Esas No: 2019/3768
Karar No: 2022/3669
Karar Tarihi: 12.05.2022
Yargıtay 12. Ceza Dairesi 2019/3768 Esas 2022/3669 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Sanık, İzmir'deki 1. derece arkeolojik sit alanında izinsiz inşaat yaptığı iddiasıyla suçlanmıştır. Mahkeme, sanığın bilgisi dahilinde olmadığını ve sadece ücret karşılığında inşaat ustalığı yaptığını kabul ettiğinden, sanığın beraatine karar verdi. Ancak, katılan vekilinin temyiz itirazı sonucu, sanığın mahkumiyeti gerektiğine hükmeden İçtihat Metni mevcuttur.
2863 sayılı Kanun'a göre, koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulmayacağı ve izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahalede bulunmanın yaptırım altında olduğu belirtilmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 11/05/2018 tarih ve 7143 sayılı Kanunun 16. maddesiyle eklenen geçici 16. maddesinde ise, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla yapı kayıt belgesi verilebileceği hükme bağlanmıştır. Ancak, bu düzenleme 2863 sayılı Kanunun hükümlerini etkilemez ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında, ilgili izinler alınm
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık
Hüküm : Sanık ... hakkında;
CMK’nın 223/2-e maddesi uyarınca beraat
Sanık ... hakkında;
2863 sayılı Kanunun 65, TCK’nın 62/1, 52/2-3, 51/1-3-7- 8, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet
2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık ...’in beraatine ilişkin hüküm katılan vekili tarafından, sanık ...’nun mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü.
I- Katılan vekikinin sanık ...’in beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz isteminin incelenmesinde;
Sanık hakkında, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 17/03/1993 tarih 3210 sayılı kararı ile 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tescilli bölgede yer alan diğer sanık ...’ya ait arsada izinsiz inşaat yaptığı iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; sanık ...’in inşaat ustası olup ev yapımı için ücret karşılığında taşınmaz sahibi diğer sanık ... ile anlaştığı, sanık ...’in savunmasında sit alanı olduğunu bilmediğini, sanık ...’nın talimatı üzerine inşaata başladığını belirterek suçlamayı kabul etmediği, diğer sanık ...’nın da sanık ...’in savunmasını doğruladığı dosya kapsamında, ücret karşılığında usta işçi olarak çalışan sanığın izin almak gibi bir sorumluluğun bulunmadığı gibi dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendisinden beklenemeyeceği dikkate alınarak hakkında verilen beraat kararında isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla;
Yapılan yargılama sonunda, sanığın mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine, beraat kararının usul ve Yasaya aykırı olduğuna ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,
II- Sanık ...’nun mahkumiyetine yönelik temyiz isteminin incelenmesinde ise;
2863 sayılı Kanunun 9. maddesinde, Koruma Yüksek Kurulunun ilke kararları çerçevesinde koruma bölge kurullarınca alınan kararlara aykırı olarak, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında inşai ve fiziki müdahalede bulunulmayacağının düzenlendiği, anılan düzenlemeye aykırı olarak, izin alınmaksızın inşai ve fiziki müdahalede bulunulmasının ise, aynı Kanunun 65. maddesi ile yaptırım altına alındığı, buna karşılık, 3194 sayılı İmar Kanununa 11/05/2018 tarih ve 7143 sayılı Kanunun 16. maddesi ile eklenen geçici 16. maddede, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınması ve imar barışının sağlanması amacıyla yapı kayıt belgesi verilebileceği hükme bağlanmış olup, 2863 sayılı Kanuna tezahürü bulunmayan bahse konu düzenlemenin, anılan Kanunun 65. maddesinde tanımlanan inşai ve fiziki müdahale suçlarının unsurlarını etkilemeyeceği, zira, yapı kayıt belgesi verilmesinin, ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı yapıların kayıt altına alınmasını sağlamakla birlikte, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ve koruma alanları ile sit alanlarında, kültür varlıkları yönünden koruma bölge kurullarından, tabiat varlıkları ve doğal sit alanları yönünden Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüklerinden izin alınmaksızın gerçekleştirilen inşai ve fiziki müdahaleleri hukuka uygun hale getirmeyeceği değerlendirilip tebliğnamedeki görüşe iştirak edilmeyerek yapılan incelemede;
Sanık hakkında 1. derece arkeolojik sit alanında izinsiz inşaat yaptığı iddiasıyla açılan kamu davası ile ilgili olarak; sanık savunmasında taşınmazı 1998 yılında satın aldığını, inşaat yaptığı yerin sit alanında yer aldığını bilmediğini belirtmiş ise de, İzmir II Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 17.03.1993 tarih 3210 sayılı kararının mahallinde ilan edildiğine dair ilan tutanağının dosyada bulunması ve ayrıca tapu kaydına göre 181 ada 1 parsel (yeni 520 ada 8 parsel) taşınmazın tapu kaydının beyanlar hanesinde, “1. derece sit alanıdır” şeklinde 21.07.1995 tarihinde konulmuş şerhin mevcut olması karşısında sanığın izinsiz inşai ve fiziki faaliyette bulunduğu yerin sit alanında olduğunu bildiğinin kabulünde zorunluluk bulunduğu, mahallinde icra edilen keşif neticesinde düzenlenen 26/09/2014 tarihli bilirkişi raporunda 1. derece arkeolojik sit alanında tek katlı betonarme inşaat yapılarak inşai ve fiziki müdahalede bulunulduğunun belirtildiği anlaşılmakla;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Mahkemece arkeolog, fen ve inşaat mühendisinden oluşan üç kişilik bilirkişi heyetinin katılımı ile mahallinde yeniden keşif icra edilip davaya konu müdahalelerin nitelikleri (basit – esaslı) ile sanığın eylemi neticesinde sit alanının zarar görüp görmediği araştırılarak zararın varlığı halinde, 2863 sayılı Kanunun 65/1-1.cümlesi uyarınca cezalandırılması, zarara neden olmayan inşai ve fiziki müdahale niteliğinde olduğunun tespiti halinde ise taşınmazın bulunduğu yerin bağlı olduğu idari birimin (belediye - il özel idaresi-büyükşehir belediyesi) bünyesinde suç tarihi itibariyle faaliyette olan koruma uygulama ve denetim bürosu bulunup bulunmadığı, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu araştırılarak, anılan büronun varlığı halinde 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/4. maddesi; yokluğu halinde ise aynı Kanunun 65/1-2.cümlesi uyarınca sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi,
Kabule göre de;
1- TCK'nin 52/4. maddesi gereğince ödenmeyen adli para cezasının hapis cezasına çevrileceği ihtarının yapılmamış olması,
2- T.C. Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesine ilişkin olan 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının 24.11.2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmış olması nedeniyle, iptal kararı doğrultusunda TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarının yeniden değerlendirilmesi gerekliliğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.