
Esas No: 2022/2620
Karar No: 2022/5051
Karar Tarihi: 25.05.2022
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2022/2620 Esas 2022/5051 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalılar ile arasındaki sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tazminat talebiyle açtığı dava, ilk derece mahkemesi tarafından \"açılmamış\" sayılmıştır. Davacı vekili temyiz etmiş ve Yargıtay, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını ve mahkemenin hüküm kurarken bu hususu göz ardı ettiğini belirterek kararı bozmuştur. Dava dosyası incelendiğinde, 19.08.2011 tarihli noterde düzenlenen vekaletname ile davacı yanın avukatlarına dava takibi için vekalet verildiği ve davayı takip eden avukatlardan birinin ayrılması üzerine dosyadan kaydının silindiği, ancak geriye kalan avukatların takip yetkisinin devam ettiği anlaşılmıştır. Mahkemenin hüküm açıklarken duruşma gününün davacı yana usulüne uygun şekilde tebliğ edilmediğini göz ardı etmesi usul ve yasaya aykırıdır. 6100 sayılı HMK'nun 73/1 maddesi davaya vekilin hüküm kesinleşinceye kadar takip etme yetkisi vermiştir ve 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddesi de vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükmünü içermektedir. Karardaki kanun maddeleri: 6100 sayılı HMK'nun 73/1,7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 11. maddeleridir.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TÜKETİCİ MAHKEMESİ
DAVALILAR : 1-...
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, bedel iadesi ve tazminat davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın açılmamış sayılmasına yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, mülkiyeti davalı ...'na ait 27108 ada 1 parsel sayılı taşınmaz üzerine "... Konutları Projesi" adı altında toplu konut projesi yapılması hususunda davalıların anlaşarak, davalılar arasında Konya 8. noterliğinin 20.06.2006 tarih ve 21122 yevmiye sayılı "Kat Karşılığı İnşaat Yapım Sözleşmesi" imzalandığını, inşaatların sözleşme doğrultusunda ... ... A.Ş. tarafından yapılmaya başlanıldığını, projeye davalı ... tarafından öncülük edildiğini ve alıcılar üzerinde güven etkisi yaratıldığını, bu güvene dayalı olarak ... A.Ş.'den 06.10.2010 tarihli sözleşme ile K Blok 4. Kat 9 nolu dairenin 75.000,00 TL bedel karşılığı satın aldığını, sözleşme gereğince dairenin 30.07.2010 tarihinde teslim edilmesi gerekirken halen teslimin yapılmadığını, davalılar arasındaki sözleşmenin, davalı ... tarafından feshedilmesi ve inşaatın yapımındaki belirsizlikler nedeniyle ... ile arasındaki sözleşmenin de ifasının imkansız hale geldiğini, bu durumda davalıların kusurlu olduklarını belirterek ... A.Ş. ile arasındaki sözleşmenin feshini, ödediği bedelden şimdilik 10.000,00 TL ile dairenin süresinde teslim edilmemesinden dolayı 1.000,00 TL kira bedelinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini, 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemişlerdir.
İlk Derece Mahkemesince, görevsizlik kararından sonra yargılama yapılarak davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş; karar, davacı vekilince temyiz edilmiştir.
Dava; sözleşmenin feshi, alacak, kira alacağı, manevi tazminat taleplerine ilişkindir. Mahkemece yapılan 08.07.2021 tarihli 6. celsede, "Taraflarca takip edilmeyen dava dosyasının 6100 sayılı HMK'nun 150. maddesi uyarınca yenileninceye kadar işlemden kaldırılmasına" karar verildiği, 18.10.2021 tarihli duruşmada "... o tarihten bugüne kadar aradan 3 aydan fazla süre geçmiş olmasına rağmen taraflarca davanın yenilenmemiş olduğu anlaşıldığından, 6100 sayılı ...m.150/1-5 uyarınca davanın açılmamış sayılmasına ve esasın bu şekilde kapatılmasına" şeklinde karar verildiği dosya kapsamından anlaşılmıştır. Davacı yan ise kararı temyiz etmiş olup, tebligatların usulüne uygun yapılmadığını bu nedenle kararın bozulması gerektiğini iddia etmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinde; 19.08.2011 tarihli noterde düzenlenen genel vekaletname ile davacı yanın Av. ... ile beraberindeki 14 avukata daha, dava takibi için vekaletname verdiği, davanın vekalet verilen işbu avukatlar eliyle takip edildiği, 05.08.2016 tarihli dilekçe ile davayı takip eden avukatlardan biri olan Av. ... ...'ün ilgili avukatlık bürosundan ayrılmasından dolayı dosyadan kaydının silinmesini talep ettiği, bu tarihten sonra Mahkemece, ihtaratlı duruşma davetiyesinin davacı asile yapıldığı ancak iade edildiği, daha sonra mernis adresine ihtaratlı davetiye gönderildiği, tebliğ imkansızlığı sebebiyle ilgili mahalle muhtarlığına teslim edilip, kapısına 29.05.2021 tarihinde yapıştırıldığı görülmüştür. Gerek dosyanın fiziki, gerekse Uyap'tan yapılan incelemesinde, dava dosyasında başkaca bir azil ya da istifaya rastlanılmamıştır. O halde, geriye kalan 14 avukat yönünden dava takip yetkisinin devam ettiği aşikardır.
6100 sayılı yasanın 73 maddesinin birinci fıkrasına göre; 'Davaya vekâlet, kanunda özel yetki verilmesini gerektiren hususlar saklı kalmak üzere, hüküm kesinleşinceye kadar, vekilin davanın takibi için gereken bütün işlemleri yapmasına, hükmün yerine getirilmesine, yargılama giderlerinin tahsili ile buna ilişkin makbuz vermesine ve bu işlemlerin tamamının kendisine karşı da yapılabilmesine ilişkin yetkiyi kapsar.' hükmü bulunmakta olup yine 7201 sayılı Tebligat Kanunu 11. maddesinde vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligatın vekile yapılacağı hükmü bulunmaktadır. Tebligat Yasasının 11. maddesi uyarınca vekil vasıtası ile takip edilen işlerde, tebliğin vekile yapılacağı asıl olduğundan, davacı asil adına çıkarılan ve 29.05.2021 tarihinde tebliğ olunan tebligat şu duruma göre hukuki sonuç doğurmaz. Bu nedenle, çağrı kağıdının davacı tarafa usulen tebliğ edildiğinden söz edilemeyeceğinden, ayrıca davacının diğer vekillerinin vekillikten çekildiği veya davacı tarafından azledildiğine ilişkin bir bilgi ve belgeye de rastlanılmamış olduğundan; yapılan tebliğ hükümsüzdür. Hal böyle olunca mahkemece, duruşma gününün davacı yana usulüne uygun şekilde tebliği sağlanarak davaya devam edilmesi gerekirken, bu husus göz ardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün davacı yararına BOZULMASINA, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25/05/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.