
Esas No: 2013/3189
Karar No: 2013/3327
Karar Tarihi: 08.04.2013
Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2013/3189 Esas 2013/3327 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dava konusu Çağlayanlı Köyü 143 ada 1 parsel sayılı 5.345,51 metrekare yüzölçmündeki taşınmaz kadastro çalışmaları sırasında kimsenin zilyetlik iddiasında bulunmadığı ve taşınmazın (A) ve (B) ile gösterilen bölümlerinin 1. ve 2. derece doğal sit alanı olduğu şerhi verilerek ham toprak vasfı ile Hazine adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ... mirasçıları, dava konusu taşınmaz üzerinde sınırlarını gösterecekleri bölümün murisleri tarafından depo ve ambar olarak kullanıldığı iddiasıyla bu bölümün adlarına tescili talebi ile dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, hükme dayanak yapılan fen bilirkişisi raporunda (A) ile gösterilen 89,57 metrekarelik bölümün davacılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, Hazine tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın temyize konu bölümü üzerinde davacı yararına kazandırıcı zamanaşımı ile iktisap koşullarının gerçekleştiği kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Dosya içerisinde bulunan 27.07.2012 havale tarihli ziraat bilirkişisi raporunda, dava konusu taşınmaz üzerinde tarımsal faaliyet yapıldığını gösteren emareler bulunmadığı, taşınmazın ham toprak niteliğinde olduğu, ekonomik amaca uygun kullanılmadığı, imar-ihyasının tamamlanmadığı belirtilmiştir. İmar-ihyası tamamlanmamış yere yalnızca bina yapılması mülkiyet hakkı kazandırmayacağı gibi, ziraatçı ve inşaat bilirkişisi raporlarına ekli fotoğraflardan taşınmaz üzerindeki eskiden tuz ve arpa deposu olarak kullanıldığı söylenen binanın yıkılmış halde ve taş yığını şeklinde bulunduğu anlaşılmakla, 3402 sayılı Yasa"nın 19/2. maddesi anlamında taşınmaz üzerinde muhdesat bulunduğundan da söz edilemez. Hal böyle olunca davacıların davasının reddine karar verilmesi gerekirken, hatalı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 08.04.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.