11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/14358 Karar No: 2019/596 Karar Tarihi: 17.01.2019
Belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/14358 Esas 2019/596 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Asliye Ceza Mahkemesi tarafından belgede sahtecilik suçundan verilen hüküm sanığın yokluğunda ve Tebligat Kanunu’na uygun şekilde yapılan tebliğ ile tarafına bildirilmiştir. Ancak sanığın avukatı temyiz dilekçesinde sanığın yeni adresini belirterek tebligatın mağdurunun tebliği üzerine yapıldığını iddia etmiştir. Mahkeme sanık müdafiinin temyiz itirazlarını reddetmiş ve hükmün yerinde görülmeyen sair temyiz itirazları dışında tüm itirazlarını karşılamıştır. Ancak Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi ve TCK'nın 7. maddesi uyarınca yazılı şekilde karar verilmediği, ayrıca suç tarihinin yanlış yazıldığı gerekçesiyle hüküm BOZULMUŞTUR. Elektronik Haberleşme Kanunu'nun 56. maddesi, işletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında gerçek dışı belge ve bilgi verilemeyeceğini, gerçeğe aykırı evrak düzenlemenin suç olduğunu ve kişinin rızası dışında tesis edilmiş aboneliklerin kullanılamayacağını belirtmektedir. TCK'nın 7. maddesi ise, özel kanunlardaki hükümlerin uygulanacağı durumlarda, özel kanunlardaki hükümlerin uygulanması gerektiğini belirtmektedir.
11. Ceza Dairesi 2017/14358 E. , 2019/596 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Yokluğunda verilen gerekçeli kararın, sanığın talimat mahkemesince alınan savunması sırasında bildirdiği ve aynı zamanda MERNİS adresi olan adresine Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince usulüne uygun tebliğ edildiği anlaşılmış ise de sanık müdafiinin 10.07.2014 tarihli temyiz dilekçesinde sanığın 05.08.2013 tarihinde ..... adresine taşındığını belirterek buna ilişkin kira sözleşmesi ile sanığın kararı mağdurdan öğrenmesi üzerine tebliğ evrakını muhtarlıktan 04.07.2014 tarihinde tebliğ aldığına dair belgeyi sunması karşısında; sanık müdafiinin 10.07.2014 havale tarihli temyiz dilekçesinin öğrenme üzerine süresinde olduğu kabul edilerek yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre sanık müdafiinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1-Suç ve hükümden önce 10.11.2008 tarih ve 27050 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6518 sayılı Kanun"un 104 ve 105. maddeleri ile değişik 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 63. maddesinin 10. fıkrası ile yaptırıma bağlanan aynı Kanun"un 56. maddesinin 2. fıkrasındaki "İşletmeci veya adına iş yapan temsilcisine abonelik kaydı sırasında abonelik bilgileri konusunda gerçek dışı belge ve bilgi verilemez" ve 5. fıkrasındaki "Gerçeğe aykırı evrak düzenlemek veya değiştirmek suretiyle kişinin bilgi ve rızası dışında tesis edilmiş olan abonelikler kullanılamaz" hükümleri ile TCK"nin 7. maddesi gereğince; özel hüküm niteliğinde bulunan ve lehe olan 5809 sayılı Elektronik Haberleşme Kanunu"nun 56. maddesindeki düzenlemeye göre, sanığa ön ödeme önerisinde bulunularak sonucuna göre hukuki durumunun takdiri gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi, 2-"11.02.2010" olan suç tarihinin gerekçeli karar başlığına 01.08.2012" olarak yanlış yazılması, Yasaya aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUKnin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.