17. Hukuk Dairesi 2016/5612 E. , 2019/1433 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının kusurlu hareketi ile gerçekleşen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığını, bu kaza nedeni ile maddi-manevi zararlarının bulunduğunu açıklayıp 10.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi tazminatın tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan delillere göre, maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL"nin tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Dava, cismani zarar nedeni ile maddi-manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili, meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını ve malul kaldığıı, uzun süre çalışamadığını, tedavi için masraflarının müvekkilince karşılandığını açıklayıp 10.000,00 TL maddi tazminat talebinde bulunmuş, mahkemece maluliyete ilişkin alınan raporda davacının meydana gelen kazadaki yaralanmalarının araz bırakmadan iyileştiği, iyileşme süresinin 6 aya kadar uzayabileceği bildirilmiş, tazminata yönelik alınan raporda davacının 6 aylık geçici iş göremezlik zararının Sosyal Güvenlik Kurumunca karşılandığı belirtilmiş, mahkemece buna göre davacının maddi tazminat talebinin reddine karar verilmiştir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayan, tedavisi için yapılan ulaşım ve tedavi giderlerini isteyebilir.
Davacı vekili, bu kaza nedeni ile müvekkilinin tedavisi için yol ve yemek masrafı bulunduğunu açıklayıp bu zarar kalemlerinin de tahsilini talep etmiştir. Mahkemece talep edilen bahse konu zarar kalemleri hakkında değerlendirme yapılmamıştır. Olayın niteliği gereği bütün giderlerin belgelendirilmesi olağan hayat tecrübelerine aykırıdır. Bu konuda 818 sayılı BK 42/2. maddesi yol gösterici nitelikte olup aynı zamanda zararın gerçek miktarını belirleyecek olan hakime de bir görev yüklemektedir. Bu durumda, davacıya ulaşım ve tedavi giderlerini kanıtlama imkanı tanınmalı, davacının bu giderlerini kanıtlayamaması durumunda belgelenemeyen ancak tedaviye bağlı olarak yapılması olanaklı bulunan ulaşım ve tedavi giderleri yönünden davacıların tüm tedavi evrakları getirtilerek, yaralanma derecesi ve iyileşme süreci de gözetilerek uzman doktor bilirkişiden alınacak rapor sonucuna göre 818 sayılı BK"nın 42. maddesi gereğince olayın özelliği değerlendirilmek suretiyle bu kalem isteklere ilişkin karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı yazılı şekilde hüküm kurulması doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 13/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.