Abaküs Yazılım
20. Hukuk Dairesi
Esas No: 2011/9873
Karar No: 2012/10590

Yargıtay 20. Hukuk Dairesi 2011/9873 Esas 2012/10590 Karar Sayılı İlamı

(Kapatılan)20. Hukuk Dairesi         2011/9873 E.  ,  2012/10590 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Kadastro Mahkemesi

    Taraflar arasındaki kadastro tesbitine itiraz davasının yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar ... ve arkadaşları, davalılar ... ve arkadaşları, davalı Hazine ve ... tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Kadastro sırasında ... Köyü, Merkez mevkii, 132 ada 11 parsel sayılı 1437,65 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, tarla niteliğiyle ..."in atalarından intikalen zilyetliğindeyken 1987 yılında ölmü ile mirasçılarına intikal ettiğinden söz edilerek mirasçıları ... ve arkadaşları adına tesbit edilmiştir. Davacılar ..., ... ve ..., önceden bir bütün olan 132 ada 11 ve 3 sayılı parsellerin, dedeleri Tahir mirasçıları arasında yapılan taksim ile babaları Haseyin Şahin"e, onun ölümüyle de, mirasçıları arasında yapılan taksim ile kendilerine düştüğü, arada yol ve dere olarak gösterilen sınırların gerçekte bulunmadığı, taşınmazlarının 50 m2 bölümünün bu şekilde kadasto dışı bırakıldığı, taşınmazlarının 900 m2 bölümünün ise batı sınırdaki ... adına tesbit edilen 131 ada 5 sayılı parsel içinde bırakıldığı, taşınmazın doğusundaki orman yolu ile arada bulunan 300 m2 bölümün orman olarak kadastro dışı bırakıldığı iddiasıyla, 132 ada 3 ve 11 sayılı parsellerin ayrı ayrı yapılan tesbitlerinin iptaliyle, 132 ada 3 ve 11 sayılı parseller, aradaki yol ve dere olarak kadastro dışı bırakılan yerlerin bu parsellere dahil edilerek, aralarındaki taksime göre adlarına tescili, yine bu parsellerin doğusunda bulunan ve orman olarak tapulama dışı bırakılan 300 m2 yüzölçmündeki bölümün, batıdaki 131 ada 5 parsel sayısı ile ... adına tesbit edilen parselin 900 m2 yüzölçümündeki bölümünün tesbitinin iptal edilerek, aralarında yaptıkları taksim anlaşmasına göre ayrı ayrı kendi adlarına tescili istemiyle dava açmışlardır. Orman Yönetimi, ... Köyü 132 ada 11 sayılı parselin orman sınırları içinde kalan orman alanı olduğunu ileri sürerek, tesbitinin iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescili istemiyle davaya katılmıştır. Mahkemece; 131 ada 5 sayılı parselin kuzeyindeki bölüm ve 131 ada 9 sayılı parsel için açılan davalar ayrıldıktan sonra, çekişmeli 132 ada 11 sayılı parsele ilişkin diğer davaların REDDİNE, Orman Yönetiminin davasının kabulüyle, çekişmeli 132 ada 11 sayılı parselin tesbitinini iptaline ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar ... ve arkadaşları, davalılar ... ve arkadaşları, davalı Hazine ve davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kadastro tesbitine itiraza ilişkindir.
    Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde tesbit tarihinden önce 1967 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu, daha sonra dava tarihinde kesinleşen aplikasyon ve 1744 sayılı Yasa ile değişik 6831 sayılı Yasanın 2. madde uygulaması, 1988 ilâ 1990 yıllarında yapılıp 08.07.1991 tarihinde ilân edilen aplikasyon, sınırlandırması yapılmamış ormanların kadastrosu ile 2896 ve 3302 sayılı yasalar ile değişik 2/B uygulaması vardır.
