Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2012/10668
Karar No: 2012/10612

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2012/10668 Esas 2012/10612 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2012/10668 E.  ,  2012/10612 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki orman tahdidine itiraz davasından dolayı yerel mahkemece verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 03/04/2012 gün ve 2012/3489-5026 sayılı ilamıyla bozulmasına karar verilmiş, süresi içinde Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve Orman Yönetimi tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içindeki tüm belgeler incelenip gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... Yönetimi, ... köyü 1620 parsel sayılı, 6050 m2 yüzölçümlü taşınmazın davalı gerçek kişi adına tapuda kayıtlı olduğunu, yörede 1998 tarihinde yapılan ve 14/02/2007 - 14/08/2007 tarihleri arasında ilân edilen orman kadastrosunda öncesi kısmen orman olan taşınmazın Kadastro Komisyonu tarafından orman sayılmayarak orman alanı dışında bırakıldığını ileri sürerek, işlemin iptali ile taşınmazın kısmen orman alanı içine alınmasını istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin Urla Kadastro Mahkemesinin 26.07.2010 gün ve 2010/46 - 47 sayılı kararı davalılardan Halil İlhan İlkay tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 03.04.2012 gün ve 2012/3489-5026 sayılı kararıyla; “Çekişmeli taşınmazın yörede 1983 yılında yapılan arazi kadastrosu sırasında belgesizden zeytinlik niteliği ile ... adına tespit edildiği, Hazinenin devletin hüküm ve tasarrufu altında kalan yerlerden olduğu iddiasıyla kadastro tespitine yaptığı itiraz üzerine Urla Kadastro Mahkemesinin 1994/122 - 126 sayılı kararı ile dava reddedilerek taşınmazın tespit gibi tesciline karar verildiği, belirtilen dosyada, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin orman araştırması yapılmasına yönelik 1992/14024 - 1993/8565 sayılı bozma kararı üzerine mahkemece; eski tarihli memleket haritası, hava fotoğrafları ve amenejman planlarının uygulamasına dayalı orman bilirkişisine inceleme yaptırılarak taşınmazın orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiği, buna göre, her ne kadar belirtilen davada Orman Yönetimi taraf olmadığı için karar yönetim açısından kesin hüküm oluşturmasa bile, ormanların intifa hakkının Orman Genel Müdürlüğüne, mülkiyetinin ise Hazineye ait olduğu, belirtilen ve mülk sahibi Hazinenin taraf olduğu davada mahkemece orman araştırmasının yapılarak taşınmazın orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğine ve hükmün Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğine göre, sözkonusu hüküm bu dava için kesin hüküm oluşturmazsa bile güçlü delil oluşturduğu, güçlü bir delille desteklenen olguların ancak aynı kuvvetteki delillerle aksinin ispatlanabileceği, somut olayda davacı ... Yönetiminin böyle bir delil de ibraz etmediği göz önüne alındığında, davasının reddine karar verilmesi gerekirken delillerin takdirinde hataya düşülerek kabul edilmesinin isabetsiz olduğuna” değinilerek, yerel mahkeme kararı bozulmuş, bu kez Orman ve Su işleri Bakanlığı ile Orman Yönetimi tarafından, Hazine ile gerçek kişi arasındaki kesinleşmiş mahkeme kararının Orman Yönetimi için kesin hüküm oluşturmayacağı, çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiği, Daire kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararının onanmasını istemiştir.
    Dairemiz kararı, karar düzeltme dilekçesinde değinilen hususlara cevap teşkil edecek nitelikte olduğu gibi, keşif ve bilirkişi raporlarıyla çekişmeli parselin öncesi ve keşif günündeki eylemli durumu itibariyle, eğiminin % 12"den düşük ve deliceden aşılanmış veya dikilmiş zeytin ağaçları ile kaplı, bir yönden tarım alanları ile bitişik zeytinlik niteliğindeki kültür alanı olduğu, başka deyişle orman sayılmayan yerlerden olduğu belirlendiğine göre, bu delil ve bilirkişi raporları ile bağdaşmayan yerel mahkeme kararının bozulmasına ilişkin daire kararı usul ve yasaya da uygundur.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle ve 6100 sayılı Yasanın geçici 3. maddesi göndermesiyle H.Y.U.Y.nın 440. maddesinde yazılı hallerden hiçbirine uymayan karar düzeltme isteğinin REDDİNE, aynı Yasanın 442. maddesi uyarınca takdiren 203.00.- TL. para cezasının düzeltme isteyen Çevre ve Orman Bakanlığı (Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ile Orman Yönetiminden ayrı ayrı, Harçlar Yasası uyarınca 43.90.- TL. red harcının ise düzeltme isteyen Orman Yönetiminden alınmasına 25/09/2012 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
    Davacı ... Yönetimi, çekişmeli Zeytineli köyü 1620 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman sınırları dışında bırakıldığını belirterek, işlemin ve dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptal edilerek orman niteliği ile Hazine adına tescili istemiyle 6831 sayılı Yasanın 11. maddesinde belirtilen 6 aylık süre içinde, orman kadastrosunun iptali istmiyle bu davayı açmıştır. Mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararının bozulmasına ilişkin, oy çokluğu ile verilen Daire kararının kaldırılarak yerel mahkeme kararı onanmalıdır. Şöyle ki; Yörede 1981 yılında 766 sayılı Yasa kapsamında yapılan kadastro çalışmaları sırasında taşınmaz zeytinli tarla niteliği ile belgesizden kişi adına tespit edilmiş, Hazine tarafından çekişmeli taşınmazın devletin hüküm tasarrufu altındaki yerlerden olduğu gerekçesiyle tespite itiraz edilmesi üzerine, Urla Kadastro Mahkemesinin 1994/122 – 126 sayılı kararı ile Hazinenin davası reddedilerek taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, çoğunluk görüşüne dayanan Daire kararında; Hazine ile gerçek kişi arasında görülen kadastro tesbitine itiraz davasında çekişmeli taşınmaz hakkında orman araştırması yapılarak orman olmadığı belirlendiğine göre, çekişmeli parselin orman sayılmayan yerlerden olduğu hususunun Hazine açısından kesin hüküm, Orman Yönetimi için de güçlü delil olacağı, güçlü bir delille desteklenen bu olguların aynı kuvvetteki delillerle aksinin ispatlanmadığı kabul edilmiştir.
    Maddi anlamda kesin hükmü düzenleyen (H.U.M.K.’nın 237) HMK’nun 303. maddesi, “Bir davaya ait şeklî anlamda kesinleşmiş olan hükmün, bir davada maddi anlamda kesin hüküm oluşturabilmesi için, her iki davanın taraflarının, dava sebeplerinin ve ilk davanın hüküm fıkrası ile ikinci davaya ait talep sonucunun aynı olması gerekir”, aynı maddenin 3. fıkrası ise “Kesin hüküm tarafların külli halefleri hakkında da geçerlidir.” hükmünü içermektedir.
    Dairemiz çoğunluk görüşüne dayalı bozma kararına gerekçe yapılan Urla Kadastro Mahkemesinin 1994/122 - 126 sayılı dosyasında, Orman Yönetimi taraf olarak yer almamıştır. O halde, belirtilen hükmün Orman Yönetimi açısından bağlayıcılığından söz edilemez. Söz konusu dosyadan ayrı olarak, bu davada Orman Yönetiminin mahkeme önüne getirdiği husus, orman kadastrosuna itiraza ilişkindir. Bir yerin orman niteliğinde olup olmadığının belirlenmesinde mahkemenin değerlendireceği deliller, gerçeğin kendisi niteliğinde olan en eski tarihli hava fotoğrafları ve bu fotoğraflardan hareketle oluşturulan memleket haritaları ile Orman Yönetimince belirli aralıklarla güncellenen amenajman planları ve bu belgelerle çelişmeyen uzman ziraat ve orman bilirkişi değerlendirmeleri ile taşınmazın eylemli durumunun tespiti ve bu olguları destekleyen tanık beyanları birlikte değerlendirilerek sonuca ulaşılmalıdır. Mahkemece belirtilen yöntemle yapılan inceleme sonucu üç orman yüksek mühendisi, bir ziraat mühendisi ve bir fen memurundan oluşan bilirkişi heyetinin ortak şekilde düzenleyip mahkemeye sundukları 28/06/2010 tarihli raporda dava konusu taşınmazın 1957 tarihli memleket haritasında yeşil renkli alanda gösterildiği, toprağının taşlı ve koyu renkli humus içeren orman toprağı yapısında olduğu, taşınmazın eylemi olarak delicelerden aşılanmış zeytinlerle kaplı üç yönden orman ile çevrili bulunduğu saptamaları yapıldıktan sonra çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Davalının çekişmeli taşınmazdaki yabani zeytinlikleri aşılamak suretiyle belgesizden kazandığı ve bu niteliği ile adına tespit ve tapuya tescil ettirdiği, 3573 sayılı Yasa kapsamında oluşmuş bir tapusunun bulunmadığı, yöredeki tapulama çalışmalarından önce orman kadastrosu yapılmadığı, bu nedenle, öncesi ve bitki örtüsü itibariyle yabani zeytinliklerle kaplı alanların 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi çerçevesinde yerleri ile birlikte orman olduğunun kabulünün zorunlu ve yasa gereği olduğu, bu tür yerlerde orman kadastrosu yapılıp kesinleşinceye kadar sürdürülen zilyetliğe değer verilemeyeceği, davanın orman kadastrosuna itiraz olduğu dikkate alındığında, kesinleşmiş bir tahdidin varlığından da söz edilemeyeceği, bu nedenle; Dairenin yerinde olmayan bozma kararının kaldırılarak usul ve yasalara uygun olan yerel mahkeme kararının onanması gerektiği düşüncesi ile sayın çoğunluğun düşüncelerine katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi