17. Hukuk Dairesi 2013/2927 E. , 2014/1980 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 31/10/2012
NUMARASI : 2010/106-2012/398
Taraflar arasındaki menfi tesbit davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili, davalının eşinin, müvekkilinin işleteni olduğu askeri araçta görev nedeniyle bulunduğu esnada meydana gelen kaza sonucu yaralandığını, davalı tarafından müvekkiline yönelik 50.000,00 TL manevi tazminat istemli icra takibi başlatıldığını, davalının manevi tazminat isteyemeyeceğini belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitine, %40 kötüniyet tazminatı ödemesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin eşinin kaza sonucu %100 malul kaldığını, ömür boyu bakıma muhtaç hale geldiğini, olay nedeniyle müvekkilinin psikolojik travma geçirdiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulüne, davacının davalıya 10.000,00 TL manevi tazminat borcunun olduğunun tespitine, davacının davalıya 40.000,00 TL borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat borcu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK m. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece, meydana gelen trafik kazası sonucu eşin %100 malul kalması nedeniyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla tarafların sosyal ve ekonomik durumları, olayın meydana geliş şekli, kusur oranları da gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, davalı için hak ve nesafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayacak şekilde çok az miktarda manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 492 Sayılı Harçlar Yasası"nın 13/J maddesi uyarınca davacıdan harç alınmamasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 17/02/2014 gününde oybirliği ile karar verildi.