Esas No: 2019/6933
Karar No: 2021/1882
Karar Tarihi: 26.04.2021
Danıştay 10. Daire 2019/6933 Esas 2021/1882 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2019/6933
Karar No : 2021/1882
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Üniversitesi Rektörlüğü
VEKİLLERİ : Av. …, Av. …
KARŞI TARAF (DAVACILAR) : … Mirasçıları
1- …
2- …
3- …
4- …
5- …
VEKİLLERİ : Av. … , Av. …
İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının kabule ilişkin kısmının davalı idare tarafından temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacılar tarafından (dava devam ederken … vefat etmiştir), 16/12/2010 tarihinde Oran Fizik Tedavi Servisinden Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi bünyesindeki nöroloji birimine ambulansla nakli yapılan müteveffa …'nın nakli sırasında gerekli özen ve ihtimamın gösterilmemesi sebebiyle bacağının araç kaloriferine dayalı kalması suretiyle yanarak dizden aşağısının kesilmesine sebebiyet verildiği, sağlık hizmetinin ifasında kusurlu davranılarak hastanın vücut bütünlüğünün bozulduğu iddiasıyla tedavi için yapılan harcamalardan dolayı 1.000,00 TL maddi ve olaydan duyulan üzüntü dolayısıyla 99.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla; olaya yönelik olarak Adli Tıp 1. İhtisas Kurulunca hazırlanan 20/08/2014 tarihli raporda, hastanın birden fazla hasta ile birlikte ambulansla nakli esnasında oturma pozisyonu nedeni ile kalorifer ısısına yakından maruz kalmasına bağlı meydana gelen yanık oluştuğunun anlaşıldığı cihetle ambulansla birden fazla hastanın nakledilmiş olması, ambulansta acil tıp teknisyeni ve/veya hemşire bulundurulmamış olması nedeni ile hastane idaresinin kusurlu olduğu, ancak amputasyona neden olan durumun sadece yanıktan kaynaklanmadığı, mevcut dolaşım bozukluğu ve diabetinde artırıcı etkisi olduğu cihetle kişinin bacağının ampute edilmesinin tek başına hastane idaresinin kusurlu eylemi sonucu meydana gelmediği şeklinde görüş bildirildiği, dava dosyasında bulunan bilgi ve belgelerle birlikte bilirkişi raporunun birlikte değerlendirilmesinden, davalı idarenin kısmi olarak hizmet kusurunun bulunduğu anlaşıldığından, davacılar tarafından dosyaya maddi tazminata ilişkin herhangi bir belge ibraz edilmemiş olsa dahi, istenilen 1.000,00 TL'lik miktarın böyle bir rahatsızlık geçiren kimse tarafından hayatın olağan akışına göre harcanabileceği sonucuna ulaşıldığından, davacıların maddi tazminat isteminin kabul edilmesi gerektiği, olayın vuku buluş şekli, müteveffanın yaşı ve hastalığı, davalı idarenin kısmi kusurlu oluşu, davacıların olaydan etkilenme durumları, yine olayın bundan sonraki yaşamları üzerindeki neticeleri, bu nedenle duydukları elem ve ızdırabın kısmen de olsa karşılığı olarak, ancak sebepsiz zenginleşmeye yol açmayacak düzeyde, takdiren 30.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesi gerektiği, bu miktarın dışındaki fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin ise sayılan sebeplerle kabulünün mümkün bulunmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENİN_İDDİALARI : Davalı idare tarafından, müteveffanın bazı tetkik ve konsültasyon hizmeti için erişkin hastanesine gönderildiği, genel durumu iyi olan hastaların bu hastaneye ait ambulans ile transfer edildiği, ambulans hizmeti sadece transfer amaçlı kullanıldığından sadece bir sağlık personeli bulunmasının yeterli olduğu, üstelik hastanın yanında refakatçisinin de bulunduğu, dava konusu olayda davalı idareye atfedilebilecek bir hizmet kusuru bulunmadığı, söz konusu yanığın hastanın genel durumunun bozulmasından kaynaklanmadığı, ambulans radyatörünün konumu gereği hastayla direkt temasının mümkün olmadığı, yanığın refakatçinin basit bir özeniyle önlenebileceği, yanığın amputasyonla sonuçlanmasında hastadaki kronik rahatsızlıkların önemli rolünün olduğu, hastanın yürüyememesinin amputasyonla direkt ilişkilendirilemeyeceği, hastadaki mevcut patolojiler nedeniyle bağımsız olarak yürüme potansiyelinin çok düşük olduğu, hükmedilen manevi tazminat tutarının fahiş olduğu, dava konusu maddi zararın, hastanın felçli ve diyabet gibi kronik hastalıklarının olması nedeniyle yapılacak olan masraflar arasında yer aldığı, amputasyondan kaynaklanmadığı, harçtan muaf olduğu halde aleyhine harca hükmedildiği ileri sürülmektedir.
KARŞI_TARAFIN_SAVUNMASI : Davacılar tarafından, olayda hizmet kusuru bulunduğunun Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit olduğu, müteveffanın konuşamadığı, yürüyemediği, doku duyarlılığının bulunmadığı, refakatçisinin ısrarlı uyarılarına rağmen hiçbir şey yapılmadığı, yanığın üzerinden saatler geçtikten sonra yanık nedeniyle durumu ağırlaşarak komaya girmesinin ardından tedavi uygulanmaya başlandığı, transferin ilgili yönetmeliğe aykırı şekilde yapıldığı, tıbbi personelin bir tıp öğrencisi olduğu, transfer sırasında da hastaların yanında bulunmadığı, ambulansın ön tarafında oturduğu, davalı idarenin sorumluluğunun doğması için gereken tüm şartların gerçekleştiği, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının açıklamalı olarak onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bakılan davada, her ne kadar davacılardan …, Mahkeme kararının temyizen incelenmesi aşamasında 14/01/2020 tarihinde vefat etmiş ise de, davanın ilk olarak müteveffa … tarafından açıldığı, adı geçenin dava devam ederken vefatı sonrasında davayı takip hakkı kendisine geçen davacıların onun adına davaya devam ettiği, bu nedenle temyize konu kararda kabul edilen tazminat tutarının, her bir davacı için ayrı ayrı kabul edilen tazminat tutarı belirtilmeksizin, davacılara ödenmesine karar verildiği, …'nın vefatı nedeniyle davayı takip hakkı kendisine geçen mirasçıların da işbu davada davacı olarak yer aldığı görülmüş olup, 2577 sayılı Kanun'un 26. maddesinin birinci fıkrası hükmünün uygulanmasına gerek görülmemiştir.
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
Bu durumda, temyize konu Mahkeme kararının yukarıda belirtilen açıklamayla onanması gerektiği sonucuna varılmaktadır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddi yolundaki ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı temyize konu kararının yukarıda belirtilen açıklama ile ONANMASINA,
3. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2021 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.