(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/10539 E. , 2012/10621 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi
Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 22/02/2012 gün ve 2011/14092 - 2012/2478 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde davalı ... tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:
K A R A R
Çekişmeli Yukarı Mahalle, ... Mevki, 630 ada 59 sayılı parsel kadastroda kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle tarla niteliği ile davalı adına tesbit edilmiş; Hazine, taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğunu, davalı yararına zamanaşımı zilyetliği yoluyla taşınmaz edinme koşullalarının oluşmadığını ileri sürerek, tesbitin iptali ve Hazine adına tescili istemiyle dava açmıştır. Orman Yönetimi, taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu orman niteliğiyle Hazine adına tescili iddiasıyla davaya katılmıştır. Mahkemenin, Hazine ve Orman Yönetiminin davasının reddine, dava konusu taşınmazın tesbit gibi tesciline ilişkin kararı, Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 14.04.2010 gün 1792-5072 sayılı kararıyla "Taşınmazın (A) ve (B) bölümlerine ilişkin davanın kabul edilmesi gereğine değinilerek" bozulmuşsa da, davalı gerçek kişinin karar düzeltme istemi kabul edilerek, Dairenin 14.04.2010 gün ve 2010/1792 - 5072 sayılı kesin nitelikli bozma kararı kaldırılarak, yerel mahkeme kararı, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 30.09.2010 gün ve 10762-11621 sayılı kararıyla "Çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) bölümlerine ilişkin olmak üzere, tesbit tarihinden 20 yıl öncesine ait memleket haritası ve hava fotoğrafları uygulanıp bu belgelerde dava konusu parselin konumunun ve niteliğinin belirlenmesi, zilyetlik konusunda beyanda bulunan bilirkişi ve tanık beyanlarının bu resmî belgelerle denetlenmesi, taşınmazın (A) ve (B) ile gösterilen bölümleri üzerinde bulunan meyve ve meşe ağaçlarının sayısı, yaşı, dağılımı, kapalılık oranının belirlenmesi" gereğine işaret edilerek bozulmuş; mahkemece bozma kararına uyularak yapılan araştırma sonunda, davanın reddine ilişkin mahkemenin 14.06.2011 tarih ve 2011/12-38 sayılı kararı ise, Hazine ve Orman Yönetiminin temyizi üzerine, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22.02.2012 gün ve 2011/14092-2478 sayılı kararıyla “Bozma kararına uyulmakla birlikte, bozma gerekleri tam olarak yerine getirilmediği, çekişmeli taşınmaza komşu 60, 61, 62 sayılı parsellerin hali arazi niteliğinde olduğu, doğudaki geniş yüzölçümlü 836 ada 1 parselin de orman niteliğinde olduğu, 1963 tarihli memleket haritasında çekişmeli taşınmazın (A) ve (B) bölümlerinin yeşil renkli ve bitişikteki taşınmazlarla aynı görünümde olduğu, 1995 tarihli Memleket Haritasında ibreli ağaç rumuzu ile işaretlenen bu yeşil alanların daha da genişlediği, ziraat bilirkişi raporuna göre, (A) bölümü (6138 m2) üzerinde 8 adet 100-120 yaşında ardıç- meşe ağaçları (B) bölümü (2412 m2) üzerinde 1 adet 200, 3 adet de 30 yaşında meşe ardıç ağacı, (C) bölümünde ( 15270 m2) 15-20 yaşlarında meyva ağaçları bulunduğu, sonuç olarak (A) ve (B) bölümlerinde imarihyanın tamamlanmadığının açıklandığı, bu durumda (A) ve (B) işaretli taşınmazlarda dava tarihi olan 2008 yılına kadar zilyetlikle kazanma koşullarının oluşmadığı, kültür arazisi niteliğinde dahi olmadığının anlaşıldığı, bu nedenle (A) ve (B) bölümlerine yönelik davanın reddine, (C) bölümüne yönelik davanın ise, komşu 39 parsele ait kadastro tespit tutanağı, varsa dayanağı kayıt belge ve dava dosyaları da getirtilip incelendikten sonra 6831 sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince orman içi açıklık kabul edilip edilmeyeceği tartışılarak karar verilmesi” gereğine değinilerek bozulmuş, bu kez davalı taraf Daire kararının düzeltilmesini istemiştir.