    1) Çekişmeli 132 ada 11 sayılı parsel, davalı gerçek kişiler adına tesbit edilmiş, davacı gerçek kişiler tarafından miras payına ve taksime dayanarak dava açılmış; Orman Yönetimi, 132 ada 11 parselin orman sayılan yerlerden olduğu savıyla davaya katılmış; davalı sıfatıyla tesbit maliki gerçek kişiler yanı sıra, ayrılan davalara konu kadastro dışı yerler için dava Hazineye de yönlendirilmiştir. Kadastro dışı alanlar için açılan davalar ile ... adına tesbit edilen 131 ada 5 sayılı parsele ilişkin davalar ayrıldığı, çekişmeli 132 ada 11 sayılı parsele ilişkin davada Hazine ve ..."in davalı sıfatı bulunmadığı halde, karar başlığında davalı sıfatıyla gösterilmesi 6100 sayılı H.M.K. Nın 301. maddesi (1086 sayılı H.U.M.K. nun 388. maddesi ) hükmüne aykırıdır.
    2) Davacılar ... ve arkadaşları ile davalılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarına gelince; mahkemece, davacıların aynı dava dilekçesi ile dava konusu ettikleri diğer parseller ve tapulama dışı alanlar için açtıkları davalar ayrıldıktan sonra, eldeki dosyada sadece 132 ada 11 sayılı parsel için açılan davanın kaldığı kabul edilerek, sadece bu parsel için araştırma yapılıp, çekişmeli 132 ada 11 sayılı parselin orman sayılan yerlerden olduğunun belirlendiği gerekçesiyle, diğer davaların reddine, katılan ... Yönetiminin davasının kabulüne ve 132 ada 11 sayılı parselin orman niteliğiyle hazine adına tesciline karar verilmiştir.
    Kural olarak; orman kadastrosunun kesinleştiği yerlerde, bir yerin orman olup olmadığı kesinleşmiş orman kadastrosu, harita ve tutanaklarının uygulanmasıyla çözümlenir ise de, o yerde 4785 sayılı Yasa hükümleri de uygulanarak, köy ya da belde sınırlarının tümünü kapsayan (seri bazda olmayan) orman kadastrosunun yapılması halinde sağlıklı çözüme ulaştırır. Çünkü, 3116 sayılı Yasada sadece devlet ormanlarının kadastrosunun yapılması öngörülmüştür. Bu nedenle; 4785 sayılı Yasanın yürürlüğe girdiği 13.07.1945 tarihinden önce yapılan sınırlandırmalar sonucu kesinleşen orman kadastrosu, harita ve tutanaklarının uygulanması orman sınırı dışında kalan taşınmazların orman niteliğini ve hukukî durumu saptanamayacağından, çekişmeli taşınmazın orman olup olmadığı, 6831 sayılı Yasanın 4999 ve 6292 sayılı yasalar ile değişik 7. maddesi hükmü gözetilerek, 4785 ve 5658 sayılı yasalar ile 6831 sayılı Yasanın 1. maddesine göre çözümlenmelidir.
    6831 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince orman tahdidi, idarî sınırlar dikkate alınmadan orman serisine göre yapılırken, 1744 sayılı Yasa ile değişik 8. maddesinin 3. fıkrasıyla, orman kadastrosunun belde ve köy sınrıları esas alınmak suretiyle bu sınırlar dahilinde kalan bütün ormanları kapsayacak biçimde yapılması esası kabul edilmiş, aynı maddede 2896, 3302 ve 3373 sayılı yasalarla değişklik yapılmışsa da bu fıkra değiştirilmemiş, Orman Kadastro Yönetmeliklerinde de benzer düzenlemelere yer verilmiştir.
    Getirtilen tutanak ve haritalardan, yörede 24 Numaralı Orman Kadastro Komisyonunca, 1744 sayılı Yasanın yürürlüğünden önce, 1967 yılında her hangi bir köy sınırı takip edilmeden, orman serilerinin kadastrosunun yapıldığı, daha sonra 1981 ve 1991 yıllarında aplikasyon ve 2/B işlemleri yapıldığı, sınırlama dışı kalmış ormanların kadastosunun yapılmadığı anlaşılmaktadır.
