7. Hukuk Dairesi 2015/44973 E. , 2016/7019 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacının davalı ...’ın işlettiği belediye otobüslerinde şoför olarak çalıştığını, davalı ....’ın taşeron firmalardan temin ettiği işçilerle toplu ulaşım hizmeti verdiğini, mahkeme ve Yüksek yargı kararları ile bu ilişkinin muvazalı olduğunun hüküm altına alındığını, davacının işe girdiği tarihten beri ...."ın işçisi olduğunu, iş akdinin davacının işveren aleyhine ilave tediye ve kaza sandığı alacağı davası açması nedeniyle feshedildiğini, feshin makul sürede yapılmadığını, savunmasının da alınmadığını ileri sürerek iş akdinin feshinin geçersizliğine ve davacının davalı .... yanındaki işe iadesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı .... vekili, husumet itirazında bulunduklarını, davacının ...."ın işçisi olmadığını, taraflarınca şoför hizmet alımı yapılan davalı şirketin işçisi olduğunu, diğer davalı ile .... arasında alt işveren üst işveren ilişkisinin bulunmadığını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davacının çok kez işe geç kaldığı, araç içerisinde cep telefonu ile konuştuğu, trafik kurallarını ihlal etmesi nedeni ile maddi hasarlı trafik kazasına sebebiyet verdiğini, bu durumların tutanak altına alındığını, davacının söz konusu tutum ve davranışlarının süreklilik arz etmesinin iş yerindeki çalışma düzeni ve disiplinini bozduğunu, bu sebeple davacının iş akdinin 4857 sayılı kanunun 25/II-h bendi uyarınca ve işçinin kendi isteği veya savsaması yüzünden işin güvenliğini tehlikeye düşürmesi, işyerinin malı olan veya malı olmayıp da eli altında bulunan makineleri, tesisatı veya başka eşya ve maddeleri otuz günlük ücretinin tutarıyla ödemeyecek derecede hasara ve kayba uğratması nedeniyle İş Kanunun 25/II-ı bendi gereğince feshedildiğini savunarak davanın reddi gerektiğini bildirmiştir.
Mahkemece, Yargıtay içtihatlarında alt işveren işçilerinin üstlenilen iş dışında başka bir işte çalıştırılmaları halinde asıl işveren işçisi olarak işlem göreceği, işçi teminine yönelik sözleşmelerin muvazaa kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, kamu işverenleri için farklı bir uygulamaya gidilmesinin hukuken korunmayacağı belirtilmekte olup davacı işçinin 4857 sayılı İş Kanunun 2/6 maddesi gereği davalı belediye işçisi olarak çalıştığının kabulü gerektiği, dosyada bulunan tutanaklarda bahsi geçen konuların davacının trafik kazaları, cep telefonu ile konuşmak, dikkatsiz ve tedbirsiz araç kullanmak, yolcu ile kavga etmek gibi konular ile ilgili olduğu, ancak fesih işleminin tutanakların düzenlenmesinden 4-5 ay sonra yapılmış olduğu, davacı hakkında son tutulan tutanağın fesih tarihinden 4-5 ay öncesine ilişkin olması nedeniyle aradan geçen uzunca bir süreden sonra fesih gerekçesi yapılmasının hukuken kabul edilebilir görüldiği, bu nedenlerle davacının iş akdinin haksız ve geçersiz feshedildiği, davalılardan ...."ın asıl işveren olması, davalılar arasında muvaaza bulunması nedeniyle davacının asıl işverene iadesinin yerinde olacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Öncelikle; toplanan deliller, tanık beyanları, davacının fesihten önce davalı ....’a karşı açtığı ilave tediye ve kaza sandığı davasının mahkemece kabul edilerek Dairemizce onanması (7. HD’nin 2015/39705 E.- 2015/24291 K. sayılı dosyası), davalı ....’ın şoför hizmet alımına dair kurduğu alt işverenlik ilişkilerinin muvazaalı olduğu yönünde Dairemizden geçen çok sayıda emsal karar(Örneğin, 7. HD’nin 2014/8604 E. ve 2014/13920 K. sayılı kararı) ve fesih sebebine göre işverence gerçekleştirilen feshin geçerli nedene dayanmadığına ve davalılar arasında muvazaa bulunduğuna dair mahkemenin tespiti yerinde görülmüş olup davalıların bu yönlere ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir.
Bununla birlikte, mahkemece muvazaa nedeniyle davacı işçi davalı ....’a işe iade edilmesine rağmen, hüküm fıkrasının 1-b bendinde, “davalı işverence işe başlatılmaması halinde” denileceği yerde “davalılar işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde” denilerek infazda tereddüde yol açıldığı, ayrıca muvazaa nedeniyle davalıların müşterek ve müteselsilen sorumlu tutulması gerekirken tazminat miktarının tespiti ile yetinildiği, bu hususta bir karar verilmediği boşta geçen süre ücreti yönünden ise sadece “davalılardan tahsilinin gerektiğine” denilerek eksik hüküm kurulduğu görülmüştür.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının davalı .... (....)’a İŞE İADESİNE,
3-Davacının yasal süre içinde başvurusuna rağmen davalı işverence süresi içinde işe başlatılmaması halinde davalılar tarafından müşterek ve müteselsilen ödenmesi gereken tazminat miktarının davacının kıdemi, fesih nedeni dikkate alınarak takdiren davacının 5 aylık brüt ücreti tutarında BELİRLENMESİNE,
4-Davacı işçinin işe iadesi için işverene süresi içinde müracaatı halinde hak kazanılacak olan ve kararın kesinleşmesine kadar en çok 4 aya kadar ücret ve diğer haklarının davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilinin GEREKTİĞİNE,
5- Alınması gereken 29,20 TL harçtan, peşin alınan 27,70 TL harcın mahsubu ile bakiye 1,50 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
6-Davacının yapmış olduğu 195,50 TL yargılama giderinin davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, davalıların yaptığı yargılama giderlerinin üzerlerinde bırakılmasına,
7- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT."ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,
8- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
9- Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalılara iadesine, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.