Abaküs Yazılım
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/28307
Karar No: 2019/808
Karar Tarihi: 14.01.2019

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi 2015/28307 Esas 2019/808 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, müvekkilinin işverenin müteveffa işçisi olduğunu ve ölümü sonrası kıdem tazminatı gibi alacaklarının ödenmesi gerektiğini iddia ederek davalıdan 500 TL alacağının faiziyle birlikte tahsil edilmesini talep etmiştir. Davalı ise kıdem tazminatını ödemiş olduklarını savunarak davanın reddedilmesini talep etmiştir. Mahkeme, davaya kısmen haklı olduğu yönünde karar vermiştir. Ancak Yargıtay, mahkemenin karar gerekçesi ile hüküm arasında çelişki olduğunu ve davacıların kendi mirasçılık paylarını talep yönünden aktif dava ehliyetlerinin bulunmadığını belirterek kararı bozmuştur. Kararda, miras bırakanın ölümü sonrası tüm mirasçıların birlikte hareket etmesi gerektiği, aksi takdirde miras ortaklığına temsilci atanması gerektiği vurgulanmıştır. Kararda bahsedilen kanun maddeleri; Türk Medeni Kanunu’nun (TMK) 640/II, 640/IV, 701/II ve 644. maddeleridir.
9. Hukuk Dairesi         2015/28307 E.  ,  2019/808 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : ALACAK

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
    YARGITAY KARARI
    A) Davacı İsteminin Özeti:
    Davacı vekili; müvekkillerinin murisi ..."ın davalı işveren nezdinde 2004 yılından kaza geçirdiği 09/07/2012 tarihine kadar çalıştığını, işyerinde üretimde sorumlu müdür iken 34 GH 2643 plaka sayılı kamyonetin müteveffanın kullandığı 59 S 9078 plakalı minibüse çarpması sonucu vefat ettiğini, en son net maaşının 1.500,00 TL olduğunu ancak zam dönemindeki maaşındaki artışın ne kadar olduğunun bilinmediğini ve maaşlarının bankaya yattığını belirterek, 100,00 TL kıdem tazminatı, 100,00 TL fazla çalışma ücreti, 100,00 TL yıllık ücretli izin alacağı, 100,00 TL hafta sonu çalışma, 100,00 TL dini-resmi bayram tatil çalışma alacağı olmak üzere toplam 500,00 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsilinine karar verilmesini talep etmiştir.
    B) Davalı Cevabının Özeti:
    Davalı; müteveffa ..."ın müvekkili firmada işletme şefi olarak çalıştığını kaza tarihi olan 09/07/2012 tarihine kadar işyerinde çalıştığını, kaza yaptığı yerin servis güzergahlarının dışında olduğunu, müvekkil şirketin ..."a ait Türkiye İş Bankası Emlakkent Çorlu Şubesi hesabına 8.691,15 TL kıdem tazminatı ödemesi yaptığını savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:
    Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar veirlmiştir.
    D) Temyiz:
    Kararı taraflar vekilleri temyiz etmiştir.
    E) Gerekçe:
    1-Gerekçe - hüküm çelişkisi 10.04.1992 gün ve 1991/7 esas, 1992/4 karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına aykırı olup, salt bu aykırılık bozma sebebidir.
    Bu husus 6100 sayılı HMK. nun 298/2. maddesinde de “Gerekçeli karar, tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz.” şeklinde özellikle düzenlenmiştir.
    Somut uyuşmazlıkta, Mahkemenin karar gerekçesinde davacıların murisinin davalı iş yerindeki çalışması 01.08.2008 - 09.07.2012 tarihleri arasında 3 yıl 11 ay 8 gün olarak kabul edildiği halde hüküm altına alınan alacakların bilirkişi raporunda çalışma süresinin 7 yıl 4 ay 14 gün olarak kabul edilerek yapılan hesaplamaya itibar edilerek hüküm altına alınması gerekçe ile hüküm arasında davacılar murisi işçinin davalı iş yerindeki çalışma süresi bakımından çelişkiye yol açmıştır.
    Mahkeme kararının salt bu nedenle bozulması gerekmiştir.
    2-Dava, muris ..."ın ölümü üzerine mirasçılarından olan davacılar tarafından veraset ilamı ibraz edilerek, miras bırakanın hak kazandığı kıdem tazminatının kendi payına ilişkin kısmının ödenmesi istemine ilişkindir.
    Taraflar arasında murisin hak kazandığı kıdem tazminatı açısından mirasçının kendi payına yönelik dava açma hakkının bulunup bulunmadığı noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
    Miras bırakanın davacılar dışında başka mirasçılarının da bulunduğu dosyaya sunulan veraset ilamından anlaşılmaktadır.
    TMK 640/II maddesinde; "miras bırakanın ölümü ile birlikte paylaşmaya kadar mirasçılar arasında terekedeki bütün hak ve borçları kapsayan bir ortaklığın meydana geleceği, mirasçıların terekeye el birliği ile sahip olacakları, sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf edecekleri" Aynı maddenin IV maddesine “Mirasçılardan her birinin , terekedeki hakların korunmasını isteyebileceği, sağlanan korumadan mirasçılardan hepsinin yararlanacağı ”öngörülmüştür.
    TMK 701/II maddesinde ise "el birliği mülkiyetinde ortakların belirlenmiş payları olmayıp her birinin hakkının ortaklığa ait malların tamamına yaygın olacağı" hükme bağlanmıştır.
    TMK. mad. 640/IV hükmü, mirasçılardan biri ya da bir kısmının başvurabileceği yasal yolları "terekedeki hakların korunması" ile sınırlı tutmuştur. Açılan dava veya başvurulan yasal yolun bu nitelikte olmadığı durumlarda ana kural (TMK. mad. 701/II) geçerli olup, bir ya da bir kısım mirasçının istemi, sıfat yokluğundan reddedilecektir.
    Somut olayda, davacının kıdem tazminatının kendi payına ilişkin kısmının ödenmesi istemi "terekedeki hakların korunması" ile ilgili olmayıp terekedeki haktan yararlanmaya yönelik bulunmaktadır. Böyle bir durumda ana kural gereğince birlikte hareket etme gereği vardır.
    Bu durumda kıdem tazminatının tahsili konusunda tüm mirasçıların birlikte dava açması veya miras ortaklığına temsilci atanması yahut TMK" nun 644. maddesi uyarınca iştirak halinde mülkiyetin müşterek mülkiyete dönüştürülmesi gerekmektedir.
    Davacıların kendi mirasçılık payını talep yönünden aktif dava ehliyetinin bulunulmadığı dikkate alınmaksızın hüküm kurulması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
    F) Sonuç:
    Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 14/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi