17. Hukuk Dairesi 2012/11377 E. , 2014/2091 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ankara 14. İcra Hukuk Mahkemesi
TARİHİ :27/12/2011
NUMARASI :2009/1452-2011/1699
Taraflar arasındaki istihkak iddiasının reddi davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı alacaklı vekili, Ankara 8.İcra Müdürlüğünün 2009/14017 sayılı takip dosyasından, borçluya ait özel hastanede bulunan taşınır malların 29.08.2009 tarihinde yapılan haczi sırasında davalı 3.kişi lehine istihkak iddiasında bulunluduğunu belirterek İİK"nun 99.maddesine dayalı olarak 3.kişinin istihkak iddiasının reddi ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı 3.kişi vekili, davalı borçlu ve 3.kişi ortak ve adreslerinin farklı olduğunu, işyeri devrinin değil sadece hastane işletme izninin devredildiğini haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı borçlu vekili, şirketin devrinin söz konusu olmadığını, borçlu şirket merkezinin Diyarbakır da bulunduğunu, davacının devir iddiasının kanıtlanmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, borçlu ve davalı 3.kişi şirket arasında işyeri devri olmadığı sadece Mamak Belediyesi ile yapılan sözleşme uyarınca hastane inşaat ve intifa hakkı tesis edilen borçlu Ö..A..G..Ltd. Şti"nin gerekli şartları sağlayamayacağını bildirmesi üzerine hastane inşaat işinin 3.kişiye verildiğini, Ticaret Sicil kayıtlarına göre haciz adresi 3.kişiye ait ve borçlu ve 3.kişi şirketler arasında organik bağ bulunmadığı ve borcun işletme devrinden önce yapıldığından bahisle davanın reddine karar vermiş; hüküm, davacı alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, alacaklının İİK’nun 99.maddesine dayalı olarak açtığı 3.kişinin istihkak iddiasının reddi davasına ilişkindir.
Dava konusu haciz 26.08.2009 tarihinde borçlu şirket tarafından 13.03.2009 tarihinde düzenlenen borç kaynağı bonoda yazılı bulunan adreste gerçekleşmiştir. Haciz adresi aynı zamanda borçlu ve davacı şirketin kuruluş adresleridir. Bu durumda İİK"nun 97/a maddesi 1.fıkrası 2.cümlesi gereğince mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile davacı alacaklı yararınadır. İcra Müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Mülkiyet karinesinin aksinin davalı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerekir.
Davalı 3.kişi şirket borcun doğumundan önce 26.05.2008 tarihinde borçlunun faaliyette bulunduğu adreste ve borçlu ortağı Z.. A.. ve akrabası Ab..A.. tarafından kurulmuştur.Bu tarihten sonra borçlu tarafından düzenlenen 16.06.2009 ve 08.08.2009 tarihli belgelerde borçlunun adresi halen haciz adresi olarak görülmektedir. Borcun doğumundan sonra ise borçlu tarafından işletilen hastane bakanlık onayı ile davacı 3.kişiye devredilmiş aynı işçiler çalışmaya devam etmişlerdir.Davalı 3.kişi tarafından hastanede kullanılan demirbaşlara ait fatura sunulmuş ise de dava konusu hacizli Diş ünitesinin fatura kapsamında bulunmadığı ve ticari defterlerinde kaydının olmadığı anlaşılmıştır.
Davalı 3.kişi ve borçlu şirketler arasında kuruluştan itibaren mevcut olan fiili ve hukuki bağlar dikkate alındığında, borcun doğumundan sonra gerçekleşen hastane işletme devrinin danışıklı işyeri devri niteliğinde olduğu, alacaklının haklarını etkileyeceği açıktır.
Öte yandan, işyerini devir alan davalı 3.kişi, BK"nun 179 (YBK"nun 202) maddesi gereğince de devir aldığı işletmenin borçlarından sorumludur.
Mahkeme kabulü gibi işyeri devri olmadığı düşünülse dahi borçlu lehine olan mülkiyet karinesinin aksi, davalı 3.kişi tarafından ispatlanmamış ve borcun doğumu devirden sonra değil devirden önceki tarih olduğu sabittir.
Bu durumda, mahkemece belirtilen maddi ve hukuki olgular dikkate alınarak davacı alacaklının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı alacaklıya geri verilmesine 18.02.2014 günü oybirliğiyle karar verildi.