14. Hukuk Dairesi 2019/3105 E. , 2021/3434 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 22.09.2017 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14.11.2018 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, mirasın hükmen reddine ilişkindir.
Davacı vekili, müvekkilinin muris babası ...’ın 06.05.2011 tarihinde vefat ettiğini ve murisin terekesinin borca batık olduğunu belirterek murisin mirasının hükmen reddini talep etmiştir.
Davalı Ziraat Bankası vekili, mirasın reddi için yasal sürenin belli olduğunu, bu süre içerisinde davacı hakkını kullanmadığından mirası kabul ettiğinin anlaşıldığını, davacının iyi niyetli olmadığını, muristen kalan terekeyi kullandığını, murisin terekesinin ölüm tarihi itibariyle acz içerisinde olmadığını ve ayrıca davanın tüm tereke alacaklılarına karşı açılması gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur
Mahkemece ilk olarak davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili temyiz yoluna başvurmuş ve karar, Dairemizin 29.02.2016 gün; 2015/13032 Esas ve 2016/2450 Karar sayılı ilamıyla bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan yargılama sonunda mahkemece davanın kabulü ile “muris ..."ın ölüm tarihi 06/05/2011 tarihi itibariyle terekesinin borca batık olduğu ve davacı mirasçı tarafından terekenin kabulü anlamına gelecek iddia ve bu iddiayı ispatlar bir delil sunulmadığından, terekenin TMK’nın 605/2. maddesi gereğince borca batık olduğunun tespit ve tesciline” karar verilmiştir.
Hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1- Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya kapsamına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
2- Dava, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 605/2. maddesi gereğince açılan mirasın hükmen reddi istemine ilişkindir. Ölüm tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır (TMK m. 605/2). Mirasçılar TMK’nın 610. maddesinde yazılı aykırılık da bulunmadıkça yani zımnen mirası kabul etmiş duruma düşmüş olmadıkça her zaman murisin ödemeden aczinin tespitini isteyebilir. Türk Medeni Kanunu"nun 606. maddesinde belirtilen süre bu davada uygulanmaz. Dava alacaklılara husumet yöneltilerek görülür. Bu davada yetkili mahkeme ise alacaklıların davanın açıldığı zamandaki ikametgahı mahkemesidir.
Somut olaya gelince; mahkemece, davanın niteliği gereği davalı-alacaklının, murisin terekesinin borca batık olduğunu bilmediği, bilmesinin mümkün olmadığı, yapılan yargılama sonrasında terekenin borca batık olduğuna karar verildiği göz önünde bulundurularak yargılama giderinden davalının değil davacının sorumlu tutulması ve davacı lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu husus kararın bozulmasını gerektirmiş ise de, belirtilen husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 438/7. maddesi gereğince hüküm sonucunun aşağıdaki şekilde düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine; 2. bent uyarınca hüküm fıkrasının 4. bendinin hükümden tamamen çıkartılmasına; 5. bendinde ise “658,90 TL yargılama giderinin” ibaresinden sonra gelen “davalıdan tahsiline, davacı tarafa verilmesine” ibaresinin çıkarılarak yerine “davacı üzerine bırakılmasına” ibaresinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine, hükmün DÜZELTİLMİŞ ve DEĞİŞTİRİLMİŞ bu şekli ile ONANMASINA, peşin yatırılan harcın yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.05.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi