saklı tutulmuş ve şimdilik 500,00 TL ihbar tazminatı ve 2.500,00 TL kıdem tazminatı alacağının davalıdan tahsili talep edilmiştir. Davacı vekili duruşma, kısmi dava açtıklarını beyan etmiş ve mahkemece, tam eda davasına konu edilmesi mümkün iken kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunmadığı gerekçesi ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddine karar verilmiştir. 6100 sayılı Kanun"un 109/1. maddesi gereğince talep konusunun niteliği itibari ile bölünebildiği durumlarda sadece bir kısmının dava yolu ile ileri sürülmesi mümkün olup, mahkemece kısmi dava açılmasında hukuki yarar bulunduğu da gözetilerek işin esasına girilip oluşacak sonuç dairesinde karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile davanın hukuki yarar yokluğundan reddilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 11.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.