(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi 2012/2656 E. , 2012/10593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... ... 22.03.2010 günlü dilekçesiyle, ... köyü ... mevkii 701 ada 89 sayılı parselin babasına aitken, 1950 yılında ölümüyle kendisine kaldığı, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı, 13.05.2003 tarihinde kesinleşen genel kadastroda, kendi adına tesbitinin kesinleştiği, ancak; Hazine tarafından açılan davanın kabulüne ilişkin Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2005 gün ve 2005/105-253 sayılı kararının Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2005 gün ve 2005/11920-14774 sayılı kararıyla onandıktan sonra kesinleştiği, kendilerine ait taşınmaza bedeli ödenmeden kamulaştırmasız el atıldığı, mülkiyet hakkının bu şekilde ihlal edildiği, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla taşınmaz bedeli olarak 1.000,00,-TL, maddi tazminat olarak 1.000,00,-TL, manevi tazminat olarak da 8.000,00-TL olmak üzere toplam 10.000,00,-TL tazminatın davalı Hazineden alınarak kendisine verilmesini istemiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek hükmen orman olarak tesciline karar verildiği, bu nedenle davalı Hazineye atfedilecek bir kusur bulunmadığı, davacının somut olayda ileri sürdüğü iddia ve delilleri kesinleşen kadastro tesbitine itiraz davasında da ileri sürdüğü halde, gerek temyiz, gerekse karar düzeltme aşamasında bu hususların dikkate alınmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiş, hüküm davacı gerçek kişi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya ve dosya kapsamına göre dava, tapu kaydının mahkeme kararı ile iptali nedeniyle, Medeni Yasanın 1007. maddesi gereğince açılan maddi ve manevi tazminata ilişkindir.
Çekişmeli ... köyü Kanara mevkii 701 ada 89 parsel sayılı 22406 m2 yüzölçümündeki taşınmaz tarla niteliğiyle senetsiz, 1477 yazım numaralı vergi kaydıyla ve zilyetlikle Yakup Kabakçıoğluna aitse de, miras ve taksimden söz edilerek ... adına tesbiti kesinleşerek tapuya kayıt edilmiş, davacı ... tarafından davalı ... aleyhine ... köyü 701 ada 57 ve 89 parsellerin orman içi açıklığı olduğu, tapu kaydının iptali ve adına tescili istemiyle açılan davanın 701 ada 57 sayılı parsel yönünden reddine, 701 ada 89 sayılı parsele ilişkin davanın kabulüyle parselin tapu kaydının iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkin Ayvacık Asliye Hukuk Mahkemesinin 27.06.2005 gün ve 2005/105-253 sayılı kararını Hazine vekili ve davalı gerçek kişi temyiz etmiş, Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 06.12.2005 gün ve 2005/11920-14774 sayılı kararı ile çekişmeli 701 ada 57 sayılı parselin kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında olduğu gibi, orman içi açıklığı da olmadığı, çekişmeli 89 sayılı parsel kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışındaysa da dört yönden orman ile çevril orman içi açıklığı olduğu, zilyetlikle edinilemeyeceği göz önünde bulundurularak hüküm kurulması nedeniyle onanmış, Hazine ve davalı ... Kabakçıoğlu"nun karar düzeltme istemi de aynı dairenin 12.05.2006 gün ve 2006/4447-6657 sayılı kararı ile reddedildikten sonra mahkeme hükmü kesinleşmiştir.
Mahkemece çekişmeli ... köyü Kanara mevkii 701 ada 89 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğu belirlenerek hükmen orman olarak tesciline karar verildiği, bu nedenle davalı Hazineye atfedilecek bir husus bulunmadığı, davacının somut olayda ileri sürdüğü iddia ve delilleri kesinleşen kadastro tesbitine itiraz davasında da ileri sürdüğü halde, gerek temyiz, gerekse karar düzeltme aşamasında bu hususların dikkate alınmadığı gerekçesiyle davanın REDDİNE karar verilmiştir.
Ne var ki; mülkiyet hakkı Anayasanın 35. maddesi ve bu maddeye uygun olarak çıkarılan yasalarla korunduğu gibi, 5170 sayılı Yasa ile değişik Anayasanın 90. maddesi ile kanun hükmünde olduğu kabul edilen, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine Ek 1 Numaralı Protokolün 1. maddesiyle de güvence altına alınmıştır.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM), ... VE DİĞERLERİ-TÜRKİYE davası kararında, Devlet tarafından tazminat ödenmeksizin taşınmazın geri alınmasının, orantısız bir müdahale olduğunu ve söz konusu davada tazminat ödememeyi gerektirecek istisnai şartların bulunmadığına işaret ederek, kamu yararı ile bireysel haklar arasındaki adil dengenin kurulamamasını ihlal nedeni olarak saymış, ...-TÜRKİYE davasında ise, başvuranlara uygulanan mülkiyetten yoksun bırakma işlemine gerekçe olarak, gösterilen tabiatın ve ormanların korunması amacının 1 No.’lu Ek Protokol’ün 1.maddesi anlamında kamu yararı kapsamına girdiğine dikkat çekmekle birlikte, mülkiyetten yoksun bırakma halinde, ihtilaf konusu tedbirin arzu edilen dengeye riayet edip etmediğinin ve bilhassa da başvuranlara orantısız bir yük yükleyip yüklemediğinin belirlenmesi için, iç hukukta öngörülen telafi yöntemlerinin dikkate alınması gerektiğini hatırlatarak, mülkün değerine karşılık gelen makul bir meblağın ödenmeden, mülkten mahrum bırakmanın aşırı bir müdahale edeceğini ifade etmiş, tapu kaydının iptali nedeniyle verilen ihlal kararlarının başvuranlar için yeterli ve adil tatmin oluşturduğundan söz ederek, başvuranlar için manevi zararın oluşmadığını kabul edilmiştir. (örneğin ...- TÜRKİYE ve ARGUNHAN -TÜRKİYE davası)
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 18.11.2009 gün ve 2009/4-383 E., 2009/517 K.; 16.06.2010 gün ve 2010/4-349 E. 2010/318 K sayılı kararlarında da vurgulandığı gibi; Tapu işlemleri kadastro tesbit işlemlerinden başlayarak birbirini takip eden işlemler olduğundan ve tapu kütüğününün oluşumu aşamasındaki kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturduğundan, bu kayıtlarda yapılan hatalardan T.M.K. m. 1007. anlamında Devletin sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Burada Devletin sorumluluğu kusursuz sorumluluktur. Bu işlemler nedeniyle zarar görenler, Medeni Yasanın 1007 maddesi gereğince, zararlarının tazmini için Borçlar Yasasının 125. maddesinde öngörülen 10 yıllık genel zamanaşımı süresi içinde Hazine aleyhine adlî yargıda dava açabilirler.
Diğer taraftan, davanın niteliğine göre tazminat miktarı belirlenirken öncelikli konu, tapusu iptal edilen gayrimenkulün niteliğinin ve değerinin hesaplanması olup, arazi niteliğindeki taşınmaz, başka deyişle tarım alanlarında net gelir esas alınarak, arsa niteliğindeki taşınmazlar içinde emsal karşılaştırması yapılarak değer belirlenmelidir.
Açıklanan hususlar gözetilerek, tarafların iddia ve savunmaları sorulup delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı tarafın temyiz itirazlarını kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde iadesine 25/09/2012 günü oybirliği ile karar verildi.