14. Hukuk Dairesi 2012/6270 E. , 2012/7363 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalı aleyhine 20.08.2008 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil, birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/650 esas sayılı dosyada davacı ... ... tarafından davalı ..., ... ve ... aleyhine 19.10.2009 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; asıl davanın kısmen kabulüne, müdahil ..."un davasının reddine, birleşen ... 4. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2009/650 esas sayılı davanın reddine dair verilen 31.01.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili ve birleşen dosya davacısı ... ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Dava, düzenlenen 01.08.1984 tarihli, ... adına ... adına ve Sümbüle ... adına düzenlenen 24.10.1984 tarihli tapu tahsis belgelerine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Birleşen dava; davacı ..."in, ... adına tapu tahsis belgesi düzenlenmiş olan yerin harici satım sözleşmesi ile satın almış olduğu iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Müdahil ... ise, Sümbüle ... adına tapu tahsis belgeli olan yeri ... 7. Noterliği"nin 14.11.1996 tarihli gayrimenkul satış vaadi sözleşmesi ile temlik aldığı iddiasıyla adına tescilini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, asıl davanın kısmen kabulüne, 1091 m2 lik alana ilişkin tapu iptali ve tescil davasının reddine, birleştirilen 2009/650 esas sayılı davanın ve müdahil ..."un davasının reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davalı ... vekili ve birleştirilen dosyanın davacısı ... ... vekili temyiz etmiştir.
1-Yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve dosya içeriğine göre birleştirilen dosyanın davacısı ... ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 04.12.1996 tarihli ve 1996/14-763-864 sayılı kararında da belirtildiği gibi, tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı tahsis edilen yerin adına tahsis yapılan kişi veya mirasçıları adına tescili için yeterli değildir. Tahsis kapsamındaki yerin hak sahibi adına tescil edilebilmesi için;
-Hukuki yönden geçerliliğini koruyan bir tapu tahsis belgesinin bulunması,
-Tahsise konu yerde 3194 sayılı Yasanın 18.maddesi uyarınca imar planı veya 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasa uyarınca ıslah-imar planlarının yapılmış olması,
-İlgilisine, tapu tahsis belgesi gereğince bir başka yerden tahsis yapılmamış olması,
-Tahsise konu yerin kamu hizmetine ayrılmamış ve imar planına göre konut alanında kalmış olması,
-Tahsise konu yer ile tescili istenilen taşınmazın aynı yer olup olmadığı ve taşınmazın niteliklerinin belirlenmesi amacıyla mahallinde uzman bilirkişiler aracılığı ile keşif yapılması,
-Tahsise konu arsa bedelinin ödenmiş olması, ödenmemiş ise taşınmazın dava tarihindeki rayiç değerinin uzman bilirkişiler aracılığı ile saptanarak hükümden önce mahkeme veznesine veya belirlenecek tevdi mahalline depo edilmiş olması.
-İmar parsellerinin oluşturulması sırasında, şuyulandırmaya tabi tutulan parselden 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 18/b-c maddesi uyarınca düzenleme ortaklık payı kesilip kesilmediğinin, kesilmiş ise uygulanan oranın saptanması gerekir,
-Mahkemece, yukarıda belirtilen koşullar doğrultusunda yapılacak inceleme sonucunda, tescil isteğinin kabulü için yasal koşulların oluştuğu kabul edildiği takdirde, 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2 maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının (DOP) davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak tahsis miktarından bu oranda yapılacak indirimden sonra kalan miktarın tesciline karar verilmelidir.
Bu ilkeler ışığında somut olaya bakıldığında;
İmar parsellerinin oluşturulması esnasında 3290 sayılı yasa ile değişik 2981 sayılı yasanın 10/C-2. maddesi gereğince tahsise konu yerde uygulanan düzenleme ortaklık payının davacıyı da bağlayıcı nitelikte olduğu dikkate alınarak, her bir tahsis belgesinde tahsis sahiplerine 400"er m2 yer tahsis edildiği gözetilerek, tahsis miktarından belirlenecek oranda düzenleme ortaklık payı indirildikten sonra kalan miktarın imar parsellerinin yüzölçümlerine oranlanarak tescil hükmü kurulması gerekir. Mahkemece, anılan yasanın açık hükmüne ve Dairemizin yukarıda belirtilen ilkelerine aykırı şekilde tahsis edilen miktardan düzenleme ortaklık payı kesintisi yapılmaksızın tescile karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle birleşen dosya davacısı ... ... vekilinin tüm, davalı ... vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bent uyarınca davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz harcının istek halinde yatıranlara iadesine, 23.05.2012 gününde oybirliği ile karar verildi.