Esas No: 2019/2113
Karar No: 2021/883
Karar Tarihi: 26.04.2021
Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2019/2113 Esas 2021/883 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
Esas No : 2019/2113
Karar No : 2021/883
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Bakanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN_KONUSU : Danıştay Beşinci Dairesinin 15/05/2018 tarih ve E:2016/17904, K:2018/14198 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kırklareli ili, … ilçesinde icra müdürü olarak görev yapan davacının, kızının eğitim durumu nedeniyle İzmir ili, Ödemiş ilçesine atanmak istemiyle yaptığı başvurunun 13/12/2013 tarihli Güz Kararnamesi kapsamına alınmamak suretiyle reddine ilişkin işlem ile 13/12/2013 tarihli Güz Kararnamesinin ve bu işlemlerin dayanağı olan, 19/11/2013 tarih ve 28826 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan İcra Müdür ve Yardımcılarının Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin 28. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkralarının, 29. maddesinin ve 31. maddesinin (d) bendinin iptali istenilmiştir.
Daire kararının özeti: Danıştay Beşinci Dairesinin 15/05/2018 tarih ve E:2016/17904, K:2018/14198 sayılı kararıyla;
Dava konusu Yönetmeliğin 28. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları yönünden;
Uyuşmazlıkta, davacı tarafından, dava konusu değişiklikle icra müdürü olarak görev yapan personelin icra müdür yardımcısı olarak atanabilmesinin önünün açıldığı, bu durumun kazanılmış haklara saygı ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği ileri sürülmekte ise de, icra müdür ve icra müdür yardımcılarının ÖSYM tarafından yapılan yazılı sınav ve davalı idarece yapılan sözlü sınav sonucuna göre kur'a ile atandıkları, nitekim İcra Müdür ve Yardımcılarının Sınav, Atama ve Nakil Yönetmeliği'nin 36. maddesinde de icra müdür ve yardımcılığı sınavını kazananların nihai başarı listesindeki sıralamaya göre, kadro ve ihtiyaç durumu dikkate alınarak kur’a ile atanacakları, kur’a ile icra müdürü olarak atananların ilk olağan nakle hak kazandıklarında kadro ve ihtiyaç durumuna göre icra müdür yardımcısı olarak da atanabilecekleri düzenlemesi karşısında, icra müdürlüğü kadrosunun atananlar için kazanılmış hak oluşturmadığı dikkate alındığında, icra müdürü olarak görev yapan personelin iş yoğunluğu dikkate alınarak, kamu yararı gereğince icra müdür yardımcısı olarak atanabilmesine ilişkin olarak yapılan uyuşmazlık konusu düzenlemede üst hukuk normları ile kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmediği,
Yönetmeliğin 29. maddesi yönünden;
Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmeliğin "Memurun İsteği Üzerine Yapılabilecek Yer Değiştirmeler" başlıklı 12. maddesinde çocukların eğitim durumunun mazeret kapsamında değerlendirilmediği, bu çerçevede, dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesi ile esas Yönetmeliğin 39. maddesinin (c) fıkrasının yürürlükten kaldırılmasıyla, Devlet Memurlarının Yer Değiştirme Suretiyle Atanmalarına İlişkin Yönetmelik ile uyumlu bir düzenleme yapıldığı görüldüğünden, yapılan değişiklikte üst hukuk normları ile kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık bulunmadığı,
Yönetmeliğin 31. maddesinin (d) bendi yönünden;
İcra müdür ve yardımcılarının görev yaparken tarafsızlık, eşitlik ve hakkaniyet ilkelerine uygun davranmalarının sağlanması açısından, tutum ve davranışlarının denetime tabi tutulmasının, o yerde görev yapmalarında sakınca görülmesi halinde de hizmet gereği başka bir görev yerine atamalarının yapılmasının icra dairelerindeki hizmetin etkin, verimli, şeffaf ve adil şekilde yürütülmesinin sağlanması açısından son derece gerekli ve önemli olduğu,
Bu nedenle, icra müdür ve yardımcılarının, bağlı bulundukları ağır ceza Cumhuriyet başsavcısı, görev yaptıkları yer Cumhuriyet başsavcısı, icra hâkimi veya komisyon tarafından tutum ve davranışları itibarıyla lüzum gösterilmesi halinde mazeretlerine ve bulundukları yerdeki görev sürelerine bakılmaksızın aynı bölgedeki diğer bir yere veya alt bölgelere nakledilebilmelerine yönelik olarak yapılan uyuşmazlık konusu düzenlemede üst hukuk normları ile kamu yararı ve hizmet gerekleri yönünden hukuka aykırılık görülmediği,
Dava konusu bireysel işlem yönünden;
Davacı tarafından iptali istenen Yönetmelik hükümlerinde hukuka aykırılık görülmediğinden ve ilgili mevzuatta yer değiştirmelerde özür grupları arasında çocukların öğrenim durumuna yer verilmemiş olduğundan, davacının kızının eğitim mazeretinin kabul edilmeyerek İzmir ili, Ödemiş ilçesine atanmak istemiyle yaptığı başvurunun 13/12/2013 tarihli Güz Kararnamesi kapsamına alınmamak suretiyle reddine ilişkin işlemde ve 13/12/2013 tarihli Güz Kararnamesinde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçeleriyle, davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, dava konusu Yönetmeliğin 29. maddesi yönünden; anılan hüküm ile esas Yönetmelik'te yer alan "çocukların öğrenim durumunun" mazeret sebebiyle yapılan nakiller kapsamından çıkarıldığı, bu durumun başta Anayasa'nın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41. maddesinin 3. fıkrası olmak üzere uluslararası sözleşmelere aykırı olduğu, Yönetmeliğin 28. maddesinin birinci, ikinci ve üçüncü fıkraları yönünden; memurların alt bir kadroya istekleri dışında atanmasının mümkün olmadığı, bu kapsamda, dava konusu konusu değişiklikle icra müdürü olarak görev yapan personelin icra müdür yardımcısı olarak atanabilmesinin önünün açıldığı, bu durumun kazanılmış haklara saygı ve eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, Yönetmeliğin 31. maddesinin (d) bendi yönünden; söz konusu düzenleme ile maddede sayılan makamlarda bulunan ilgililer tarafından tutum ve davranışları itibarıyla lüzum gösterilmesi halinde mazeretlerine bakılmaksızın icra müdür ve yardımcılarının hizmet gereği atanmasına imkan tanındığı, bu durumun kapsamı ve içeriği belli olmayan subjektif değerlendirmelere yol açacağı belirtilerek, davanın reddi yolundaki Daire kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davalı idare tarafından, Danıştay Beşinci Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'NUN DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile Daire kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Danıştay dava dairelerinin nihai kararlarının temyizen incelenerek bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan;
"a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması,
b) Hukuka aykırı karar verilmesi,
c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması" sebeplerinden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, temyiz dilekçesinde ileri sürülen iddialar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davacının temyiz isteminin reddine,
2.Davanın yukarıda özetlenen gerekçeyle reddine ilişkin Danıştay Beşinci Dairesinin temyize konu 15/05/2018 tarih ve E:2016/17904, K:2018/14198 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Kesin olarak, 26/04/2021 tarihinde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.