9. Hukuk Dairesi 2020/1311 E. , 2021/3651 K.
"İçtihat Metni"
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ : ... Hukuk Dairesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirket tarafından işletilmekte olan ... Resort Otel adlı iş yerinde 10.01.2014 tarihinde eğlence müdürü olarak çalışmaya başladığını, 31.10.2016 tarihinde iş sözleşmesinin haksız şekilde işverence feshedildiğini, çalışmaya başladığı ilk günden itibaren eğlence müdürü olarak görev yapan müvekkilinin, otel içerisinde sergilenen aktive ve şovların düzenlemesi ve organizasyonunu yaptığını, ilk 2 sene 22 kişi olarak yürüttükleri bu faaliyetlerin davalı tarafından bütçe kısıtlamasına gidilmesi nedeni ile son 2 yıl 8 kişi ile yürütülmek istenildiğini, az personel ile çok iş yaptırma politikasına başvurulduğunu, son ücretinin 4.700,00 TL olduğunu, bunun 4.000,00 TL’sinin bankaya yatırıldığını ve kalanın elden ödendiğini, 2015 yılında 4.700,00 TL ücret alırken son yıl ücretinin 4.500,00 TL’ye düşürüldüğünü ileri sürerek, fark kıdem tazminatı ile fazla çalışma alacağının davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, zaman aşımı definde bulunduklarını, davacının sabit bir çalışma saatinin olmadığını ve çalışma saatlerini ve şeklini kendisinin belirlediğini, haftada 45 saati aşan çalışması da bulunmadığını, ücretinin banka kanalı ile ödendiğini ve elden ödeme yapılmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, toplanan kanıtlara ve aldırılan bilirkişi raporu raporuna dayanılarak, davacının son ücretinin net 4.700,00 TL olduğu, yaptığı fazla çalışmaların karşılığının ödenmediği ve fark kıdem tazminatına da hak kazandığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu :
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti :
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu gerekçesiyle, istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu :
Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosya kapsamının birlikte değerlendirilmesiyle yapılan inceleme sonucunda, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararının aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan yönleri usul ve kanuna uygun görülmüştür
2-Davacı işçinin hesaplamaya esas ücretinin tespiti hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Somut dosyada, davacı vekili davacının son ücretinin 4.700,00 TL olduğunu, bunun 4.000,00 TL’sinin bankaya yatırıldığını ve kalanın elden ödendiğini, 2015 yılında 4.700,00 TL ücret alırken son yıl ücretinin 4.500,00 TL’ye düşürüldüğünü ileri sürmüş, davalı vekili ise ücretin banka kanalı ile ödendiğini ve iş yerinde çift bordro uygulaması bulunmadığını savunmuştur. Yargılama sırasında dinlenen davacı tanığı ..., “ Davacı bana 4.750,00 TL maaş aldığını söylemişti ve elden de para aldığını söylemişti. Bana söylediği 4.000,00 TL bankaya yatıyordu ayrıca bunun dışında 750,00 TL"yi elden aldığını söylemişti.” şeklinde beyanda bulunmuş olup, davacının ücretine dair görgüye dayalı bilgisi olmadığı ve davacıdan duyduğu kadarını Mahkemeye aktardığı anlaşılmaktadır. Davacı tanığı Erkan Arkanlı davacının ücretine dair beyanda bulunmamış; diğer davacı tanığı Demet Yaşar ise davacının ücretinin 4.000,00 TL"den fazla olduğu düşündüğünü, elden aldığı bir ücret var mıydı bilmediğini ancak iş yerinde çift bordro uygulaması olmadığını beyan etmiştir. Davalı tanıkları, davacının aldığı ücret husunda beyanda bulunmamışlar, ancak iş yerinde çift bordro uygulaması olmadığını ve ücretlerin tamamının bankaya yatırıldığını beyan etmişlerdir. Dosya içerisinde yer alan banka kayıtları ve ücret bordrolarına göre, davacının ücretinin 4.000,00 TL olarak tahakkuk ettirilip ödendiği anlaşılmaktadır. İlk Derece Mahkemesince yapılan emsal ücret araştırmalarında, Akdeniz Turistik Otelciler ve İşletmeciler Birliği davacının, 2014 yılında 4.000,00 TL, 2015 yılında 4.500,00 TL ve 2016 yılında 5.000,00 TL; ... Ticaret ve Sanayi Odası 2016 yılında 4.700,00-6.000,00 TL arasında; ... Ticaret ve Sanayi Odası 2014 yılında 1.800,00 TL, 2015 yılında 2.000,00 TL ve 2016 yılında 2.200,00 TL; Türkiye Otel Lokanta Dinlenme Yerleri İşçileri Sendikası ise 2016 yılında 2.700,00-2.900,00 TL arasında ücret alabileceğini bildirmiştir. İlk Derece Mahkemesince davacının en son 4.700,00 TL ücretle çalıştığı, 2014 yılındaki ücretinin 4.000,00 TL ve 2015 yılındaki ücretinin 4.500,00 TL olduğu kabul edilerek dava konusu alacaklar hüküm altına alınmıştır. Davacı ve davalı tanıklarından hiçbirinin davacının 4.700,00 TL ücret aldığını ispatlayacak mahiyette görgüye dayalı bilgisi bulunmamaktadır. Davacı tanığı tarafından dahi ücretin banka kanalı ile ödendiği ve çift bordro uygulaması bulunmadığı belirtilmiştir. Emsal ücret araştırmasının, ücretin tespiti noktasında tek başına delil kabul edilemeyeceği, ancak tanık anlatımlarını desteklemesi halinde dikkate alınabileceği de dikkate alındığında; davacının 4.700,00 TL ücret aldığını dosya kapsamına göre ispatlayamadığı sonucuna ulaşılmaktadır. Belirtilen sebeple, davacının ücretinin 4.000,00 TL olduğu kabul edilerek dava konusu alacaklar yeniden hesaplanıp hüküm altına alınmak üzere kararın bozulması gerekmiştir.
3- Taraflar arasındaki bir diğer uyuşmazlık, davacı işçinin fazla çalışma alacağının hesaplanması hususundadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda iş yeri kayıtları, özellikle iş yerine giriş çıkışı gösteren belgeler, iş yeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Fazla çalışmaların aylık ücret içinde ödeneceğinin öngörülmesi ve buna uygun ödeme yapılması halinde, yıllık 270 saatlik fazla çalışma süresinin ispatlanan fazla çalışmalardan indirilmesi gerekir.
Somut dosyada, taraflar arasındaki iş sözleşmesinde fazla çalışmanın ücrete dahil olduğu yönünde düzenleme bulunmaktadır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacının günlük çalışma saatlerinin 11 saati aşması sebebiyle iş sözleşmesindeki bu hükme göre yılda 270 saatin dışlanamayacağı belirtmiş olup, bu kabulün yasal dayanağı bulunmamaktadır. Belirtilen sebeple, davacının iş sözleşmesindeki düzenleme gereği yılda 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğunun kabulü ile yıllık 270 saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti hesaplanmalıdır. Bu husus gözetilmeden yazılı gerekçe ile sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ :Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının ve bu karara karşı istinaf başvurusunu esastan reddeden Bölge Adliye Mahkemesi kararının, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin ise kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 04.02.2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.