21. Hukuk Dairesi 2019/230 E. , 2019/4888 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme bozmaya uyarak, ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar verildi.
K A R A R
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, kanuni gerektirici nedenlere, temyiz kapsam ve nedenlerine göre davalılar vekillerinin tüm, davacı vekilinin ise aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine,
2-Dava, sigortalının iş kazası sonucu sürekli işgöremezliğe uğraması nedeniyle maddi zararların giderilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, davacı lehine 25.167,20 TL maddi tazminatın kaza tarihi olan 07/11/2010 tarihinden itibaren davalılardan müştereken ve müteselsilen (davalı ... şirketinin sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olmak kaydı ile) tahsili ile davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre, davacının davalı ...’e ait işyerinde çatı montaj işçisi olarak çalıştığı olay günü iş bu davalının sevk ve idaresindeki araçta yolcu olarak bulunduğu esnada davalı işveren Mümin’in iki tırın kullandığı aracı sıkıştırması üzerine direksiyon hakimiyetini kaybetmesi üzerine bariyerlere aracı çarpması neticesinde davaya konu iş kazasının gerçekleştiği, davacının sürekli işgöremezlik oranının %11,1 olarak tespit edildiği, iş kazasının gerçekleşmesinde %70 oranında davalı kusurlu kabul edilirken, %30 oranında dava dışı tır sürücülerinin kusurlu olduğunun tespit edildiği, hesap bilirkişiden alınan 05/09/2017 tarihli raporda %70 davalı kusuru üzerinden tazminat alacağı 25.167,20 TL olarak tespit edilmişken, 12/03/2018 tarihli raporda %100 davalı kusuru üzerinden tazminat alacağının 41.725,38 TL olarak belirlendiği, mahkemece 05/09/2017 tarihli hesap raporuna itibar edilerek karar verildiği anlaşılmıştır.
Birden çok kimsenin birlikte neden oldukları zarardan sorumluluklarını düzenleyen 6098 sayılı TBK"nun 61. maddesi uyarınca (818 sayılı B.K.’nun 50 ve 51. Maddesi) ve aynı Yasanın 163. (818 sayılı B.K.’nun 142.) maddesi hükmüne dayanarak davacı, zararının tümünü müteselsil sorumlulardan biri aleyhine açacağı bir dava ile isteyebileceği gibi, sorumluların hepsi aleyhine açacağı bir dava ile de talep edebilir. Ancak, aynı Yasanın 163. (BK 141) maddesi gereğince teselsül, ister yasadan, ister sözleşmeden doğmuş olsun, bu kuraldan yararlanma hakkı sadece zarara uğrayanın, daha geniş bir deyim ile alacaklınındır.
Öte yandan, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu"nun 165.maddesi (818 sayılı BK"nun 144. maddesi) hükmüne göre, Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz. 166. maddesi(818 sayılı BK"nun 145. maddesi) hükmüne göre, sorumlulardan birinin zararı ödemesi halinde, diğerleri bu oranda borçtan kurtulurlar. Ancak, müteselsil borçluların borçtan tamamen veya kısmen kurtulabilmeleri, alacaklının bilfiil tatmin edilmiş olması halinde söz konusudur.
Somut olayda, davacı tarafından açılan davanın müteselsil sorumluluk hükümlerine dayalı olduğu, araçta yolcu olarak bulunan işçiye yüklenebilecek kusur oranının bulunmadığı bu yönüyle davacı lehine yapılacak hesapta davalı işverenin dava harici sürücülerin kusurlarından da müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu değerlendirilerek %100 kusur oranı üzerinden yapılan 12/03/2018 tarihli hesap raporuna itibar edilerek karar verilmesi gerekirken; yazılı şekilde sadece davalı işverenin kusuru üzerinden yapılan hesaba itibar edilerek karar verilmesi hatalı olmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, aşağıda dökümü yapılan temyiz harcının davalılara yükletilmesine 09/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.