    Kesinleşmiş orman kadastrosuna ilişkin tutanak ve haritalar ile eski ve yeni tarihli memleket haritası ve amenajman planının uygulanmasına dayalı araştırma, inceleme ve keşif sonucu düzenlenen uzman bilirkişi raporuyla çekişmeli parselin, yörede 1967 yılında yapılan orman tahdidinde 359 ilâ 360 numaralı orman sınır noktalarından oluşan orman sınır hattı ile orman sınırları dışında bırakıldığı, çekişmeli parselin bu sınır hattına bitişik olduğu, sonraki çalışmalarda durumunun değişmediği, 1939 yılı hava fotoğrafında kuzey sınırları içinde çam ağaçları göründüğü, diğer bölümlerinin açık alan olduğu, 1959 ve 1996 yıllı memleket haritalarında açık alan olarak, amenjmanda ziraat alanı olarak nitelendirildiği, eğim %14 iken tek teras ile eğimin giderildiği, üzerinde 12 adet 50 - 60 yaşında kızılçam ağacı ve maki elemanları bulunduğu belirlenmiştir.
    Dosyaya getirtilen orman kadastro tutanakları ile orman tahdit haritası ve sonraki aplikasyon haritaları incelendiğinde, 24 numaralı Orman Kadastro Komisyonunca 1967 yılında düzenlenen orman tahdit tutanaklarında, yapılan değerlendirme sonunda 359 numaralı orman sınır noktasından hareketle “Hüseyin Şahin zilyetliğindeki tarla ve ... zilyetliğindeki tarla, Hasan Şimşek zilyetliğindeki bahçe, ormanın güney sınırını teşkil ederek Hasan Şimşek bahçesinin kuzey doğu köşesinde dere kenarında ve pınarın tahminen 30 m. kuzey batısındaki yerli kayaya yazılı 360 nolu noktaya;” varılarak bu hattın güneyinde kalan çekişmeli taşınmazın orman sınırları dışında bırakıldığı, daha sonarki çalışmalarda sınır hattının değişmediği anlaşılmaktadır.
    Yapılan araştırma, inceleme ve bilirkişi raporlarıyla kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları dışında bırakıldığı anlaşılan çekişmeli parselin orman sayılan yerlerden olduğu söylenemez. 6831 sayılı Yasanın 4999 ve 6292 sayılı yasalar ile değişik 6831 sayılı Yasanın 7 ilâ 11. maddeleri gereğince, orman sayılan yerlerden olduğu halde, orman kadastrosu sınırları dışında bırakılmış ormanların sınırlandırılmasına, bir başka deyişle, devlet ormanı olduğu halde, hata sonucu orman tahdidi dışında bırakılmış ormanların sınırlandırılmasına imkan verilmişşe de, çekişmeli parselin 1959 yılı memleket haritasında açık alan olarak nitelendirildiği, 1967 yılı orman kadastrosu sırasında orman sayılan yerlerden olmadığı belirlendiğine göre, hata ile orman sınrıları dışında bırakılmış olan yerlerden olduğu kabul edilemeyeceğinden, yeniden orman olarak sınırlandırılmasına yasal imkan yoktur.
    Her ne kadar, keşif ve bilirkişi raporları ile çekişmeli parselin son yıllarda tarımda kullanılmadığı, üzerinde münferit çam ağaçları ile maki elemanları bulunduğu saptanmışsa da, bir yerin orman sayılan yerlerden olup olmadığı olgusu ile kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerdden olup olmadığı olgusu farklı konular olup, somut olayda çekişmeli yerin kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği yoluyla edinilecek yerlerden olmadığı yönünde Hazine tarafından açılmış bir dava ya da bu savla Hazinenin davaya katılması söz konusu değildir.
    O halde, açıklanan hususlar gözetilerek Orman Yönetiminin davasının reddine ve çekişmeli parselin tesbit gibi tesciline karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bendde açıklanan nedenlerle, Hazine ve Ramazan Şen"in, ikinci bentde açıklanan nedenlerle de davacılar ... ve arkadaşları ile davalılar ... ve arkadaşlarının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine 25.09.2012 günü oy birliği ile karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi