Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe iade

YARGITAY İLAMI

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekilince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
1- Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,

2- Davacı vekili, davacının ... .... Öğretmenevi ve akşam sanat okulunda çalışırken 28.02.2014 tarihinde işten çıkarıldığını, davalının her ne kadar davacıyı işten çıkarırken iş akdinin feshine gerekçe olarak ekonomik durumun bozulmasını göstermiş ise de bu durumun gerçeği yansıtmadığını, davacının işten çıkarılmasının sebebinin üyesi bulunduğu sendikanın örgütlenmesini önlemek olduğunu belirterek davacının işe iadesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının iş akdinin İş Kanunu’nun 18. maddesi uyarınca iş yerinin ve işin gerekleri nedeniyle feshedildiğini, davanın işe iade davaları için öngörülen hak düşürücü sürede açılmadığını, işe iade davalarının görülebilmesi için diğer bir şartın da o işyerinde ve aynı iş kolunda 30 veya daha fazla işçinin çalışıyor olmasının gerektiğini ancak davacının çalıştığı işyerinde sadece 4 işçinin çalıştığını, kaldı ki feshin kanuna uygun olduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davalı tarafından davacının iş sözleşmesinin 20.02.2013 tarihinde feshedildiğine ilişkin olarak ihbarnamenin 29.01.2013 tarihinde tebliğ edildiği eldeki işe iade davasının ise 4857 sayılı İş Kanununun 20. maddesinde öngörülen 1 aylık hak düşürücü sürenin geçirilmesinden sonra açıldığı anlaşıldığından davanın hak düşürücü sürenin geçirilmiş olması nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Somut olayda, gerekçeli kararın karar başlığında yargılamanın “İş Mahkemesi Sıfatıyla” yapıldığının gösterilmemesi, davacının üyesi olduğu sendika vekili davayı davacı adına açtığı halde davayı ayrı ayrı hem davacı işçi hem de davacının mensubu bulunduğu sendika açmış gibi iki ayrı davacı gösterilmesi, dava tarihi 28.03.2013 olduğu halde 04.04.2013 olarak yazılması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Ne var ki; bu yanlışlıkların giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden, hüküm bozulmamalı, düzeltilerek onanmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; karar başlığındaki
1- “Asliye Hukuk Mahkemesi” sözcüklerinden sonra gelmek üzere parantez içerisinde “İş Mahkemesi Sıfatıyla” sözcüklerinin eklenmesine,
2- Karar başlığındaki “Davacı: 1) ... Sendikası” ve “Davacı: 2) ...” rakam ve sözcüklerinin çıkarılarak yerine “Davacı: ... adına ... Sendikası” sözcüklerinin yazılmasına,
3- Dava tarihi kısmındaki “04.04.2013” tarihinin çıkarılarak yerine “28.03.2013” tarihinin yazılmasına, kararın, karar başlığı düzeltilmiş bu şekli ile ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 24.03.2016 gününde oybirliği ile KESİN olarak karar verildi.