1) Bozmaya uyularak yapılan araştırma, inceleme ve eski tarihli memleket haritası, amanejman planı ve hava fotoğraflarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin fen bilirkişi krokisinde (A) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerinin öncesi itibariyle yeşil renkli makilik olduğu, (A) harfi ile gösterilen bölümde 1 adet 200 yaşında, 3 adet 30 yaşında ardıç ağacı, mahsuldar erik ve diğer meyve ağaçları bulunduğu, (B) harfi ile gösterilen bölümünde ise, 1 adet 200 yaşında meşe, 3 adet 30 yaşında meşe, 1 adet 40 yaşında ardıç ağaçları ile elma ağaçları bulunduğu, toprağın sığ çok taşlı olduğu, yer yer ana kayanın ortaya çıktığı, zilyetlikle edinilecek yerlerden olmadığı belirlendiğine, belirlenen niteliklerine göre bu bölümlerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olmadığı belirlendiğine göre, Hazinenin bu bölümlere ilişkin davasının kabulüne karar verilmesi gereğine değinen daire bozma kararı yerinde olduğundan, davalı gerçek kişinin bu bölümlere ilişkin karar düzelteme isteminin reddi gerekmiştir.
2) Aynı bilirkişi raporları ile çekişmeli Yukarı Mahalle, ... Mevkii, 630 ada 59 sayılı parselin (C ) harfi ile gösterilen 15270 m2 yüzölçümündeki bölümünün eski tarihli memleket haritası ve hava fotoğraflarında açık alan olarak nitelendirildiği, eğimin % 3 olduğu, üzerinde 10-12 yaşlarında meyve ağaçları ve 15-20 yaşında bağ tesis edildiği bildirilmiş, bu bölümün sınırındaki dava dışı 57 sayılı parselin tarla niteliğiyle ..., dava dışı 65 sayılı parselin ise yine tarla niteliğiyle ..., dava dışı 60, 61 ve 62 sayılı parsellerin ise hali arazi niteliğiyle Hazine adına tesbiti itirazsız kesinleşmiştir. (C) ile gösterilen bölümün belirlenen nitelikleri itibariyle kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olmadığı söylenemeyeceği gibi, çevresindeki parsellerin kesinleşen niteliklerine göre orman içi açıklığı olduğu da söylenemez. Diğer taraftan, bu bölüm için imar ve ihya görüp görmediği, gördü ise tarihi, kimden kime geçtiği, zilyetlik şekli ve süresi ile zilyetlik şekli konusunda teknik bilirkişi görüşü alınmamış, taraf tanıklarının ifadelerine başvurulmamıştır.
Gerek 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu gerekse bu kanun yerine yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununda, keşif ve bilirkişi delili takdiri delil olarak düzenlenmiştir. Hâkim genel hukuk bilgisi ile çözemeyeceği teknik konularda bilirkişi deliline başvurabilecektir. Hâkim sunulan bilirkişi raporları ile bağlı olmayıp, bu raporları iddia ve savunma doğrultusunda serbestçe takdir ederek karar verecektir. Hâkim tarafından keşif ve bilirkişi raporlarının yeterli olmadığı belirlendiği takdirde, yapılacak iş: tarafların istemi halinde, bilirkişilerden ek raporlar almak ya da yeniden keşif yaparak bilirkişi raporları almaktır. Hâkim yeterli olmadığını düşünerek keşif ve bilirkişi deliline başvurduğu konularda, bu delilleri yok sayarak, aynı konularda yaptığı kendi değerlendirmelerine dayalı olarak hüküm veremez.
O halde, mahkemece; tespit tutanaklarının düzenlendiği tarihten 15 - 20 yıl önce iki ayrı tarihte çekilmiş stereoskopik hava fotoğrafları ve bu fotoğraflara dayanılarak üretilmiş orijinal renkli memleket haritaları, var ise imar amacıyla çekilen hava fotoğrafları ya da şehir fotoğrafları ile uydu fotoğrafları bulunduğu yerlerden istenerek, bu belgeler ziraat fakültelerinin toprak bölümünden mezun olan bir ziraat mühendisi, bir harita ve kadastro (jeodezi ve fotogrametri) mühendisi ile bir yüksek orman mühendisinden oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla, dava konusu parselin bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölüm ile çevresine uygulanıp bu belgelerde dava konusu yer belirlendikten sonra, hava fotoğrafları ve dayanağı haritalar stereoskop aletiyle ve üç boyutlu olarak incelettirilip, parselin bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölümünün niteliğinin bu belgelerde ne şekilde görüldüğü, imar ve ihya ile zilyetliğin hangi tarihte başlanılıp tamamlandığı belirlenmeli, bu belgeler ile kadastro paftası hem 1/5000 ve hem de 1/25000 ölçeklerinde eşitlenerek kadastro paftası ile düzenlenen harita, komşu ve yakın komşu taşınmazları da içine alacak şekilde birbiri üzerine aplike edilmek suretiyle çekişmeli parselin (C) harfi ile gösterilen bölümün konumu, hava fotoğrafları ile orijinal renkli memleket haritaları üzerinde gösterir biçimde bilirkişi kurulundan ayrıntılı ve bilimsel verileri içerir, topografik ve memleket haritalarından yararlanılarak taşınmazın gerçek eğim durumunu gösterir rapor alınmalı, bu bölümün öncesinin ne olduğu, imar ve ihya yapılmışsa hangi tarihte başlanılıp bitirildiği, kimden kime kaldığı, zilyetliğin ne zaman başlayıp nasıl sürdürüldüğü ve ekonomik amacına uygun olup olmadığı, maddî olaylara dayalı ve ayrıntılı olarak, taşınmaz başında dinlenecek yerel bilirkişiler ile taraf tanıklarından sorulmalı, yerel bilirkişi ve tanık sözlerinin doğruluğu yukarıda belirtilen ve gerçeğin kendisi olan belgelere dayalı olarak düzenlenecek bilirkişi kurulu raporuyla denetlenmeli, somut olayın özelliği gözönünde bulundurularak ayrıca;
parselin (C) harfi ile gösterilen bölümünün eski ve yeni niteliği konusunda jeoloji mühendisinden de ayrıntılı rapor alınmalı, keşif sırasında parselin ( C) harfi ile gösterilen bölümünün çeşitli yönlerinden hali hazır durumunu gösterir renkli fotoğrafları çektirilip onaylanarak dava dosyası içine konulmalı, 3402 sayılı Yasanın 14/1. maddesinde yazılı 40 ve 100 dönüm kısıtlama araştırmasının davalı gerçek kişiler ile ortak murisler yönünden araştırılmalı, aynı çalışma alanı içerisinde belgesizden zilyetliğe dayalı olarak tespit ve tescil edilen taşınmaz olup olmadığı, varsa cinsi, parsel numaraları ve miktarı, tapu sicil ve kadastro müdürlüklerinden ve yine, aynı kişiler tarafından açılan tescil davası olup olmadığı hukuk mahkemesi yazı işleri müdürlüklerinden ayrı ayrı sorularak, gerektiğinde tesbit tutanak örnekleri ve tapu kayıtları ya da tescil dava dosyaları getirtilip incelenmeli, dava konusu parselin sulu ya da kuru tarım arazisi olup olmadığı konusunda ziraat mühendisinden yasanın amacına uygun rapor alınmalı, bundan sonra toplanan delillerin tümü birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilmeksizin, eksik araştırmayla parselin bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi, çekişmeli parselin (C) harfi ile gösterilen bölümüne ilişkin yerel mahkeme kararının açıklanan nedenlerle bozulması gerekirken, değişik gerekçeyle bozulması doğru değildir.
SONUÇ: 1) Yukarıda birinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı gerçek kişinin çekişmeli Yukarı Mahalle, ... Mevki, 630 ada 59 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (A ) ve (B) harfleri ile gösterilen bölümlerine ilişkin yerel mahkemenin 14.06.2011 gün ve 2011/12 - 38 sayılı kararının bozulmasına ilişkin, dairenin 22.02.2012 gün ve 2011/14092-2478 sayılı kararına yönelik karar düzeltme isteminin REDDİNE,
2) İkinci bentde açıklanan nedenlerle, davalı gerçek kişinin çekişmeli Yukarı Mahalle, ... Mevki, 630 ada 59 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (C) ile gösterilen bölümüne yönelik karar düzeltme isteminin KABULÜ ile, dairenin 22.02.2012 gün ve 2011/14092 - 2478 sayılı daire kararının çekişmeli 630 ada 59 sayılı parselin fen bilirkişi krokisinde (C) harfi ile gösterilen bölümü yönünden kaldırılarak, yerel mahkemenin 14.06.2011 gün ve 2011/12 - 38 sayılı kararının, açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 25/09/2012 günü oybirliği ile karar verildi.