11. Ceza Dairesi 2016/6301 E. , 2019/593 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte belge düzenlemek, defter ve belgeleri ibraz etmemek
HÜKÜM : Sahte belge düzenlemek suçundan: Beraat
Defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan: Mahkumiyet
A- Sanık hakkında "2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçundan verilen beraat hükmüne yönelik katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Sanık hakkında 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; sanığın savunmasında 2008 yılındaki krizden sonra şirketin ekonomik durumunun bozulduğunu, düzenlediği faturaların gerçek alışverişe dayandığını, sahte fatura düzenlemediğini belirtmesine karşılık dosyada mevcut 09.10.2012 tarih 2012-A-2877/30 sayılı vergi tekniği raporunda kurumun KDV matrahları toplamının 13.914.040,27 TL, mükellef kurumdan mal veya hizmet satın aldığını bildiren mükelleflerin alışları toplamının 31.136.869,00 TL. olduğu ve arasında 3 katı aşan bir farkın bulunduğunun, Ba-Bs formlarına göre alış ve satış toplamları arasında uyumsuzluk olduğu gibi KDV matrahları toplamı ile de uyumsuzluk olduğunun, yoklama bilgilerine ve GİB YBS"de yapılan tetkike göre şehir içi ve şehirlerarası nakliye taşımacılığı işi ile iştigal eden mükellefin 1 adet kamyona sahip olduğu ancak tek bir kamyon ile 31.136.869,00 TL"lik nakliye işini yapmasının mümkün olmadığının, şirketin gerçek bir işyerinin, mal teslimi veya hizmet ifasına dayanan faaliyetinin olmadığının, mükellef kurum tarafından düzenlenen belgelerin herhangi bir mal veya hizmet teslimi olmaksızın, komisyon
karşılığı gelir elde etmek amacıyla düzenlendiğinin, mükellef kurumun vermiş olduğu beyannamelerin gerçek durumu yansıtmadığının mükellef kurum tarafından 01.01.2008 tarihinden itibaren düzenlenen belgelerin sahte belgeler olduğunun tespitlerine yer verilmesi ve raporun sonuç bölümünde mükelleften mal ve hizmet aldığını bildiren mükelleflerle ilgili inceleme talep edileceğinin belirtilmesi karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; suça konu faturaları kullanan kişi/şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığının ilgili vergi dairesinden sorulması, yapılmış ise vergi raporlarının dosya arasına alınması, bu kişi/şirketler hakkında sahte fatura kullanmaktan dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile mükelleflerin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması, suça konu faturaları kullanan kişi/şirket yetkilileri de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıklarının sorulmasından sonra toplanan tüm delillere göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Sanık hakkında "2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçlarından kamu davası açıldığı, her takvim yılı içinde düzenlenen faturaların ayrı suçları oluşturduğu gözetilmeden ve hangi takvim yılından hüküm kurulduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek beraat hükmü kurulması,
B- Sanık hakkında "defter ve belge ibraz etmemek" suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Sanık hakkında 2008, 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarına ait defter ve belgeleri ibraz etmeme suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında; dosya arasında bulunan vergi suçu raporundan defter ve belge istenmesine ilişkin yazının tebliğ edildiği tarih itibariyle sanığın işyerinin faal olduğu anlaşılmış ise de, sanığın savunmasında 15 günlük süre içinde defter ve belgelerini toparlamasının mümkün olmadığını yetkililere söylediği halde süreyi uzatmadıklarını, bu nedenle defter ve belgeleri sunamadığını belirtmesi karşısında, sanığın savunmasından muhafaza yükümlülüğünde olduğu defter ve belgelerinin mevcut olduğunun tam olarak anlaşılamaması nedeniyle, defter ve belgelerin çalındığı-kaybolduğu-bulunmadığı ileri sürülerek ibrazından kaçınılması halinde VUK"nin 139. maddesinde yazılı hususlarla usulüne uygun tebligatın aranmayacağına dair Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 23.11.1999 gün ve 1999/11-273/288 sayılı içtihadı da dikkate alınarak, maddi gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde tespiti bakımından; sanığın defter ve belgelerin ibrazı için ek süre talebinde bulunup bulunmadığı ve sonrasında
istenilen defter ve belgeleri ibraz edip etmediğinin ilgili vergi dairesinden sorulması, defter ve belgelerin sanıkta mevcut olduğunun anlaşılması halinde ise sanığın gizleme kastıyla hareket edip etmediğinin tartışılmasından sonra sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de; 5237 sayılı TCK’nin 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Yasaya aykırı, sanığın ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 17.01.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.