7. Hukuk Dairesi 2015/44637 E. , 2016/7013 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
(İş Mahkemesi Sıfatıyla)
Dava Türü : İşe iade
YARGITAY İLAMI
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı vekili, iş akdinin işverence davacı hakkında yürütülmekte olan bir soruşturma nedeni ile haklı bir neden olmaksızın feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğinin tespitine, davacının işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Dahili davalı Bakanlık vekili, işten çıkarmada davalı bakanlığın dahli bulunmadığı, hastanenin hizmet alan konumunda olduğu, davacının ise davalı şirket bünyesinde çalıştığını savunarak davanın reddini talep etmiştir.
Davalı şirket, davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, davacının işine haksız olarak son verilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve devamı maddeleridir. 4857 sayılı İş Kanunu"nun 18.maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
İş Kanununun 18.maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II.maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanununun 20.maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
Dosya içeriğine göre somut olayda, davacı, dahili davalı Bakanlığa Bağlı .... Devlet Hastanesi’nde 3 yıllık temizlik işçisi olup Valilik makamına verilen bila tarihli imzasız şikayet dilekçesi üzerine iş akdinin feshedildiği, şikayet dilekçesi içeriğinde, davacının hastanede fuhuş yaptığı, hasta yakınını hareketleriyle rahatsız ettiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır. Ancak, şikayet dilekçesi ya da örneği dosya içerisinde bulunmayıp bu durum Valilik araştırma raporundan anlaşılmaktadır. Fesih sürecinde önce hastane müdürü hastanede soruşturma başlatıp hastane çalışanlarını dinlemiş; somut bir delile ulaşamadığından konu ile ilgili herhangi bir işlem yapmamıştır. Daha sonra, olay, davacının çalıştığı hastanede ve ilçe halkı arasında duyulunca Valilik makamı olayın araştırılmasını istemiş ve hastane başhekimi dahil çok sayıda çalışan hakkında inceleme başlatılmıştır. Bu bağlamda, davacının rahatsız ettiği iddia edilen, bir süre hastanede çocuğuna refakatçi olarak kalan kadının eşi ....’in ifadesine de başvurulmuştur. Sözü edilen ....’in ifadesine göre, eşinin kendisine davacı tarafından rahatsız edildiğini söylediği hatta bir defa da ....’in davacının eşini telefonla rahatsız ettiğine şahit olduğu anlaşılmaktadır. .... İl Sağlık Müdürlüğü’nün araştırma raporunda ise, “03.10.2010 tarihinde hastanede meydana gelen fuhuş olayı ile ilgili olarak başhekim ve diğer çalışanlarının ihmallerinin bulunmadığı, başhekim ve diğerleri hakkında işlem yapılmasına gerek olmadığı, ancak .... ilçesi küçük bir ilçe olup olay halk arasında duyulduğundan hastaneye gelen bayanların davacı tarafından rahatsız edilecekleri endişesini taşıyacakları bu nedenle görevine son verilmesinin uygun olacağı” mütalaa edilmiştir. Bunun üzerine hastane yönetiminin feshe dair bir tutanak tutup davalı şirkete gönderdiği, davalı şirketin de ....’dan çıkış vererek davacının iş akdini feshettiği anlaşılmaktadır.
Duruşmada çok sayıda hastane çalışanı tanık olarak dinlenmiş olup hatta aralarında olay günü hastanede nöbetçi olanların da bulunduğu ancak tanıkların hiç birisinin böyle bir olaya şahit olmadıkları, görgüye dayalı bilgilerinin bulunmadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, davacı tarafından rahatsız edildiğini iddia eden kadının da hastane yönetimine davacı tarafından taciz edildiği yönünde bir şikayetinin olmadığı görülmektedir.
Her ne kadar, davacının eylemi toplanan deliller, tanık beyanları ve tüm dosya kapsamına göre sabit değil ise de, davalı işverenin yaptığı soruşturmanın ilçe halkı arasında ve davacının çalıştığı .... Devlet Hastanesi’nde yayılması, bu durumun .... gibi küçük bir ilçede hastaneye gelen kadınlar yönünden endişe yaratacağı düşünüldüğünde, işveren açısından fesihte geçerli bir nedenin bulunduğunun kabulü zorunludur. Böyle bir durumda, işverenden iş ilişkisini sürdürmesi beklenemez. Bu nedenlerle, mahkemece davanın reddi yerine kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3.maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde karar verilmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davacı tarafından açılan davanın REDDİNE,
3- Alınması gereken 29,20 TL harçtan, peşin alınan 18,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 10,80 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazine"ye gelir kaydına,
4- Yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
5- Davalı tarafça yapılan Yargıtay’a geliş-dönüş dahil toplam 36,60 TL yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’e göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7- Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine, 24/03/2016 gününde oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.